MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’un yanı sıra, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını da göstermeyecek, Cumhur İttifakı’nın mana ve muhtevasında gerekli çalışmalarını heyecanla ifa edecektir. Yargı ve Kalkınma Partisi’nin adayları kim olursa olsun bu üç büyük şehirde desteğimiz bütün olacaktır. Bu irademizde pazarlık yoktur, dar uzlaşma yoktur, al-ver süreci olmamıştır. Öteki her tarafta adaylarımız vardır, adaylığı belli olan dava arkadaşlarımız da çalışmalarına devam edeceklerdir” dedi.
Bahçeli, Antalya’nın Serik ilçesi Belek turizm merkezindeki bir otelde düzenlenen İl Başkanları ve Belediye Başkanları Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılışında 81 il başkanı ve 130 belediye başkanına hitap eden Bahçeli, MHP’nin gücüne baskı katarak yürüdüğünü, günden güne büyüdüğünü ve millete hizmet aşkıyla yükselmeye devam ettiğini söyledi.
“Benciller gelip geçmiştir”
Hiçbir zafere kolay yollardan varılamayacağını vurgulayan Bahçeli, “Muzaffer bir ruhun ortaya çıkması da tesadüfi olamaz. Her galibiyet bedel ister, tahammül ister, fikir ister, gönül ister, çaba ve fedakarlık bekler. Kutlu bir çaba esnasında, nefesi kesilenler, nefsine esir düşenler, dünyasal menfaatlere yenilenler çıkmıştır, bundan sonra da çıkmaları muhtemeldir. Ademoğlu ham süt emmiştir, yanılması, dejenerasyon akıntısına kapılıp hatalı istikametlere sürüklenmesi beklenmelidir. Geçmişin rahat köşelerine şuurumuzun merceğiyle baktığımızda buna dair dokunaklı ve hüzünle perçinlenmiş öyle fazla ibretlik misal verilebilecektir. Hesap yapanlarla hasbi davrananları, davanın omuzuna basanlarla davayı omuzlayanları tasvir ve tefrik etmek zorunludur, mümkündür, elbette tecrübeyle sabittir. ‘Ben’ diyen, bencilliğe gömülen, dünyanın kendi çevresinde döndüğü zehabına aldanan, ben merkezli ve çıkar odaklı tutuma savrulan nice insan bu dünyadan gelip geçmiştir” diye konuştu.
“Davanın önemi”
“Yapılanı düşürmek, olanı değil saymak, cahilce tribünlere oynamak bunların sonucundan da müftehir olmak katiyen beceri değildir” diyen Bahçeli, “Kendini tanımak, atasını tanımak, davasını tanımak, değerlerini tanımak, geçmişini tanıyıp geleceğiyle ilgili inisiyatif üstlenmek reel manada marifetlerin marifetidir. Dava adamı dediğimiz insan da böyle olandır. Kendini aşma iradesi olmayandan, uzak hedefleri ruh ve düşünce potasında eritmeyenden dava adamı olmaz, hakiki anlamda davaya sadakat görülmez. Hiç kimse davadan daha manâlı değildir. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ne yaptığımızı, neyi amaçladığımızı, nereye ulaşmak istediğimizi sıcacık ufkuyla, güdük aklıyla, çürük ahlakıyla sorgulayıp laf cambazlığı ve dedikodu çarkında dönenler yoldan çıkıp yolunu şaşıranlardır. Şunu bilmenizi isterim ama, yoldan meydana çıkan davanın önünde engeldir” ifadelerine yer verdi.
“MHP zirveye çıkacaktır”
Milliyetçi Hareket Partisi’nin zirveye çıkacağını kaydeden Bahçeli, “Allah’ın izniyle çıkacaktır, bireysel doruk arayışlarından, kişisel başarı tutkularından temizlenmek, muhakkak uzak durmak asıldır, esastır. Davayı yükseklere her zaman birlikte taşıdığımızda, görün bakın oysa, hepimizin eş zamanlı zirveye tutunmamız, Türk milletine refah ve gururla hizmetimiz mukadder olacaktır” dedi.
