Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Kadına Ayrımcılık Yapmamız Zaten Olası Değildir’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kadına Ayrımcılık Yapmamız Zaten Olası Değildir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kadına Ayrımcılık Yapmamız Zaten Olası Değildir'
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kültür köklerinde cinsiyet ayrımcılığının olmadığını belirterek, “Her insanı cinsiyetinden rengine değin bütün farklılıklarının ötesinde Allah’ın yarattığı bir varlık olarak gören bir inancın mensupları olarak kadına ayrımcılık yapmamız zaten olası değildir. Fıtratın gereği tüm yaratılanlara aynı gözle bakmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KADEM kadar Grand Cevahir Otel’de düzenlenen 3. Milletlerarası Kadın ve Hak Zirvesi’ne katıldı. Zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Alıştırma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Selçuk Bayraktar ile eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve fazla sayıda misafir katıldı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadının ayrıca ailenin ayrılmaz parçası keza de lokomotifi olduğunu söyleyerek, “Bizim inancımızda aile kadınla erkeğin eşit sorumluluğunda teşekkül eden hayati bir müessesedir. Böylece sanıldığı gibi konut işlerinin kadına, geçim işlerinin erkeğe yüklenmesi gibi kati bir ayrım da söz konusu değildir. Bayan ve erkek aile içindeki devir bölümüne katkıda bulunurlar. Kadını iş hayatından, erkeği evden tecrit eden anlama daha en başından aile mefhumuna darbe vurarak işe başlıyor demektir. Aile kurumunun zinde olmadığı bir toplumun geleceği bayan ve erkek için de benzer şekilde karanlıktır. Bizim medeniyetimizde Rabbimizin emri üzerine rahmet, sevgi, hürmet nazarıyla bakma mecburiyeti vardır. Kadını ve erkeği insan sıfatı ötesinde haklara ve yükümlülüklere yan alıkoyma gayreti sonra ortaya çıkmıştır. Her insanı cinsiyetinden rengine kadar bütün farklılıklarının ötesinde Allah’ın yarattığı bir varlık olarak görebilen bir inancın mensupları olarak kadına ayrımcılık yapmamız zaten muhtemel değildir. Fıtratın gereği bütün yaratılanlara benzer gözle bakmaktır. Bizim kültür köklerimizde de cinsiyet ayrımcılığı yoktur. Tarihimizde yaşanmış kültürümüze de, inancımıza da tutarsız yanlış uygulamaları görmezden geliyor değiliz. Yalnızca kötü örneklerden yola çıkamayız. Kötü örneklerden yola çıkarak bir yere varamayız” dedi.

“Biz kendi meselelerimizi, kendi hatalarımızı kendi gerçeklerimiz içinde tartışarak doğruyu bulacağız”

Batı’da insan hakları, bayan hakları, çocuk hakları tartışmaları ardından yaşanmış çok büyük acılar varken bizim tarihimizde acı kırılmaların bulunmadığını açıklayan Erdoğan, “Batı ülkelerinin insan hakları, bayan hakları, çocuk ve hatta hayvan hakları tartışmaları ardındaki yaşanmış çok büyük acılar, ihlaller vardık. Kırılma bariz olunca tartışmalar ve adımlar da büyük oluyor. Bizim tarihimizde acı kırılmalar bulamazsınız. İnancımız da, kültürümüz de buna müsade vermez. Buna rağmen eksiklerimizi, varsa yanlışları konuşmamız gayet tabiidir. Bunları telafi etmek için neler yapabileceğimiz hususunda görüntü alışverişinde bulunmamız hayatın akışının bir gereğidir. Dün kadını en bayağısından bir meta olarak kullanan bir zihniyetin bugün kadını meta anlayışıyla fakat bu defa eşitlik ambalajı içinde kullanıyor olması bizim için hayret verici değildir. Türkiye’nin son 200 yılında her konuda olduğu gibi bayan hakları meselesinde de savrulmalar yaşadık. Asırlar her tarafında insanları boyunlarına zincir vuran, kitleler halinde mülk gibi satan, bunlar içinde kadınları ve çocukları daha da aşağılayan dünyanın kodları bize ait değildir. Cenneti annelerin ayakları altına seren kadın, sultan benzetmesi yapan, onlara güler yüz göstermeyi, şakalaşmayı,yumuşak olmayı öğüt eden bir medeniyetin böyle bir referans olamaz. Biz kendi meselelerimizi, kendi hatalarımızı kendi gerçeklerimiz içinde tartışarak doğruyu bulacağız. Ülkemizdeki kadın hareketlerinin öyle çoğunun toplumumuzda makes bulmaması, arkasından hareket noktalarının yanlış olmasına ast. Bu bakımdan KADEM içten referanslar, dürüst hassasiyetlerle işe başladığı için bu başarılara imza atabilmiştir” dedi.

