TBMM Sağlık Durumu, Aile, Alıştırma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili Tuba Durgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadına karşı şiddetin önlenmesi çalışmaları dahilinde Cumhurbaşkanlığı Kadına Karşısında Şiddetle Mücadele Kampanyası’nın yürütüldüğünü söyledi.
Kampanyanın sözcülüğünü üstlenen Durgut, kadın hakları, kadının çalışma hayatındaki yeri, kadının statüsünün yükseltilmesi, kadına şiddetin önlenmesi konularının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok büyük bir hassasiyetle üstünde durduğu konular olduğunu vurguladı.
Kadına zorlama hapiste biter
“KAMPANYANIN BIRINCIL FAZINI CAYDIRICILIK TEMASI ÜSTÜNE PLANLADIK”
Kadına güçlü olarak uğraş nedeniyle hayata geçirilen kampanyanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ve himayesinde başlatıldığını belirten Durgut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadına güç gibi çok boyutlu müdahale gerektiren, kompleks toplumsal problemler oysa kuvvetli bir siyasi irade, politik önderlik ve duruşla çözülebilir. Bu alanda Cumhurbaşkanımızın sahiplenici ve kararlı tutumu meselenin çözümü için çok değerli. Biz de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Milletlerarası Çaba Günü zarfında, Cumhurbaşkanımızın talimatı ve himayelerinde, kadına karşısında şiddetle uğraş kapsamında ‘caydırıcılık’ temasıyla bir video hazırladık.”
Durgut, kadına yönelik şiddetin, bütüncül bir bakış açısıyla kişisel, sosyal, çevresel, yasal öyle çok tehlike faktörüne müdahale etmeyi gerektiren fazla kayda değer bir problem olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin kadına güçlü olarak çaba zarfında reform niteliğinde düzenlemeleri hayata geçirdiğine işaret eden Durgut, buna rağmen o kadar çok kadının cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığının görüldüğünü kaydetti.
Durgut, bu alanda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yaptırdığı çok ayrıntılı bir egzersiz bulunduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bu çalışmayı baz alarak ayrı müdahale ve öncelik alanları belirledik ve Kadına Karşın Güçlü Olarak Çaba Kampanyamızı, bu müdahale ve öncelik alanlarına tarafından fazlandırdık. Araştırma sonuçlarını incelediğimizde kadına şiddeti önlemeye yönelik çok ayrıntılı bir yasamız olmasına karşın amaç kitlelerde bu yasa farkındalığının düşük olduğunu gördük. Bu yüzden kampanyanın birincil fazını ‘caydırıcılık’ teması üzerine planladık.
Caydırıcılık teması ile ilgili yapılan çalışmalar, bu temanın fakat güç uygulayan kişilerin yakalanma ve ceza alma ihtimalinin gerçekliğine ve olabilirliğine inandıkları takdirde başarılı olduğunu göstermektedir.”
“ERKEK OYUNCUYU SEÇERKEN KLİŞE KULLANMADIK”
Durgut, kampanyanın birincil fazında hazırladıkları video ile kişilerin, kadına karşın zorlama uygulamaları halinde mutlak surette cinayet alacaklarına ilişkin farkındalık oluşturulması ve ilgili yasanın bilinirliğinin arttırılmasını hedeflediklerini anlattı.
Kampanyada “Kadına karşı zor yasalar nezdinde suçtur”, “Kadına şiddetin sosyal kabul edilebilirliği, tolere edilebilirliği yoktur” mesajı verdiklerini vurgulayan Durgut, şöyle konuştu: “Tutum değişimi teorilerini baz alarak kampanyayı itinalı bir çalışma sonucunda ortaya çıkardık. bununla beraber kadının mağdur ve çaresiz gösterilmemesine uyarı ettik. Erkek oyuncuyu seçerken sinematografik bir prototip, klişe kullanmadık. Çünkü biliyoruz oysa baskı, belirli bir toplumsal kesime has bir tavır değildir. Tüm bölgeler, kesimler, eğitim seviyelerinde ne eyvah ki şiddete rastlıyoruz.”
“KADINLARI CESARETLENDİRİCİ TEMALAR KULLANACAĞIZ”
Durgut, bu kampanyayı ayrı öncelik ve problem alanlarına kadar fazlandırdıklarını dile getirerek, “Her bir fazın, kampanya öncesi araştırma sonuçlarına göre belirlediğimiz farklı mesajları, tavır ve farkındalık hedefleri olacak. Örneğin kampanyanın bir sonraki adımında ‘kadına zor uygulamanın hiçbir haklı gerekçesinin olamayacağı ve hiçbir şekilde kabul edilemez’ olduğunu işleyeceğiz.” diye konuştu.
Şiddet gören çoğu kadının, utanç duyduğu için bunu yakınlarıyla paylaşmadığına dikkati çeken Durgut, şunları söyledi: “Fakat kuvvet görmek kadının kendi ayıbı yok baskı uygulayanın ayıbıdır. böylece şiddete maruz kalan kadınların yakın çevrelerindeki kişileri bundan mutlaka farkında olan etmeleri ve yardım alabileceği kurumlara başvurmaları konusunda cesaretlendirici filmler yapacağız. Kadına aleyhinde zorlama, çocukların maddi ve ruhsal sağlığını da son derece olumsuz etkiliyor. Meselenin bu boyutunu da kampanyanın ilerleyen dönemlerinde işleyeceğiz.
Konunun birçok cephesi var. Her cephede çaba tahsis etmek, yasanın içten uygulanmasını temin etmek ve en önemlisi şiddeti önlemenin stratejilerini kullanmak üzere bir dizi farkındalık ve tutum değişikliği kampanyaları yapacağız.”
Durgut, kampanyanın amaç kitlesinin bir yanlamasına şiddete maruz kalan kadınlar ve öte yandan da zorlama uygulayan erkekler olduğunu kaydetti.
Fakat bununla birlikte şiddetin farkında olan veya şahit olan insanlara da davranış önerileri sunmak istediklerini gösteren Durgut, “Çünkü kadına yönelik güç aile içi bir mesele değildir, toplumu ilgilendiren bir sorundur.” dedi.
“EVDEKİ BASKI HAPİSTE BİTER”
Kadına Aleyhinde Güçlü Olarak Çaba Kampanyası dahilinde hazırlanarak, Cumhurbaşkanlığının devlete ait Twitter hesabından paylaşılan video, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da retweet edildi.
Video da şu ifadelere yer verildi: “Evdeki kuvvet hangi koşullar aşağıda yaşanırsa yaşansın meşru değildir. Kadına şiddetin bir bahanesi ya da affı yoktur. Kanunlarımıza göre güç uygulayan birey, alınan tedbir kararına aykırı hareket ederse doğrudan soruşturma ve yargılama yapmaksızın, ertelenmeksizin, para cezasına çevrilmeksizin zorlama hapsine alınır. Evdeki baskı hapiste biter.”