“Çöküşü bekleyenler baltayı taşa vurdu”
Milliyetçi Hareket Partisi için duraklama ve durgunluğun son bulduğunun altını çizen Bahçeli, “1 Kasım sonrası dalga dalga üzerimize gelen huşunet ve husumet akını püskürtülmüş, hatta bozguna uğratılmıştır. Çöküşümüzü bekleyenler baltayı taşa vurmuşlardır. Bitişimizi umanlar şok olmuşlar, çözülmemizi planlayanlar vurgun yemişlerdir. Türk milleti bitti demeden bu dava bitmez, Türklüğün ziyası sönmeden Milliyetçi-Ülkücü Hareket sönmez, sönmeyecektir. Hangi çılgın bize kefen biçecek değin aklını kaybetmiştir? Hangi kudurmuş önümüzü kesmeye cüret edecek değin şaşırmıştır? Milliyetçi Hareket Partisi gönüldedir, gözdedir, dildedir, dilektedir, duadadır” ifadelerine yer verdi.
“Açık ve güçsüzlük anımız kollanmakta”
24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi’nde milletin MHP’ye tarihi bir tayin yüklediğini dile getiren Bahçeli, “9 Temmuz 2018’de yeni hükümet sisteminin ilk Bakanlar Kurulu, Erdoğan göre kayıtlı, böylelikle Türkiye resmi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yönetilmeye başlamıştır. Bu bir milattır. 14 Temmuz 2018 tarihinde yaptığımız basın toplantısında ‘Önümüzdeki beş yılda, 2023 hedeflerini yakalamanın mücadelesi her yönüyle sahnelenecektir’ tespitini dile getirmiştim. Esasen doğrusu da budur. Yeni hükümet sistemi Türkiye’nin ayağına vurulan prangaları kıracak, devlet mekanizmasındaki tıkanıkları açacaktır. Başka tedavi de kalmamıştır. Türkiye düşmanları aralıksız tahkimat yapmakta, kesintisiz baskı toplamakta, kesintisiz açığımızı ve dayanıksızlık anımızı kollamaktadır” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin başarısıdır”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tüm kurum ve kurallarıyla olgunlaşmasını ve iyice oturmasını gerektiğini kaydeden Bahçeli, geçiş sürecinde çıkan veya çıkması muhtemel pürüzlerin zamanında yapılacak müdahalelerle bertaraf edilmesi gerektiğini dikkat çekici etti.
Türkiye’nin yükselişinin, 2023’ün lider ülke hedefine ulaşmasının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gücüne, yerleşmesine ve tesir düzeyine doğrudan emrindeki olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Şu hususu bilhassa spesifize etmek isterim ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin başarısıdır. Hiçbir dış tazyik ve yönlendirme olmadan, hiçbir önerme ve zorlama yaşanmadan hükümet sistemi cumhurun bana kalırsa irade ve isteğiyle değişmiştir. Kendi kaderimize fazla şükür kendimiz yön verdik, kendi söküğümüzü bizzat kendimiz diktik” dedi.
“Cumhur İttifakı Türkiye’nin emniyet zırhı”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mimarının Cumhur İttifakı olduğunu kaydeden Bahçeli, yeni sistemin yaşaması için bu ittifakın kazasız belasız yoluna devam etmesinin ulusal beka açısından mecbur olduğunu açıklama etti.
“Cumhur İttifakı Türkiye’nin güvenlik zırhıdır” diyen Bahçeli, “Cumhur İttifakı ulusal birlik ve dayanışma şuurudur. Cumhur İttifakı Türkiye’nin ta kendisi, Türk milletinin ruh köküdür. 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhuyla temeli atılan, 16 Nisan ahali oylamasıyla çatısı örülen, 24 Haziran Seçimleriyle genişlik ve derinlik şampiyon Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’nin sistemsel açmaz ve ihtiyaçlarını telafi ederek muhasım odaklara set çekmiş, sur örmüştür. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 95 yıllık Cumhuriyetimizi gelecek asırlara kuruluş esaslarına emrindeki kalarak taşıma, daha da güçlendirme ve geliştirme amacına kilitlenmiştir. Yeni hükümet sisteminden geriye dönüş yoktur. Türkiye bütün meselelerini, tüm talep ve eksikliklerini yeni sistemin sunduğu imkanlar dahilinde çözüme kavuşturacaktır. Cumhur İttifakı bunu teminle hem tarihe keza de geleceğe karşısında mesuldür. Ülke yönetiminin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yerinde teşkiliyle planlanan armoni süreci istikrarlı şekilde devam etmektedir” dedi.
