Sahici bir aşk yolculuğu: Fransız Teğmenin Kadını

Hiç abartmadan yüzyılın en iyi romanları aralarında sayabileceğimiz Fransız Teğmenin Kadını ’nda bu özellikler bir bileşime ulaşıyor. Öncelikle olağanüstü başarılı bir atmosfer yaratıyor yazan; Viktorya Dönemi’nde yaşamanın ne kavrayış geldiğini bütün netliğiyle ortaya seriyor. Sonra eşine az rastlanır bir gizem yaratıyor ve nihayet varoluşçuluğun “sahicilik” ve bağımsızlık arayan insan soyutlamasını ete kemiğe büründürüyor; fakat Tanrı anlatıcı rolünü de sorgulamaktan geri kalmıyor.

(John Fowles)

FRANSIZ TEĞMENİN KADINI

Fowles dünya tarihinin en tutucu dönemlerinden biri olan, her şeyin ve özellikle de edebiyatın sıkı kurallara ve “devir” bilincine bağlı olduğu Viktorya çağından aykırı bir aşk öyküsüyle sesleniyor okura. Roman başarısını büyük ölçüde leziz diyaloglarına ve iki karakter arasındaki gerilime borçlu.

Kadınların “tahsis”lerinin boyun eğme ve çocuk yapmayla sınırlı olduğu bir dönemde, romanın kadın kahramanı Sarah, fantastik sezgi gücü, özgürlüğe olan tutkusu ve estetik olana duyduğu sevgiyle anında romanın çekim merkezine yerleşiyor. Toplumsal kodları umursamaksızın hoşlanmak neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan kaçınmayan özgürlük bir kadın Sarah. Erkek kahraman Charles ise görmüş geçirmiş bir aristokrat; fakat görmüş geçirmişlik ile bir aristokrattan beklenenler arasındaki dengeyi tutturmakta zorlanan biri. Sarah ’yla tanıştıktan sonra bu bıçak sırtındaki denge darmadağın olur. Charles, çağının toplumsal statüsünün, eş dost çevresinin talepleri ile yolu aşktan geçen Aşkınlık ve Sahicilik, tek kelimeyle Özgür arayışı aralarında bir seçim yapmak zorunda kalır…

Roman okumanın özgün hazzından farkında olan olanlar, Nabokov ’un deyimiyle “belkemiğini titreten” kitaplar okumayı özleyenler ve sahici bir aşk yolculuğuna çıkmak isteyenler için…