Amerikanın Sesi Radyosu’na konuşan 2015 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, Savur’dan Amerika’ya ve oradan Nobel ödülüne uzanan yaşam öyküsünü anlattı. Savur’da 8 çocuklu bir ailede büyüdüğünü belirten Prof. Dr. Sancar, annesine ayrı bir yer ayırdı. Annesi Meryem Sarcar’ın bir köy imamının kızı olduğunu ve normalde biraz tutuk ve kapalı olmasının beklendiğini söyleyen Sancar şöyle konuştu:
‘KÖYLÜLER, REÇETEMİ MUSKA DİYE BAŞLARINA KOYARLARDI’
İstanbul’da Tıp eğitimini bitirdikten sonra Savur’a bağlı Sürgücü köyendeki sağlık ocağında görev yapmaya başladığını kaydeden bilim adamı şunları anlattı:
“Beni o kadar severlerdi ki onları muayene ettikten sonra reçete doldururdum, reçetemi başlarında muska diye koyarlardı. O zamanları özlüyorum, bana sorarsanız hayatımın en güzel dönemi Sürgücü beldesinde doktorluk yaptığım dönemlerdi. Damda yatardık, Suriye’nin uzaktan iki şehrinin ışıklarını sayrederdik. Sabah ezan sesi ile uyanırdık.”
‘ETKİSİNİ ARTTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Prof. Dr. Sancar, şu anda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin etkisini artırmak konusunda çalıştıklarını da ifade ederek, “Günde 5- 10 kilometre yürümeye çalışıyorum. Uyku ile aram iyi değil. Kanser hastalarına ‘Amerikaya gelmeyin’ diyorum. Yapılan tedaviler standarttır. Amerika, Avrrupa ve dünyanın her yerinde aynı tedavi tatbik ediliyor. Tedavide temel destek aile desteğidir, buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar” diye konuştu.