“Tedbir alınmazsa yeni sistem darbe yiyecektir”
Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin bekası ve yeni hükümet sisteminin geleceği için 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin akılcı ve beklentilere yerinde neticelenmesi bu aşamadaki en büyük arzumuzdur. Eğer 31 Mart’ta, 24 Haziran’ın rövanşını olmak için kuyruğa girenlere gün doğarsa, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle mahalli idareler arasında kopukluk vasat bulursa, karşımıza çok büyük risk ve tehlikeler çıkacaktır. Bunun emareleri çoktan görülmektedir. Ola Ki önlem alınmazsa, yeni sistem hemen şimdi emekleme safhasında iken öldürücü bir darbe yiyecektir. Bununla da kalmayacak, kaotik tartışmalar tırmanacaktır. Türkiye belirsizliğe sürüklenecek, en ilk önce hükümetin meşruiyeti sorgulanacaktır. Sokaktan medet uman, kargaşadan geçimini sağlama karşılayan, bozgunculuktan fayda bekleyen zillet ittifakı kaldırdığı hançeri Türkiye’nin sırtına indirmek üzere tetikte beklemektedir.”
“Zillet itifakı yeni sistemin vefat fermanını hazırlıyor”
“Zillet ittifakının amacı budur, arayışı bundan ibarettir” diyen Bahçeli, “Bu maksada hizmetle motive olan CHP-İP-HDP-FETÖ-PKK abes durmuyor. Malum çete Türkiye’nin kuyusunu kazıyor, altını oyuyor. El birliği yapmışlar, şiddet birliği yapmışlar, söz birliği yapmışlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ölüm fermanını hazırlıyorlar. YPG’yi terör örgütü görmeyen sadece ABD, yalnızca HDP değildir, CHP de bu kervanın içindedir. PKK’lı Demirtaş’a el sallayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin haksız, hadsiz, hukuksuz, mesnetsiz ve menfi kararından memnun olan yalnızca CHP ve HDP değildir, İP de bunlar arasına kaydını yaptırmıştır. PKK lobisi işbaşındadır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çoktan nüfuz etmiştir. PKK’lı Demirtaş ile ilgili çamur ve çirkin karar rezilliktir, fakat Türkiye’nin haklı tezlerini, yasal iddialarını gölgelemeye yetmeyecektir. 15 Temmuz’a tiyatro diyenler, vatan, insanlar ve din düşmanı FETÖ’yü aklamaya çalışanlar benzer merkezden kumanda edilen, benzer mihraklarca yönetilen siyasi iblis üçgeninde hevesle buluşan köksüzlerdir” diye konuştu.
“Facia ekibi faal”
PKK-FETÖ ortaklığının işbaşında olduğunu dile getiren Devlet Bahçeli, “Afet ekibi faaldir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni devirmek, emperyalizmin alkışını kazanmak, 15 Temmuz’da yarım kalan işgali fillen bitirmek isteyen alçaklar son kozlarını 31 Mart’ta sahaya süreceklerdir. Bu oyunu gördük, bu tehlikeyi sezdik. Gelişmeleri okuduk, işbirlikçilerin gaye ve hedefini açık açık algı ettik. Bu aşamada susmak gafilliktir, durmak atalet ve acziyettir. Hamd olsun, ne gafiliz, ne de aciziz. Biz Türkiye’nin istikbal teminatı, Türk milletinin istiklal meşalesi Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Neysek oyuz, ne dediysek onu yaparız. Su akar Türk bakar diyemeyiz, olayları akışına bırakamayız. Ne olur olmaz, çalıyı dolaşmakta fayda var demeyiz, nemize lüzum, aman belaya bulaşmayalım düşüncesinde olamayız. Konu vatan olursa, konu beka olursa, konu Türklüğün varlığı olursa, değil zillet, değil bunları ağa babaları, dünya üzerimize gelse geri adım atan, telaşla geriye çekilen namerttir, nankördür, nimetsizdir. Onlardan korkan aynen onlar gibi olsun. Alayı pat diye gelsin, tümü zillet şemsiyesi altında toplansın, hiç fark etmez; karşılarına gerekirse tek başımıza çıkarız, icabında Türkiye’yi tek başımıza savunuruz” ifadelerini kullandı.
