Almanya liderliğindeki Fransa, Avusturya ve Hollanda’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye düşmanlığının gerçek nedenleri belli olmaya başladı. Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Kasım 2016 tarihli raporu Berlin’in Türkiye nefretinin nedenini gözler önüne serdi: Avrupa’ya gelen enerji üzerinde kontrol ile onun getireceği ekonomik ve siyasi güç!..
Türkiye’nin Erdoğan liderliğinde 15 yılda hızla bölgesel gücün ötesine geçmeye başlaması, 3’üncü Havaalanı’nın Alman ekonomisine olumsuz etkisi, Çin’in trilyon dolarlık ‘Kuşak ve Yol Projesi’nin Türkiye’yi Avrupa’nın lider ülkelerinden biri haline getirecek olması, Berlin’de alarm zillerini çaldırdı.
Alman Dışişleri’nin 2016 raporuna göre, Türkiye, Ukrayna, Polonya’yı bypass ederek Baltık Denizi’nin altından doğrudan Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım 2 Projesi’nin hayata geçirilmesi halinde Berlin’i tüm Avrupa’nın doğalgaz merkezi haline getirecek. Alman Kuzey Akımı 2’nin önündeki en büyük engelinse başta Türk Akımı doğalgaz boru hattı olmak üzere Azerbeycan, Türkmenistan, İran, İsrail, Katar ve Irak ile yürüttüğü projelerle Türkiye’nin oluşturduğu kaydediliyor. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu Berlin’in Alman Dışişleri raporundan sonra Türkiye’ye karşı harekete geçtiğini belirterek şunları söyledi: “Rapordan hemen sonra Alman Ekonomi ve Enerji Bakanı’nın görev yeri değiştirilerek Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Bu değişimle birlikte, Almanya’nın dış politikasında enerji odaklı dönem ağırlık kazandı.” Araştırmanın ardından Almanya cephesinde “Ya biz ya da Türkiye Avrupa’nın doğalgaz arz güvenliğinde merkez ülke olacak” anlayışının hızla yayıldığına vurgu yapan Prof. Kumbaroğlu, şöyle devam etti: “Bu durum, çıkar çatışmasını da beraberinde getirdi. Türkiye coğrafi konumu dolayısıyla Almanya’dan çok daha üstün konumda çünkü kaynak çeşitliliği sağlıyor. Türk Akımı Projesi üzerinden Avrupa’ya gidecek gaz İkinci Kuzey Akım Projesi üzerinden gidecek gazın hacim olarak üçte birinden daha az. Türkiye, aradaki farkı başta Hazar ve Doğu Akdeniz olmak üzere Avrupa’ya satılacak Azerbaycan ve İsrail gazı sayesinde kapatarak kaynak çeşitliliği sağlıyor. Kaynak çeşitliliği hem rekabetçi bir piyasa oluşumunda hem de arz güvenliğinde AB lehine önemli bir farklılık yaratıyor ve bu durum Türkiye’yi Almanya’ya karşı avantajlı pozisyona getiriyor. Bu durumda da Türkiye’nin coğrafi avantajı Almanya’nın İkinci Kuzey Akım Projesi için büyük tehdit oluşturuyor. Türkiye-Almanya gerginliğinde bu durumun önemli bir rolü var.”
ALMANYA’YI KORKUTAN BORU HATTI PROJELERİ
– TÜRK AKIMI GAZ BORU HATTI PROJESİ: 2016’da Türkiye ve Rusya ile yapılan anlaşmayla, Karadeniz’den her biri 15.75 milyar metreküp kapasiteli iki hat üzerinde anlaşıldı. Türkiye’nin doğal gaz arzı sağlayacak ilk hattın inşaatına başlanırken, ikinci hattın ise AB ülkelerinin doğal gaz alım taahhüdüne bağlı olarak hayata geçirilecek.
– DOĞU AKDENİZ, IRAK, KATAR GAZI: Mevcut projelerin yanı sıra Türkiye-İsrail arasında Doğu Akdeniz’in gazının boru hattıyla Türkiye ve oradan AB’ye aktarılması, Katar ile körfez gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılması, Irak ile de Musul-Kerkük gibi havzalardaki gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılmasına yönelik boru hattı görüşmeleri de halen sürüyor.
– TÜRKİYE-YUNANİSTAN DOĞALGAZ ENTERKONNEKSİYONU (ITG): 23 Aralık 2003’de Birliği INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe) Programı kapsamında geliştirilen Güney Avrupa Gaz Ringi’nden, Türkiye üzerinden Yunanistan’a arz edilmesi kararlaştırıldı. Projenin devamında Yunanistan’dan İtalya’ya uzatılması planlanmış ve bu konuda Türkiye, Yunanistan ve İtalya arasında 26 Temmuz 2007 tarihinde bir Hükümetlerarası Anlaşma imzalandı ancak henüz hayata geçmedi.
