İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Türk ekonomisine karşın spekülatif ataklara ilişkin, “Doların tahakkümüne, işgaline maruz kalan Türkiye’nin vermiş olduğu mücadeleyi inşallah kısa sürede atlatacağı bu işlem üzerine de ekonomistler, siyasiler çok ciddi makaleler yazacaklar.” dedi.
Orhan Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde Türk ekonomisine yönelik spekülatif ataklara rağmen Türkiye’nin tarihsel konumu gereği mazlum coğrafyayı da yalnız bırakmamasının çok manâlı olduğunu bildirdi.
Bunun, Türkiye’nin tarihsel, coğrafi, kültürel bir misyonu, rolü, görevi olduğunu belirten Atalay, şöyle devam etti:
“Biz 16 milyon kilometrekarede bundan yüzyıl önce varlık ortaya koymuş, tesis etmiş büyük bir imparatorluğun bakiyesiyiz. Büyük bir tarihsel rolün, misyonun yerine geçmek basit değildir. 16 milyon kilometrekarede ola ki siyasi egemenliğimiz değil olmuş olabilir, Türkiye’nin sınırlarına çekilmiş olabiliriz fakat bu bizim o coğrafyaya aleyhinde duyarsız olacağımız, aldırışsız kalacağımız manasına gelmez. Biz hep övünürüz. Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda askeri manada 7 düvele karşısında askeri işgalleri sonlandırmada, özgür meşalesini en önde yakan ve yükselten bir ülkedir.”
Atalay, bağımsızlığın sadece askeri işgallere son vermekle olmayacağını vurgulayarak, başlıca bağımsızlığın, kültürel, ekonomik, siyasal alanlarda da gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin dün Kurtuluş Savaşı’nda bağımsızlığın önderliğini yaptığını, bugün de benzer mücadelenin bir başka boyutunu sürdürdüğüne değinen Atalay, “Hesaplı olarak da bir başkasına, hele hele ABD gibi küresel bir gücün esaretinden, etkisinden kurtulma mücadelesinde de öncü bir rol üstlenmişiz. Bunu esasında icra ediyoruz. Mesele budur. Buradan bakmak lüzumlu.” dedi.
“Mazlum ülkelere cesaret veriyoruz”
Atalay, söz konusu uğraş ile mazlum coğrafyaya cesaret verdiklerini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sadece ışık yakıyoruz. Kurtulmanın muhtemel olduğunu gösteriyoruz. Mümkün olacağını gösteriyoruz. Direnmenin bir tayin olduğunu gösteriyoruz. Direnirlerse kazanacaklarını söylüyoruz. Çalışırsak kurtulacaklarını söylüyoruz.”
Türkiye’nin verdiği mücadele üzerinde makalelerin yazılacağını, yaşanan olayın basit bir durum olmadığına dikkati çeken Atalay, şu görüşlere yer verdi:
“Bir gecede olan biten bir hadise yok. Nasıl oysa 15 Temmuz gecesi, başlangıcı sonu bir geceye sıkıştırılmayacak değin uzun bir anlatıyı, bir hikayeyi, bir yorumu gerektiriyor ise doların tahakkümüne, işgaline maruz kalan Türkiye’nin vermiş olduğu mücadeleyi inşallah kısa sürede atlatacağı bu işlem üstüne de ekonomistler, siyasiler çok ciddi makaleler yazacaklar. Askeri stratejistler fazla önemli makaleler yazacaklardır ve bütün bu oluşacak edebiyat da mazlum coğrafyaya bir kurtuluş, ilham kaynağı olacaktır. Bağımsızlıklarına ilham kaynağı olacaktır. Bu anlamda Türkiye paha biçilmez bir direniş gösteriyor.”
Atalay, Türkiye’nin mücadelesinde haklı olduğunu, Türkiye’nin her şeyden üstün tuttuğu onurundan imtiyaz vermesinin asla laf konusu olmadığını kaydetti.
