Çalışan ebeveynlerin en büyük sorunu: Çocuğuma kim bakacak?

Çalışan ebeveynlerin en büyük sorunu: Çocuğuma kim bakacak?
Çalışan ebeveynlerin en büyük sorunu: Çocuğuma kim bakacak?
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu, çalışan anne-babaların çocuk bakıcısı seçiminde tedbirli olması gerektiğini vurgulayarak bir takım noktalara uyarı çekti.

Toplumda dadı ve çocuk bakıcısının farklı kavramlar olduğuna; dadının üst sosyo hesaplı sınıfın çocuklarına eğitim veren birey, çocuk bakıcının ise çocuğa mama yediren, altını değiştiren, uyutan kısaca jurnal bakımını yapan kişi olduğuna dair yanlış bir algılama mevcut. Çocuğa eğitim/öğretim belirlemek dadının öncelikli görevi değildir.

0-12 yaş, çocukların, bakıma muhtaç oldukları en sık yaş aralığıdır. Bakıcıya ihtiyaçları vardır. Günümüzde annelerin iş hayatında yoğunlukla bulunmalarından dolayı özellikle şehirlerde beyaz yakalıların daha çok kullandığı, kullanmak zorunda kaldığı bir bakıcılık sistemi gelişmiştir. Anne çalışıyorsa ya da annelik etmesine engel bir şey varsa devreye dadılar-bakıcılar girer.

Dadılık-bakıcılık günümüzde profesyonel bir meslek; ne meslek oluşturacağı ya da ne çerçevede iş göreceği tıpkı tüm meslek akitlerinde olduğu gibi işveren ile bakıcı arasındaki anlaşmaya bağlıdır, Bir bakıcıdan beklenmesi gereken en manâlı nitelik çocukları sevmesi çocuklarla geçilebilmesi, zorluklarla baş etme becerisi daha da özel olarak bakacağı çocuğa özgü tutumlarının varlığı ve niteliğidir. Çocuğun kendine özgü davranışlarına rehberlik edebilecek onu anlayabilecek bir karaktere sahip olması gerekir. Her çocuğun ihtiyaç duyacağı bakım benzer değildir. İşe alınacak dadının da bu özellikleri karşılaması en beklenir şey olmalıdır.

Çocuk Bakıcı

BAKICI SEÇİMİ ÇOK MANÂLI

Yatılı bakıcı ile günlük bakıcı arasında bir ayrım yoktur. Fayda ve dezavantaj yaratan şeyler şahsiyet özellikleri ve ayrıca yapılacak işin çerçevesinin ne dek net olduğu ile ilgilidir.

Ebeveynlerin, bakıcının ve çocuğun birbirini nedenli anladığı, birbirleri hakkında neler hissettiği çok önemlidir. Dadı seçerken belirli bir yaş aralığını tercih etmenin fazla önemi yoktur. Deneyim şüphesiz önemlidir ancak her işte olduğu gibi dadılık, bakıcılıkta da “aynası iştir kişinin lafa bakılmaz”

Bakıcı danışmanlık ajanslarıyla amaçlamak, çalışanlarının zihinsel durumlarını ruhsal sağlıklarını gözeten, bununla ilgili bir veri de oluşturmuşlarsa ebeveynlerin doğru bakıcıyı seçmesi anlamında yararlı olabilir. Bakıcının özgeçmişlerini ve referanslarını denetleme etme imkanı da olur. Gerçi ülkemizde bakıcı danışmanlık ajansları yoluyla çocuk bakıcısı bulmak maliyetler artıyor bu yüzden de göçmenler sıklıkla bakıcı, dadı olarak çalıştırılıyor. Fiziki anlamda daha eksik maliyetli ama riskleri de var; Çünkü dünya tatlısı bir insan bile olsa işe aldığınız kişi çocuğunuzla ruhsal bir bağ kuramayabilir bu bir matematik formülü değildir. Huylarının mizaçlarının uygun olması en azından tolere edilebilir uyarlama seviyesinde olması lazım. Her bakıcı her çocuk için yerinde olmayabilir.

bakici_sorunu

BAKICIYI SIK BAŞKALAŞTIRMAK RISKLI

Sık dadı-bakıcı değiştirmek tehlikeli bir durumdur. Bakım verenin aynı kalması değişmemesi muhakkak tercih edilir lakin bu koşullar ne olursa olsun bakıcıyı değiştirmemek gerektiği anlamına da gelmemelidir. Ebeveyn ve bakıcı arasındaki anlaşmanın sınırları dışına çıkıldığında ya da başka olağan dışı gelişmeler olduğunda kesinlikle yeni bakıcı aranır.