– TRANS-ANADOLU DOĞALGAZ BORU HATTI PROJESİ (TANAP): 25 Ekim 2011’de yapılan anlaşmaya göre 2018 yılından başlayarak yıllık 6 milyar metreküp Azeri gazının Türkiye’ye aktarılması, ayrıca yıllık 10 milyar metreküplük Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı yapılması planlandı. Şah Deniz Faz II geliştirme, Güney Kafkasya Boru Hattı Genişleme Projesi (SCPX), TANAP ve Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın nihai yatırım kararları Aralık 2013’te Bakü’de düzenlenen bir törenle alındı.
– GÜRCİSTAN-YUNANİSTAN HATTI PROJESİ: 2015’de AB ve ABD temscillerinin de katılımıyla TANAP Projesi ile yıllık 32 milyar metreküp kapasiteye sahip, Gürcistan sınırımızdan Yunanistan sınırımıza uzanacak 1.850 km uzunluğunda bir boru hattının inşası planlanmakta. Projeye ilişkin faaliyetler BOTAŞ’ın yüzde 30, SOCAR’ın yüzde 58 ve BP’nin yüzde 12 hisse ile ortak.
– BATI HATTI BORU HATTI:18 Eylül 1984 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ve Eski Sovyetler Birliği arasında imzalanan anlaşmayla, Bulgaristan üzerinden Ankara’ya ulaşan hat 845 km uzunluğunda. Kapasitesi yılda 14 milyar metreküp.
– MAVİ AKIM GAZ BORU HATTI: 15 Aralık 1997 tarihinde Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşmayla, 370 km uzunluğunda hatla Karadeniz’den yıllık 16 milyar metreküp doğalgaz Samsun üzerinden Türkiye’ye taşındı. Sonra Amasya, Çorum, Kırıkkale üzerinden Ankara’ya ulaşmakta ve Ana Hat ile irtibatlandırılmakta.
– DOĞU ANADOLU DOĞALGAZ ANA İLETİM HATTI: 8 Ağustos 1996 tarihinde Türkiye ile İran arasındaki anlaşmayla, 1491 km uzunluğundaki hatla yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz alımı başladı. Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı, Doğubayazıt’tan başlayıp, Erzurum, Sivas ve Kayseri üzerinden Ankara’ya uzanmakta, bir hattı da Kayseri, Konya üzerinden Seydişehir’e ulaşmakta.
-BAKÜ-TİFLİS-ERZURUM DOĞAL GAZ BORU HATTI (BTE): 12 Mart 2001’de Türkiye-Azerbaycan arasındaki anlaşmaya göre, 980 km uzunluğundaki hattan Türkiye’ye, yılda 6,6 milyar metreküp doğalgaz aktarılmaya başlandı.
Merkel’den tehdide devam
– Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye’ye tehdit savurmaya devam ediyor. Merkel, Türkiye’de tutuklu Almanlarının serbest bırakılmasını isteyerek, ilişkilerde normalleşme sağlanmasının buna bağlı olduğunu ifade etti. Hükümetin, Türkiye politikasında değişikliğe gitmesinin gerekli olduğunu iddia eden Merkel, bu durumun iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri de olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Merkel Gümrük Birliği’nin yenilenmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
EN UCUZ ROTA ANADOLU
Prof. Kumbaroğlu, şunları söyledi: “Kuzey Akım 2’nin, yıllık 55 milyar metreküplük olması planlanıyor. Zaten birincisi de aynı kapasitede. Bu, AB’nin gaz çeşitliliği kuralına uymuyor ve Rusya’ya bağımlılık getirdiği için AB’de ve Almanya içinde karşı çıkılıyor. Ama Almanya ısrarla projenin arkasında. Türk Akımı’ndaki iki boru hattında 15’er milyar metreküp gaz taşınması öngörülüyor. Ama Türkiye sadece Rusya değil, Azerbeycan, İran, Irak ve İsrail ile de boru hattı projeleri geliştiriyor. Almanya’ya ikinci hat yapılırsa, Türkiye’den gelecek hatlara ihtiyaç kalmayacak. Ancak, Türkiye’deki enerji çeşitliliği Avrupa için şansını artırıyor. Almanya, Kuzey Akım 2 ile hem siyasi hem ekonomik güç olmak istiyor. Türkiye’nin, Ortadoğu’daki doğalgazın kaynak ülkeleri ile doğalgaz fakiri Avrupa’daki ülkeler arasındaki en ucuz rota olması da onu öne çıkarıyor.”
Türkiye’nin Almanya ile sadece Türk Akımı üzerinden değil, genel olarak enerji koridoru ve ekonomik güç olarak karşı karşıya geldiğini belirten Kumbaroğlu, Türkiye’deki enerji çeşitliliğini artıran nükleer santral, HES ve Termik santral inşaatların engellenmesine yönelik faaliyetlerde Alman vakıflarının rolüne de dikkat çekti. Prof. Kumbaroğlu, “Boru hattı, nükleer santral, üçüncü havalimanı… Almanya’nın ekonomik çıkarları neyi gerektiriyorsa Almanya ona karşı çıkar” diye konuştu.