Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’ye tehdit sökmez (2)

ABONELERİMİZE CANLI YAYIN DUYURUSU
ABONELERİMİZE CANLI YAYIN DUYURUSU
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

‘SANIYORLAR OYSA DÖVİZ KURUNU ZIPLATINCA, TÜRKİYE YIKILACAK’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize’de AK Parti Rize İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılarak partililere seslendi. İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlen toplantıda, dövizdeki hareketlilik ile ilgili konuşan Erdoğan, şöyle dedi:
“Sizin bu sevginiz, coşkunuz, muhabbetiniz bizim en büyük baskı ve moral kaynağımızdır. Bizim arkamızda Rize olduğu sürece, bizim arkamızda Rize ile birlikte 80 vilayetimiz olduğu sürece, bizim arkamızda 81 milyon vatandaşımız olduğu sürece Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir güçlük yoktur. Biliyorsunuz son günlerde döviz kurlarındaki dalgalanma mazeret edilerek ülkemizin başında kara bulutlar dolaştırılmaya çalışılıyor. Natürel meselenin dolar falan olmadığını, avro olmadığını biz gayet iyi biliyoruz. Bunlar ülkemize aleyhinde açılan hesaplı savaşın kurşunları, gülleleri, füzeleridir. Kuşkusuz bunlara karşılık belirlemek için gereken tedbirleri aldık, alıyoruz. Lakin belli başlı olan bu silahları ateşleyen elleri kırmaktır. Zaten daha önce pek çok yerde bu elleri kırdığımız için böylesine bir saldırıya maruz kalıyoruz. Sanıyorlar ki döviz kurunu zıplatınca, Türkiye yıkılacak. Sanıyorlar ki finans araçlarını devreye sokunca, bu halk diz çökecek.”
‘EY KILIÇDAROĞLU SANA NE OLUYOR?’
Konuşmasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirererek sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şu Anda biz birilerinin affetme edersin bize saldırısını anladık da ey Kılıçdaroğlu sana ne oluyor? Yeni bir genel sekreter atadı; Sayın Hamzaçebi’ye teşekkür ediyoruz. Genel Başkanı ne eyvah ancak ondan hiç nasibini almamış. O başka telden çalıyor, o başka telden çalıyor. Kılıçdaroğlu ağzınla kuş tutsan avucunu yalarsın avucunu. Sen zannediyor musun bu döviz baronlarının yanına yer aldığın süre, sana bu ülkede paye verecekler? Asla. bunca zamandır girdin kaybettin, girdin kaybettin, hâlâ koltuğu bırakamadın. Fakat koltuk seni bıraktı. Bir yere gideceğin yok. Derhal de döviz balonları ile beraber hareket ediyorsun, sana bir şey mi gelecek oradan? Biz muhakkak adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Aynı şekilde kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ey milletim bu gafillere Türkiye ’nin nasıl bir ülke olduğunu göstermeye hazır mıyız? Bu gafillere içte ve dışta Türk milletinin nasıl bir halk olduğunu göstermeye var mıyız? Ey milletim, bu haramzadelere bizim öyle üç kuruşla sarsılacak bir ülke olmadığımızı göstermeye var mıyız? Bu haramzadelere bizim gücümüzün paramızdan yok, imanımızdan, inancımızdan kaynaklandığını göstermeye hazır mıyız?”
