Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinin 38’inci yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.
MHP Milletvekili Fendoğlu, 12 Eylül askeri darbesinin demokrasiye vurulmuş bir kelepçe olduğunu ifade ederek “Milletin iradesine müdahaledir. Dış mihrakların Türkiye’yi kendi planları içerisinde düzenleme çalışmasıdır. 12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale. 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesidir. Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı. Bu askeri dönem içerisinde kendi milletine, kendi vatan evladına bir düşman gibi davranan devlet yönetimi şekillendi. Cezaevlerinde işkenceler ve bu işkencelere mağdur kalan ve hayatını kaybeden vatan evlatları oldu” ifadelerine yer verdi.
12 Eylül 1980 darbesinin sosyal hayatın da tüm noktalarında hissedildiğini kaydeden Fendoğlu, “Bu hain darbe, ekonomik sıkıntıları, cezaevlerindeki evlatlarından bihaber olan ailelerin çektikleri zulümleri ve bu ailelerin yıllarca sürecek mağduriyetlerini doğurmuştur” ifadelerini kullandı.
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 38 yıl geçtiğini anımsatan Fendoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“12 Eylül’ün üzerimizde bıraktığı acı hatıralar daha dün gibi aklımızdadır. Hayatının baharında hiçbir mevki, hiçbir makam beklemeden ülkesi ve davası için kendisini kör kurşunlara siper eden o zamanın yiğit gençleri, Türk-İslam davası adına verilen şerefli mücadelede şehit olan 5 binin üzerinde dava arkadaşımızı, darbe sürecinde cunta yönetimi tarafından idam edilen 9 fidanımızı da unutmuyor ve nesilden nesile yaşatıyoruz. Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in 12 Eylül 1980 darbesinde kurulan mahkemelerde verdiği ifadede ortaya koyduğu irade Türk milliyetçilerinin dik duruşunun ta kendisidir. İdam sehpasında bile son sözün nedir denildiğinde ‘Vatan Sağ olsun’ diyen ülkücü şehit Fikri Arıkan ve diğer şehitlerimizi nasıl unutulabilir ki? Cezaevlerinde işkencelere maruz kalan diğer dava büyüklerimiz nasıl unutulabilir? Mustafa Pehlivanoğlu,,Cevdet Karakaş, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse, Halil Esendağ, ve Selçuk Duracık’ta 12 Eylül adaletinin, yağlı urganlarıyla şehitlik mertebesine ulaştılar. İnfaz edilirken bile tekbir getiriyorlardı. Ceza evlerine medrese dediler. İdam sürelerinde hatim ettiler diye sevindiler. Yiğitler, ağabeyler, Kur’an ve vatan aşkı için darağacına yürüdüler. 12 Eylül 1980 askeri darbesini, dış mihrakların oyunlarını, ülkenin daha çok gerilemesini sağlamasını, körleşmiş zihniyeti, Türk Milliyetçilerine yapılan zulmü, tek suçları vatanı sevmek olan ve bu yüzden idam ettirilmiş olan ülkü devlerimizi asla unutmayacağız ve unutturtmayacağız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Allah için, vatan için, bayrak için, canını veren tüm ülkücü şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. ve diyoruz ki, unutmak, tükenmektir.” – MALATYA