“MHP, Cumhur İttifakı’nın yanındadır”
“Değil öyle tilki ininde yatıp aslan pozu tahsis etmek, yok böylece karanlığa saklanıp aydınlığa taş atmak” diyen Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye iç ve dış tehditlerle boğulurken, yeni sistemi tasfiye planları yapmak, hükümet kaybetsin de nasıl kaybederse kaybetsin anlayışına çivilenmek ne millete duyulan muhabbetle, ne de vatana hissedilen sevgiyle elbette bağdaşmaz, bağdaşmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi taraftır, Türkiye’nin yanındadır, Cumhur İttifakı’nın tarafındadır. Milliyetçi Hareket Partisi kararlıdır, 2023’e, 2123, 2223 ve daha nice Cumhuriyet’in yıldönümlerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ulaşılacaktır. Biz bu kararımızı yeni değil, on yıllar önce verdik. 1990’lı yılların başında 2023 hedefini gösterdik. Şunun şurasında 5 sene kalmışken, yüze yüze kuyruğuna gelmişken, kara fazla şükür görünmüşken, önümüze çıkan olursa ya kenara iteriz, ya da üzerine basar, eze eze geçer gideriz.”
Türkiye’nin kaybetmeyeceğini, Türk milletinin zilletin tuzağına düşmeyeceğinin altını çizen Bahçeli, 24 Haziran’da iradesini bildiren milli uyanışın bir kez daha kuşatmayı yaracağını vurguladı.
“Cumhur İttifakı’na taktiksel bakmadık”
İstanbul’da aday göstermeyeceklerini daha önce söylediğini andıran Bahçeli, “Ne var fakat, müteakiben bazı olumsuzluklar nüksetti, hatalı değerlendirmeler vuku buldu. Yerelde ittifak önerimizin zamana yayılıp tavsaması istendi. Amacımız ya anlaşılmadı, ya da anlaşılmak istenmedi. Sabote edildik, görüşlerimiz çarpıtıldı. Biz Cumhur İttifakı’na katiyen taktiksel bakmadık, bakmayacağız. Arkadaş Canlısı ve dürüst davrandık, muhataplarımızdan da bunu bekledik. Zira gelişmeler bu şekilde gerçekleşmişti. Bazı müessif beyanlar, Cumhur İttifakı’nın ruhunu zedeleyen talimatlar, üstten ve üstteki perdeden konuşmalar yereldeki ittifak çabalarını sekteye uğratmıştı. Sözde bir taraf istiyor da, öteki taraf nazlanıyor, zamana oynuyor izlenimi doğmuştu. Bu gelişmeler karşı yerelde ittifak çalışmaları soğumaya alındı. Eşitliğe ve hakkaniyete mugayir tavırlar, hatalı anlamalar veya yanıltıcı bilgilendirmeler Cumhur İttifakı’nın çatladı çatlıyor polemiklerine bile kapı araladı. Bu koşul karşısında siyaset ayrı bir faza girmişti. Ama ortamın müsait olduğunu görebilen zillet ittifakının paydaşları saklandığı inden tek tek çıkmışlar, sistemli olarak temaslara başlamışlar, netice itibariyle siyasi tehlike ve belirsizlikler ayrıntılarıyla ayyuka çıkmıştır” dedi.
