Sağlığı internet üzerinden araştırmanın kafa karıştırıcı olabildiğinden geçtiğimiz günlerde bahsetmiştik. bir de yaşadığımız toplumda yaygın olan geçmişten gelen kulaktan dolma yanlış bilgilerle reel sağlık bilgisine ulaşmak her zamankinden daha da zorlaşıyor. Bu bilgilerin kökeni her ne olursa olsun, sizin vakit ve enerji kaybetmenize neden olup aslında edinmeniz gereken sıhhat alışkanlıklarından uzaklaştırabilir. Günlük hayatta keza kendimiz, keza de sevdiklerimizin sağlığı için başvurduğumuz lakin gerçekten yanlış olan, hatta bazen de zarar veren davranışları maalesef ara sıra hepimiz uyguluyoruz. Kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgilere inanmamanız için bilimsel gerçekleri sizler için derledim…
Islak saçlarla dışarı çıkmak hasta olmamıza niçin olur mu?
Islak saçla dışarı çıkmanız, grip ya da nezle gibi hastalıklara yakalanmanıza aracısız neden değildir. Sadece, ıslak saçla dışarı çıkarsanız üşütme riskinizi artırmış olursunuz. Gribin belli başlı nedeni sıkça söylediğimiz gibi; virüstür. Yani nemli saçla dışarı çıkmak sanıldığının aksine hastalığa niçin olmaz. Yalnız araştırmalar, saçlarınızın nemli ve nemli olmasının burnunuzu çekmenize niçin olabileceğini gösteriyor. Itinalı olmakta avantaj var.
Boğulmaya niçin olmaz
Yemekten sonradan yüzmek zararlı mı?
Doymuş bir mideyle yüzmenin, kramplara ve sonradan kişinin boğulmasına neden olabileceği fikri, fiilen tam olarak bir sağlık efsanesidir. Yüzmeden kısa bir vakit önce yemek yemek, fizyolojik olarak herhangi bir sağlık durumu sorununa yol açmayacaktır ve bu ikisi arasındaki bağlantıyı bildiren herhangi bir rapor veya çalışma yapılmamıştır.
Aç karnına alıştırma gerçekleştirmek daha fazla yağ yakmamızı sağlar mı?
Bu durum kısmen dürüst ama ekstra bir yağ ışıklandırma mucizesi de beklememek gerekir. Egzersiz yaparken vücudunuz hem kalori, ayrıca de karbonhidrat yakar. Araştırmalar, aç karnına çalışma yapmanın, daha fazla karbonhidrat kalorisi olmaması sebebiyle sadece birkaç kalori yakabileceğini ama genel olarak kalorinin yakıldığı oranın aynı olduğunu gösteriyor.
Gebelikte saç boyatılmaz mı?
2005 yılında yapılan bir araştırma, nevroblast ot gibi yaşama (hamilelikte saç boyatmanın sebep olduğu düşünülen kanser türü) ile doğan bebeklerin anneleri üzerinde üretilmiş. Anneleri psikolojik tesir aşağı bırakmamak için gebelikleri boyunca saçlarını boyatıp boyatmadıkları sorusu, onlarca farklı sorunun arasına yerleştirilerek sorulmuş. Aynı sorular nevroblast tümör taşımayan bebeklerin annelerine de yönlendirilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiş. Her iki grupta da hamileyken saçlarını boyattığını söyleyen annelerin sayısı birbirine fazla yakın bulunmuş. Bu şart, hamileyken saç boyatmanın nevroblast ot gibi yaşama ile ilk elden bir bağının olmadığını ispatlar nitelikte görülmüş ve yapılan bu çalışma referans alınmaya başlanmış. Hamileliğinizde saçlarınızı boyatacak olursanız, doktorunuza kesin danışmalısınız.
Rujlar, kansere niçin olabilecek kurşun içerir mi?
Araştırmalara göre, 10 farklı dudak boyası markasının FDA analizinde fazla düşük kurşun düzeyleri saptandı. Dolayısıyla ırk arasında yaygın olan bu söylentinin de gerçekten gerçeği fazla yansıtmadığını görüyoruz.
Kadınlar erkeklere tarafından daha mı baskı kilo verir?