“Kadınlarımıza imkan sağladık”

AK Parti’nin dezavantajlı diye sözcük grubu edilen kesime özel siklet verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlarımıza olanak sağladık. Siyasetin hangi kademesinde söz sahibi olmuşsam onlarla birlikte yol yürümekten övünç duydum. Bugün Mecliste 53 parça başına AK Partili elde etmek üzere 104 bayan milletvekili bulunuyor. Kanıt ortada. Meclisin 17,5’ini kadın delege oluşturuyor. Bu tarihi bir rekorun ifadesi” diye konuştu.

“Egzersiz hayatında 9 milyon 122 bin bayan başarılarla yüzümüzü ağartmıştır”

“Çalışma hayatında 9 milyon 122 bin kadın başarılarla yüzümüzü ağartmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadına karşın şiddetin her türlüsünü en ağır şekilde cezalandırma yoluna gittik. Hiçbir kadının sahipsiz ve korunaksız kalmamasını sağlayacak adımlar attık. Okullaşmada cinsiyet ayrımını az daha sıfırladık. Gençlerimizi evlililiğe desteklemek için çeyiz uygulamasını getirdik. Bugün yaşlılarımıza verdiğimiz önemi veren diğer bir ülke yoktur, biz bir numarayız. Evdeki bakımına kadar bunu yapıyoruz. Amerika daha sağlık durumu reformunu bile hayata geçiremedi” biçiminde konuştu.

“Uzun yıllar ülkemizi tutsak bölge ideolojik tartışmalarda kadının her zaman bir amblem olarak kullanılması bizi rahatsız etmiştir”

Hak kavramının insanlık tarihi her tarafında defalarca peşinde koşulan bir değerinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet herkese hakkını devretmek demektir. Bir şeyi herkese eşit şekilde yaymak benzer şekilde yararlanmak anlamına gelmiyor. Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsın. Güçlüyle zayıfı aynı yarışa sokamazsın. Bazıları eşit eşit diyor da. 100 metreyi bayan erkek benzer şekilde mi koşturacağız. Hadi eşitiz. Erkekle bayan 100 metreyi koşsunlar bu yargı olur mu, olmaz. Bayan kadına koşar, erkek erkekle koşar. Yaradılışa, fıtrata uygun olan da budur. Dünyanın zalimle mazlumu aynı dairede tutamazsın. Mevlana Hazretlerinin ‘Her şeyi yerli yerine koymazsak, kurmak işkence ise bir şeyi olmaması gerektiren yere yerleştirmektir’ tanımını önemli görürüm. Dünyanın hiçbir yerinde kadınla erkeği her anlamda eşdeğer tutarak elde edilmiş bir adalet yoktur. Önemli olan heri iki cinsin öne çıkan hususların en ideal şekilde değerlendirerek, hakların adaletli bir şekilde dağıtımını sağlamaktır. Uzun yıllar ülkemizi esir alan ideolojik tartışmalarda kadının hep bir sembol olarak kullanılması bizi rahatsız etmiştir. Milletimizin değerlerine, kültürüne, tarihine düşmanlıklarını alenen açıklama edemeyenler husumetlerini genç kızlarımız, annelerimizin başörtüleri üzerinden sahaya yansıtmaya çalışmışlardır. Tek parti devrinden başlayıp yakın zamana kadar süren bu tartışma Türkiye’ye fazla artı enerji ve vakit kaybettirdi. Kızlarımızı okula, sosyal hayata kazandırmak yerine başörtülerini gerekçe ederek kamudan dışlamaya yönelenler milletimizden yargı ettikleri cevabı defalarca almışlardır. Türkiye o günleri geride bıraktı” dedi. – İSTANBUL