“Görmezden gelemezdik”
Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
“CHP-İYİ Parti arasındaki görüşmeler seriye ve sisteme bağlanmış, PKK’nın siyasi şubesi HDP de arkaya alınmıştır. Terörle mücadelenin bu dek yoğun ve yüksek bir moralle yapıldığı dönemde, PKK’nın İstanbul ilk önce edinmek üzere, diğer büyükşehir, il ve ilçe belediyelerine zillet ittifakı kulvarından yerleşme ve yuvalanma kepazeliğine nasıl olur da seyirci kalacaktık? Beka diyen, Cumhur İttifakı’na bağlılığını her fırsatta haykıran Milliyetçi Hareket Partisi bunu nasıl görmezden gelecektir? Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben demiyor muyuz? Bunu yıllardır söylemiyor muyuz? Biz Türkiye’nin suikasta uğramasına hiç duyarsız kalır mıyız? Türkiye üstünde oyun kuranlar azıtmış, yöresel tehditler hepten artış göstermiştir. Biz bu sürece tepkisiz kalamazdık. Olan bitenleri dingin şekilde seyredemezdik. Gelişmeler mucibince, siyasi stratejimizde manevralar yapmak ülke yararına ise, bundan niye kaçalım, bundan neden çekinelim? ABD’nin terör örgütleriyle beraberliği, Demirtaş üzerinden yeni bir devamlılık hazırlığı, idareli saldırılar, sosyal gerginlikler, demokrasi dışı cereyan ve özlemler tehlike sinyallerini aşırı derecede yoğunlaştırmıştır.”
“Uçurum olmaması için elimizi taşın altına koyduk”
Dağdaki bölücülerin gelip de büyükşehir belediyelerine konuşlanmasına razı olamayacaklarına şive yapan Devlet Bahçeli, “Biz HDP’nin, CHP ve İYİ Parti’nin mihmandarlığında İstanbul’dan İzmir’e kadar yerel yönetimlerde mevzi elde etmesine dayanma gösteremezdik. İnançla söylüyorum ki, Türkiye’nin çıkarları neyi ve nereyi işaret ediyorsa oradayız. Biz Türk milleti ne diyorsa onu yaparız. ve de dün ne söylemişsek tıpkı onu açıklama ederiz. Türkiye’nin içine girdiği bugünkü siyasi ortamın gerçeklerinden hareketle belirli tavrımızı göstermemiz, son kararımızı beka hassasiyetimiz üzerinden vermemiz elzem ayla gelmiştir. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nden alınacak sonuçlar ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi aralarında kapatılamayacak uçurumların olmaması için elimizi taşın altına koyacağız, fedakarlıksa yine yapacağız” dedi.
“MHP Ankara ve İzmir’de de aday göstermeyecek”
İstanbul’da aday çıkarmayacaklarını hatırlatan Bahçeli, “Buradan açık açık ilan ediyorum; Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’un yanı sıra, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını da göstermeyecek, Cumhur İttifakı’nın mana ve muhtevasında gerekli çalışmalarını heyecanla ifa edecektir. Adalet ve Yeniden Yapılanma Partisi’nin adayları kim olursa olsun bu üç büyük şehirde desteğimiz bütün olacaktır. Bu irademizde pazarlık yoktur, dar anlaşma yoktur, al-ver süreci olmamıştır. Öteki her yerde adaylarımız vardır, adaylığı belirlenmiş olan dava arkadaşlarımız da çalışmalarına devam edeceklerdir. Bir diğer önemli kararımız da şudur, zillet ittifakının paydaşı olan CHP-HDP-İYİ Parti ve diğer yedekleri her nerede karşılıklı namzet çıkarırlarsa çıkarsınlar biz hazırız, onlarla her seviyede mücadeleye kararlıyız. Zilletin karşılıklı adayları nerede karşımıza çıkıyorsa işte orada Cumhur İttifakı’nın ruhuna yerinde ve ahenkli hareket etmeye sonuna kadar varız. Ona buna bakmayacağız, kulak asmayacağız. Türkiye’yi yem ettirmeyeceğiz, tutsak düşürmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hedef alan kim varsa karşılarında bizi bulacaktır” ifadelerine yer verdi.
Bahçeli, konuşmasının sonunda bütün öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik ederek, “Şehit öğretmenlerimiz başta olmak üzere, hayatlarını kaybetmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, yaşayanlara kolaylık, sıhhat ve mutluluklar diliyorum. Umut ve temenni ediyorum fakat, atanamayan tek bir hoca kalmasın, ulusal eğitimin temel sorunlarının hepsi sırasıyla çözülsün” dedi. – ANTALYA