Erkekler daha artı kas kütlesine sahiptir ve daha eksik hormonal değişime uğrarlar. Bu da, birincil birkaç kiloyu vermeyi kolaylaştırır. Ancak, araştırmalara tarafından; sağlıklı bir perhiz ve alıştırma rutinine vefalı kaldıkça bayan-erkek arasındaki kilo verme oranı vakit içinde eşitlenir.
Hergün 1 yumurta yiyebilirsiniz
Yumurtada çok fazla kolesterol bulunur mu?
Bir adet yumurtada 200 mg. kolesterol bulunur. Her gün bir adet yumurta tüketebilirsiniz. Yumurtanın içindeki kolesterol gıda ağırlıklı olduğu için günde iki tanesi zararlı değildir.
Zayıflama hapları seri kilo verdirir mi?
Son yıllarda ortaya meydana çıkan en tehlikeli diyet trendi, bu cins haplardır. Birçoğuna internet üzerinden kolayca gelmek muhtemel. Oysa bunun hakiki olması için mucize gerekir. Şöyle düşünün, obezite son yılların en büyük belası. Böyle bir hap ya da içerik içten olsaydı, piyasa avcıları göre ele alınır ve bir vakit sonradan reçete edilir ışık halkası gelirdi. Oysa bu müşteri haplar genelde kulaktan dolma ‘kullanıcı’ tavsiyeleri ile gündeme geliyor.
Gözlerini şaşı yaparsan öyle kalır mı?
Yaramazlık yapmayı seven çocuklar, birbirlerini ödünü koparmak için gözlerini şaşı yapıp yüzlerini şekilden şekle sokarlar. Bu esnada etrafında bulunan anneler, buna gerçekte inandıklarından mı, yahut korkarak üzgün diğer çocuğu kurtarmaya çalıştıklarından mı bilinmez, gözlerini şaşı yapmış olan çocuğa bunu yapmaya devam ederse pek kalacağını söylerler. Şaşılık, sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Dünya genelinde, insanların yüzde 2-4’ünde şaşılık olduğu saptama edilmiş. Allah Vergisi şaşı olunabileceği gibi ilerleyen yaşlarda kapılan bir enfeksiyon ya da beynin ilgili alanında artan bir çeşit tümörün de şaşılık oluşumunun sebepleri aralarında olduğu gösterilmiş. Gözlerdeki şaşılık ve oluşma sebepleri hakkında çalışmalar yapan bilim adamları, bilinçli olarak gözleri şaşı yapmanın kalıcı şaşılığa sebep olduğuna dair hiçbir kanıta rastlamamışlar. Fakat çalışmalar sonunda, gözleri uzun zaman bu halde tutmanın, ilgili kasları germesi sebebiyle sızı ve bulanık görmeye sebep olduğu da ispatlanmış. Görme yeteneğinin verildiği bu organ, birbiriyle düzen içinde çalışan üç çift kas göre denetim edilir. Bu kaslardan biri gözü sağa ve sola, ikincisi yukarı ve aşağıda, üçüncüsü ise çapraz konuma getirme görevi görür. Gözleri şaşı yapmanın böylece kalacağına sebep olmasına itimat etmek, kolumuzu kaslarımız yardımıyla herhangi bir konuma getirdiğimizde pek kalacağına itimat etmek değin abestir.
Karanlıkta kitap okumak gözleri bozar mı?
Loş ortamlarda bir şeyler okumanın göz üzerindeki etkilerini araştıran bilim adamları, dağıtılmış sonuçlar elde etmişler. Bu incelemeler neticesinde, karanlık sayılabilecek ortamlarda bir şeyler okumanın; daha pozitif odaklanmaya, doğal olarak tekrarladığımız göz kırpma hareketinde ayrım edilir bir azalmaya, gözlerde kuruluk hissine ve uzun zaman gözleri kısmaya sebep olduğu tespit edilmiş. Bu etkilerin daimi ülkü gelmesi hayat kalitesinde düşmeye sebep olabilir. Bu etkilerin devamlılığını araştıran bilim adamları, yeniden aydınlatılmış bir ortama geçildiğinde bu şikayetlerin ortadan kalktığını saptama etmiş.
Doc. Dr. Halit Yerebakan
Kadinvekadin.net özel içeriğidir.