Burdur’un Gölhisar ilçesinde yaşayan iki çocuk babası 65 yaşındaki cura ustası Necati Arslan, yurdun dağıtılmış yerlerinde 27 sene sınıf öğretmenliği yaptı.
Bir yana öğrencilerini bilgiyle buluşturan Arslan, bir yandan da curayı çocuklarla tanıştırarak onlara Yörük kültürünü anlattı.
ZİYARETÇİLERE CURA ÇALIYOR
Otuz yıldır curayı ayrıca yaparak keza de çalarak yaşatmak için çaba eden Arslan, atölyeye olarak da kullandığı Gölhisar’daki bir kültürevinde yaptığı curaları sergiliyor.
Curayla ilgili tanıtım faaliyetleri ile festivallere de katılan Necati Arslan, zaman zaman Gölhisar’da yer alan gladyatörler şehri olarak da aşina Kibyra Antik Kenti’ne artan bir şekilde ziyaretçilere cura çalıyor.
YOĞUN MESAİ
Curanın ortalama bir haftada büyük bir emekle yapıldığını anlatan Necati Arslan, temin ettiği ardıç ağaçlarını kültür evindeki atölyesinde kesiyor. Elde ettiği parçaları yaş ya da kuru olarak balta tipi cura tekniği ile oyan Necati Arslan, oyma işlemi bittikten sonra ise kapak ve sap takıyor. Son olarak da burgu yuvalarını açan Arslan, tellerini de monte ederek curayı tamamlıyor.
“USTALARIMIN BIR UÇTAN BIR UCA BURALARA GELDİM”
Necati Aslan, “Önceleri bağlama yapma ve çalma işi ile uğraşırken 1980’li yılların sonlarına içten çocukluğumun gerçek dışı olan curaya yöneldim. Cura unutulmaya yüz tutmuş bir enstrüman aleti olduğu için, onu yaşatmak istedim. Tabii fakat bu günlere ustalarımın doğruca geldim. Bağlama ustam Çavdır Kızıllar köyünden rahmetli Durmuş Erbil’di. Cura ustam ise Çavdır Kozağaç beldesinde Habip Özyurt’tur. Habip ustamın dizine çöküp sanatkâr-çırak ilişkisiyle yetişerek bugünlere geldik.” diye konuştu.