Kronik Havayolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı Türkiye (GARD) Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu, astımın kontrolü için eğitimin şart olduğunu belirterek, “Hem hastaların bu eğitimi alması ayrıca yardımcı sağlık personelinin ve hekimlerin de onlarla çalışması çok önemli.” dedi.
Dünya Astım Günü’nde, GARD kapsamında Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türk Toraks Derneği ve Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği iş birliğiyle astım farkındalığını artırmak amacıyla basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Gemicioğlu, hem hastaları hem de hekimleri bilgilendirmek amacıyla hazırlanan toplantılarda eğitim kitapları, video ve slayt setleri eşliğinde astımın pek çok yönüyle anlatıldığını söyledi.
Gemicioğlu, astım için Küresel Girişim desteğiyle de sürdürülen Dünya Astım Günü aktiviteleri ve diğer çabalarla, hastalık hakkında farkındalığın artırılmasını hedeflediklerini dile getirerek, bu kapsamda birçok çalışma yürüttüklerini belirtti.
Türkiye genelinde farkındalık uygulamaları kapsamında yürütülen çalışmalarla halka astımdan korunma yolları hakkında bilgilendirmeler yapıldığını aktaran Gemicioğlu, doktorla yakın iş birliği ve düzenli ilaç tedavisiyle astımlıların hayatlarını kısıtlanmadan yaşayabileceklerinin vurgulandığını ifade etti.
Dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunduğunun tahmin edildiğini, Türkiye’de ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biriyle, 7-8 çocuktan birinin astımlı olduğunu ve hastalığın görülme sıklığının yıllar içinde giderek arttığını dile getiren Prof. Dr. Gemicioğlu, “Astım kontrolü için eğitim şart. Hem hastaların bu eğitimi alması ayrıca yardımcı sağlık personelinin ve hekimlerin de onlarla çalışması çok önemli.” diye konuştu.
“Astım spora engel değil”
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Ayşe Bilge Öztürk de astımı, alerjen, solunum yolları enfeksiyonları, soğuk hava, hava kirliliği, sigara, ilaç, her türlü kimyasal, kokular ve reflü gibi çeşitli etkenlerin tetiklediğini ifade etti.
Öztürk, astım tedavisinin amacının hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesi olduğunu belirterek, “En önemli sorunlarımızdan biri obezite. Maalesef obezitenin pek çok hastalıkla ilişkisi var, bunlardan biri de astım. Yüzde 30-40 oranında hastalarda obezite bildiriliyor. Erişkin popülasyonda oldukça sık görüyoruz. Çünkü hepimizin yeme alışkanlığı değişti, fiziksel aktivitemiz azaldı. Tek başına zayıflamak bile astım kontrolünü sağlıyor. Yani ilaç dozunu artırmak yerine, hastanın aktivitesini artırıp, bir şekilde kilo vermesini sağlamakla hastalığı tamamen kontrol altına alabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Astımlı hastaların, çevresel olarak yakınmalarını artıran faktörlere dikkat etmek koşuluyla günlük yaşamda diledikleri birçok şeyi yapabileceklerini dile getiren Öztürk, hastaların günlük işlerini yapabilmesi seyahate gidebilmesi, hobileriyle uğraşmasıyla yaşamın içinde yer almalarının hekimlerin en arzu ettiği nokta olduğunu söyledi.
Öztürk, astımın spor yapılmasına engel olmadığını, hastaların doktorlarıyla paylaşarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyüş, hafif koşu, yüzme gibi sporları yapabileceklerini vurguladı.
Doç. Dr. Öztürk, astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının da yer aldığını anlattı.
Basın toplantısının ardından hasta ve hasta yakınların da bilgilendirildiği halk toplantısı gerçekleştirildi.