Yurt dışındaki dadı beklentileriyle Türkiye ’deki beklentiler arasında fazla fark olmamakla birlikte Batılıların iş akitleri ve görev tanımlarında daha net çizgilere sahip olması, daha disiplinli davranmaları dadılığı/çocuk bakıcılığını şüphesiz daha ciddi bir iş haline getiriyor.

SAĞLIKLI ILETIŞIM FAZLA ÖNEMLI

Çocuk bakıcısı ve ebeveynlerin sağlıklı irtibat kurması çok manâlı. Bakıcı işe başladığında taraflar işin tanımını, çerçevesini net bir şekilde belirleyip, beklentilerini iki taraflı onaylarsa fazla sorun yaşamazlar. Oysa çoğunlukla açık, sağlıklı bir iletişim kurulmadığı için iki taraf da birbirinden ne yapması gerektiğine dair fazla zihin sahibi olmayabiliyorlar. Birbirlerinin taleplerini ya da eksiklerini net bir şekilde dile getirmedikleri için büyük sorunlar yaşanabiliyor.

Kimi ebeveynler dadıların insiyatif almasını ve onlara danışmadan da kendi içten bildiği şeyleri yapmasını isterler, kimi de dadılarının harfiyen kendi söylediklerini yapmasını ister. Burada ayırt edici olan işe başlarken işveren ve çalışanın kendi aralarında bu gibi beklenti ve talepleri açık açık konuşmalarıdır. Eğer bunlar baştan konuşulmuşsa ardından bir sorun yaşanmaz.

bakici_sorunu_2

KİMİ ANNE ÇOCUK BAKICISINI KISKANABİLİR

Anneler ve çocuk bakıcıları bakım konusunda bazen rekabet yaşayabiliyorlar. Anne gündüz işteyken, çocuk kendisine yemek yediren, uyutan, kendisiyle oynayan kişiye aleyhinde bir sadakât sergilemeye başlıyor. Bu aslında çocuk için dinç olan, çocuktan istenilen bir davranış biçimi. Fakat çalışan anne bu duruma azıcık bozulabiliyor ve çocuğunu kıskanabiliyor. Gerçekten annenin bu davranışını da bilmek gerekiyor., günümüz alıştırma şartlarında çocuğa doyamamak onunla yeterince vakit geçirememek diyebileceğimiz üzücü hali annelerle konuşmak ve üzerinden varmak durumundayız. Çocukların bakıcılarını daha fazla sevmesi sık sık karşılaşılan bir koşul. Aslında bunu da fazla acayip bulmamak gerekiyor: insani bir tepki fakat çocuğun ruh sağlığı açısından iyi olan şey neyse o kadar yürümek aklı başında insanların yapabileceği bir şey, bu duygulardan kaçınmadan üstüne gidilmesi, ihtiyaç halinde bilirkişi yardımı alınması gerekiyor.

Kimi süre bakıcı tarafından hırpalanan ya da fena bakım görebilen çocuklarla da karşılaşabiliyoruz. Her hangi bir yetişkinin çocuğa zulmetmesi onu dikkatsizlik etmesi ya da istismar etmesi ciddi bir suçtur, yasal yaptırımı vardır. Buna bakıcılık mesleğine dair bir risk olarak değil daha büyük çerçeveden görmek gerekiyor.

Bakıcılar kadar çocukların istismar, zorlama ya da kötü muamele görmesini engellemek için evde kamera sistemi kurmak önleyici bir önlem olarak görülebilir. Ancak evin kamera ile izleneceği, bakıcıyla bitmiş konuşulmalıdır. Çalışanın patron tarafından haberi olmadan, izni olmadan izlenmesi ahlak açıdan doğru değildir.