‘CEVAPLARINI YENIDEN VERECEĞİZ’
Türkiye’nin gelişmekte olduğunu, bir anda akılla mantıkla izah edilemeyecek saldırılarla karşılaşmaya başladıklarını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
“Mevlana Hazretleri ne hoş söylemiş: ‘Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük, bir başka bahar için yalnızca yaprak döktük.’ Evet, bütün bunlar bizim için yalnızca daha güzel baharlara hazırlanma vesilesidir. Türkiye bu nesil kuşatmalarla birincil kere karşısında karşıya kalmıyor. Hatırlayın, 2002 yılında iktidara geldikten sonradan vesayet güçlerinin böylece fazla provokasyonu ile engellenmesi ile tuzağa ile karşı karşıya kaldık. Tümü ile de sabırla çaba ederek ülkemizi demokrasi ve ekonomide sınıf atlattık. Türkiye’yi dünyanın satın alma paritesine göre 13’üncü büyük ekonomisi haline getirdik. Tarihimizin en büyük projelerini, en büyük yatırımlarını bu dönemde hayata geçirdik. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir hamlenin içindeyken, aniden akılla mantıkla izah edilemeyecek saldırılarla karşılaşmaya başladık. Seyahat olaylarıyla, 17-25 Aralık güvenlik hak darbe girişimiyle, bambaşka örgütler yoluyla terör eylemlerinin tırmandığı olaylar derken 15 Temmuz’a geldik. Bunların dışarıda o kadar fazla büyüklü küçüklü saldırıyla dikkatimiz dağıtılmaya çalışıldı. Bir dizi çelmenin ardındaki 15 Temmuz’da ülkemizi bütün manasıyla esir almaya çalıştılar. Biz cevabımızı Suriye operasyonlarımızla verdik. Bugün de ekonominin araçlarını kullanarak aynı işi yapmaya çalışıyorlar. Cevaplarını yeniden vereceğiz.”
‘BURASI ÇATLADIKAPI ÜLKESİ Mİ?’
ABD’nin yaptırım açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda şu mesajları verdi:
“Türkiye ’yi minik hesaplar uğruna karşılarına alanlar kesinlikle bunun bedelini hem bölgemizde hem de kendi siyasetlerinde ödeyeceklerdir. Bizimle hesap görmek için böyle bel altı yöntemleri kullananlar şunu unutmasınlar; dünyada ülkemize karşı husumet politikası güdüp de iflah olmuş hiçbir siyasetçi, hiçbir yönetim yoktur. Bu milletin ahını bölge cümbür cemaat eninde sonunda belasını bulmuştur. Peki bizim prensibimiz nedir; Kim sabrederse zafere ulaşır. Sabredeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz, mutlaka müjdelenen zafere ulaşacağız. Yeter ama saflarımızda delik açtırmayalım. Bir olalım, kocaman olalım, diri olalım, kardeş olalım her zaman birlikte Türkiye olalım. Yeter oysa kurulan tuzaklara düşmeyelim. Biz üzerimize düşenleri yapacak, gerisini Rabbimize havale edeceğiz.”
“Türkiye çok uzun vakit önce tercihini önce karma ekonomiden, ardındaki serbest piyasa ekonomisinden yanlamasına kullanmış bir ülkedir” diye sözlerini sürdüren Erdoğan, şöyle dedi:
“Açık konuşmak gerekirse herkese kolay olan işler ülkemiz söz konusu olduğunda her zaman baskı bir şekilde gerçekleşmiştir. Demokrasimizi nice zorluklara göğüs gererek geliştirdik, ekonomimizi de nice sıkıntılarla boğuşarak büyüttük. Hem geç ayrıca kuvvet de olsa bugün geldiğimiz yeri manâlı görüyor fakat yeterli bulmuyoruz. Hedeflerimiz fazla daha büyük, bunlara ulaşmak için de çok çalışmamız gerekiyor. Tabii biz büyürken, gelişirken, tesir ve zor alanımızı genişletirken, anlaşılan o ama birilerinin ayağına basıyoruz. Belki Suriye’de sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna ses çıkarmasaydık, ülkemiz topraklarının bir kısmına göz dikilmesine rıza gösterseydik, bugün yaşadığımız sıkıntıları yaşamıyor olurduk. Bu oyun önümüze geldiğinde ‘Biz ölürüz de böyle bir aşağılanmaya rıza gösteremeyiz’ dedik. Tehdit ediyor yahu; ‘Saat 18’e dek yarın akşam göndereceksiniz’. Eee, burası Çatladıkapı ülkesi mi ya? Burası Türkiye. Ne yapıyorsun? Biz besleme değil, ayakları üstünde dimdik duran 81 milyonluk bir Türkiye’yiz.”
