İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Onkolog Dr. Yavuz Dizdar, yeni kitabını anlattığı toplantıda fazla konuşulacak açıklamalarda bulundu.
“HASTA OLURSANIZ DA TIBBA FAZLA FAZLA GÜVENMEYİN”
Dizdar, “Hasta olmayın lakin hasta olursanız da tıbba fazla arti güvenmeyin. Doktorlar fazla derecede paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Kitapta tıbba ciddi eleştiri var ve bir zahmet üstlerine alınsınlar. Isim verilmese de birlikte çalıştığımız meslektaşlarımız var. Fakat alınmaları lüzumlu çünkü bu iş ticarete çevrildiği süre tıbbın geleceğini bekleyemeyiz. Bu çocukları nasıl eğiteceğiz. Doktor saat 11 veya 12’de işten çıkarak hatta ara sıra hiç gelmeksizin piyasada olmak istiyor. Mesleğin esaslarını çocuklar kimden öğrenecek?” diye konuştu.
“DOKTORLARA VİCDANLARINI BIR DAHA HATIRLATMAK GEREKİYOR”
Doktorların büyük çoğunluğu olmasa bile önemli bölümünün vicdanını kaybettiğini söyleyen Dr. Dizdar, “Bir kısmı daha imkan bulursa kaybedecek, kesinlikle göz ardı edebilirler. 1900’lü yılların başında İstanbul’a gelen tanıdık olmayan bir doktor Beyoğlu’nda tetkik açtığında haftada 1 gün bedava hasta bakıyordu. Ben burada kendi meslektaşlarıma haftada 1 gün hastaya bedava bakmayı kabul ettiremedim. Ameliyat yok, daha alçak tarafı muayeneden bahsediyoruz. Tıp kendi misyonundan bu kadar sapmış ve ticarete dönüşmüşse eğer doktorlara vicdanlarını bir daha hatırlatmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ALICI YOK TEKNOLOJİ GELİŞMİŞ”
Hasta ve hasta adaylarına uyarılarda yer alan Dr. Dizdar, “Bizim sektörün temsilcileri 80 yıldır yatmış, teknoloji gelişmiş. Artan teknoloji, tıp yok. Bunu hasta ve hasta adayları bilsin. Yeni birkaç ilaç fakat çokça görüntüleme, Ultrason, MR,PET gelişmiş ve kendilerine pazar arıyorlar. Dolayısıyla hastalar tıp için bundan böyle pazar özelliği taşıyor. Okuyucular işte kitapta bunların ne halde olduğunu, nasıl bu noktaya gelindiğini bulacak. Bu noktada çıkış için bir şeylerin değişmesi gerektiğini ayrım edeceksiniz. Okuyucular kitapta bunu fark etse tatmin edici” dedi.
“TOPLUMUN VİCDANINDA KÜNTLEŞME VAR “
Dr. Dizdar, “Toplumun vicdanında küntleşme olduğunu söyleyebilirim. Yani bir şeyleri göz ardı edebiliyor. Örneğin, tavukta örneğin, ‘ışık görmeden büyüyen 40 jurnal hayvandır, gerçekten bebektir’ dediğinizde işi anlamış olan arkadaşlar ‘ızgara tavuk istiyorum’ diyebiliyor. Bunu dememeyi öğrendiğimiz süre çağ döner. Çünkü bundan böyle bu sıkışmış pozisyondur. Mallar ve canlar bu dek ucuzlamışken birkaç birey bir hareket başlatırsa ve sürekli tüketime sevk eden sistemi hayatlarından kısmen de olsa çıkartabilirlerse bütün ayaklar yere bir daha basacaktır. Dünyanın şekli bir daha böyle olmayacak, kitaptaki kasıt bu farkındalığın sağlanmasıdır.Vicdan hayat kurtarır mı?Evet kurtarır” diye konuştu.
“2050’DE 2 KİŞİDEN BİRİ OTİSTİK ÜLKÜ GELİRSE TOPLUM TÜKENİR”
Toplumda derhal ekran bağımlılığının tez artmasıyla sanki otistik bir tablonun olduğunu aktaran Dr. Dizdar, “Otizmle ilgilenen derneklerden hastalığın artışıyla ilgili verilere baktığımız zaman hastalık yukarı dürüst çıkıyor. Böyle devam ettiği sürece otizmli insan sayısı toplum içinde yükselecek. Gerçekten şu anda güya otistik bir tablo olmadığını söyleyemem. O nedir? Ekran bağımlılığı. Gençlerde bolca var. Aralıksız hareket halindeler, yerinde duramıyorlar lakin aralıksız telefon ekranına bakıyor, bu da bir nesil otizmdir. 2050’de 2 kişiden biri otistik işik halkasi gelirse o toplum teorik olarak tükenir, yeniden demektir” ifadelerini kullandı.