Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunan ve şehircilik tarihi M.Ö 1200’lü yıllara dayanan Sardes Antik Kenti, bambaşka medeniyetlerden ayakta kalmış yapıların da bulunduğu fazla sayıda eseri bünyesinde barındırıyor.
Batı Anadolu’da dominant olan Lidya’ya başkentlik yaparak altın madenciliği doğruca elde ettiği zenginlikle döneminin en önemli merkezlerinden biri haline gelen antik şehir, en aydınlık dönemini de Lidya uygarlığıyla yaşadı.
Dönemin kayda değer bilim adamları ve sanatçılarını kendisine çeken Sardes, “Karun dek varlıklı” sözüyle de tanınan Lidya Kralı Karun dönemindeki zenginliğiyle dilden dile dolaştı.
DÜNYANIN EN MANÂLI GÖRGEMLİ TAPINAKLARINDAN
Bugün antik kente gelenler, Lidya Tümülüs mezarlıklarını, çok tanrılı dinler zamanından kalan ve iyi korunmuş, dünyanın en ihtişamlı tapınaklarından olan Artemis Tapınağı’nı, Antik Çağ’ın en büyük havrasını, Yuhanna İncili’nde bahsedilen kiliseyi, Roma döneminden anıtsal bir hamam ve gimnazyumu (Eski Yunan ve Romada, ceset eğitimi ve spor etkinliklerinin yer aldığı, çevresinde revaklı avlular yer alan büyük yapı) ile kente altın taşıdığı söylenti edilen Paktolos Nehri’ni (Sart Çayı) ziyaret edebiliyor.
GEÇİCİ LİSTEDEN KALICI LİSTEYE ALINSIN RICASI
Sardes üstüne yaptığı araştırmaları kitaplaştıran Salihli Turizm Derneği (SATURDER) Onursal Başkanı Mustafa Uçar, antik kentin kültürel ve dinsel açıdan ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğunu söyledi.
Madeni parayı basan Lidya’nın insanlıkta büyük bir etki bıraktığını anlatan Uçar, parayla birlikte ticaret anlayışının değiştiğini anlattı. Mustafa Uçar, kentin UNESCI Kalıcı Listesi’ne alınması gerektiğini söyledi.