Gebelik şekeri nedir? Sebepleri nelerdir? Nasıl yoklama altına alınabilir?

Gebelik şekeri nedir? Sebepleri nelerdir? Nasıl yoklama altına alınabilir?
Gebelik şekeri nedir? Sebepleri nelerdir? Nasıl yoklama altına alınabilir?
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ANNE ADAYLARI GEBELIK ŞEKERİNE UYARI!

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökçenur Gönenç, hamilelik şekeri hakkında merak edilenleri yanıtlıyor!

KİMLER TEHLIKE ALTINDA?

Tehlike aşağı olan gebeler;ailesinde şeker hastalığı olanlar, fazla şişman olanlar, polikistik over hastalığı bulunanlar, bakımlı şekeri olanlar, ileri yaş, hipertansiyon, daha önce büyük bebek doğurmuş olanlar ve daha önceki gebeliğinde sebebi bulunamamış bebek kaybı yaşayanlar sayılabilir. Şeker hastalığının belirtileri arasında; olan fazla su içme, sık tuvalete çıkma, sıkça acıkma gibi bulgular, gebelerin çoğunda olağan olarak bulunduğu için bu durumlar gebelikte görüldüğünde diyabet lehine yorumlanmamaktadır.

TANI NASIL KONULUR?

Gebeliğin ilk muayenesinde gebenin risk değerlendirmeleri yapılır. Bu bağlamda kan şekeri ölçümü yapılır. Özlem kan şekeri kontrolü ile şeker hastalarının yüzde 75 ’i tanınabilir bu nedenle yüksek tehlikeli grupta ilk haftalarda şeker doldurma testi yapılması gerekli olabilir. Yüksek risk aşağı olmayan gebelere, gebeliklerinin 24 – 28. Haftaları aralarında şeker tarama testi yapılması gerekmektedir. Deneme 50 gram ve gerekirse 100 gram şeker ile iki basamaklı olarak yapılabileceği gibi 75 gram şeker ile tek seferde de yapılabilmektedir. Bu testlerin bebeğe veya anneye zararı olduğunu belirten tek bir bilimsel egzersiz bile bulunmamaktadır. İçilen sıvıdaki şeker miktarı neredeyse üç dilim baklavanın içindeki şeker miktarına denktir ancak bu arz metabolizma kadar çarçabuk normale döndürülebilmektedir. Doldurma bebeğe yapılmamaktadır. Bir Takım gebeler deneme sırasında zorlanabilmektedir, zira gebeye aç karnına şerbet içirmek mide bulantısı, tansiyon düşmesi gibi şikayetlere yol açabilmektedir.

“TEŞHİSİ YA DA ÇARE YAPILMADIĞINDA ANNEYE VE BEBEĞE HASAR VERİR”

Hamilelik şekerinde maksat, kan şekeri seviyelerini adi seviyelerde tutabilmektedir. Adi seviyeleri karşılamak için gebelerin yüzde 85-90 ’ında perhiz ve çalışma yeterli olmaktadır. Perhiz ve egzersize rağmen şeker seviyeleri yüksek seyreden gebelerde tedavide insülin kullanılabilir. İnsülin, plasentadan geçmez, bebeğe herhangi bir zararı olmaz. Kan şekeri seviyeleri adi seyreden gebelerin kendileri ve bebekleri hamilelik şekerinden etkilenmezler.

Teşhisi ya da tedavisi yapılmamış şeker durumu ise gerek anne lüzum bebek için önemli riskler taşımaktadır. Anne açısından bakıldığında; idrar yolu enfeksiyonu, yüksek şekere ast organ hasarları, şeker koması, doğum sonrası kanama, sezaryen doğum gibi riskler bulunurken, bebek açısından riskler; anne karnında fazla kilo alımı, suyunun normalden pozitif olması, doğumsal anomaliler, doğum travması, doğum sonrası solunum sıkıntısı, şeker düşmesi, sarılık ve hatta kontrolsüz diyabette ölüme değin gidebilmektedir. Denetleme altındayken sorun yaratmayan bu şart denetleme altında değilken sinsi sinsi anneye ve bebeğe ciddi zararlar vermektedir.

Terazinin bir kefesine yükleme testi yaptırıp, varsa şekeri denetim altına almayı, öteki kefesine ise testten kaçınıp bu riskleri göze almayı koyduğumuzda deneme yaptırma tarafı ağır basmaktadır. Gebelik şekeri, bir takım kadınlarda hamilelik bittikten sonradan da devam edebilir. Bu yüzden lohusalık süresi bittikten daha sonra, yani doğumdan yaklaşık 6 hafta daha sonra yükleme testinin tekrarlanması önerilir.