KILIÇDAROĞLU’NA GÖNDERME: O ZATEN BATMIŞ
Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bir yana vesayetçilerle, bir yandan darbecilerle, onların içerde tetikçileriyle uğraşırken, üstelik da etrafımızda sarılan zincirleri birer birer kırdık. Diplomatik alanda sergilenen ikiyüzlülükleri de birer birer deşifre edip muhataplarımızın yüzüne vurduk. Sahada bizimle doruk ölçüşemeyenler hakiki ekonomiyle, üretimle ülkemizin gerçekleri ile hiçbir ilgisi olmayan fiktif kur oyunlarını devreye soktular. 15 Temmuz’dan bir gün önce 2,8 lira civarında olan dolar kurunun dün itibarıyla 6 lirayı aşması, nasıl bunun bir gerekçesi olabilir? Bu dönemde Türkiye üretiminde rekor kırmış, ihracatında rekor kırmış, istihdamında rekor kırmış bir ülkedir. Bununla kalmamış tüm büyük yatırımlarını tıkır tıkır yürütmüş, programlarına, hedeflerine uygun bir şekilde hayata geçirmiş bir ülkeyiz. Ortada ne çöken, ne yıkılan, ne batan, ne krize giren bir ülke değil, bir ekonomi değil. Meslek adamlarıyla, yatırımcılarla, turizmcilerle, sendikalarla her gün oturuyoruz, konuşuyoruz ekonominin hakiki durumunu. Başarılarıyla, imkânlarıyla, sıkıntılarıyla gayet iyi biliyoruz. Lakin benim meslek adamlarım Kılıçdaroğlu yok ki. O zaten dolu. Onun ayakta duracak mecali yok. O siyasette de çökmüş, ekonomide de çökmüş. Onun için onların atıp tutmalarına sakın kulak asmayın. Onların bu ülkede sevdası değil. Bu ülke ile ilgili dertleri yok. Onun derdi başka.”
BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR
Bu süreçte destek açıklamalarından dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür eden Erdoğan, şöyle dedi:
“Komik gerekçelere dayandırılarak yürütülen operasyon, bize meselenin diğer olduğunu, derdin başka olduğunu gösteriyor. Ben sırası gelmişken Sayın Bahçeli’ye de teşekkür ediyorum. Milli olanlar, yerli olanlar, bu ülkeyle derdi olanlar, kendini işte bu meseleyle ortaya tam manası ile koyuyor. Her şey burada örtüşüyor. Niye? Ortak paydamız millilik. Çağırmak oysa benzer olunca, istikamet benzer olunca, bakıyorsunuz konuştuklarınız da birbiriyle örtüşüyor. Tüm bunlara karşın içimizdeki bazıları hâlâ gözlerini kapatıp işi diğer taraflara çekmeye çalışıyorsa artık onlara diyecek bir sözümüz de kalmadı. Hâlbuki iktidarıyla muhalefetiyle, bizi seveni ile sevmeyeni ile biz hepimiz benzer gemideyiz ya. Bu gemi yürüdüğünde birlikte kazandığımız gibi, delinip su aldığında da hepimiz aynı akıbete uğrayacağız. Onun için gelin Türkiye’ye defalarca birlikte sahip çıkalım. Hepimiz birlikte Türkiye’yiz. Bu ülkenin ve milletin en büyük düşmanları; ‘Ekonomi kötüye gidiyor, biraz daha sarsılırsa Tayyip Erdoğan’dan kurtuluruz ’ diyen kifayetsizlerdir. Hamdolsun milletimiz bunlara haysiyet etmiyor, her fırsatta dersini veriyor.”
‘BU OYUNUN EN BÜYÜK PANZEHİRİ ÜRETİMDİR’
Türkiye’nin içine sıkıştırılmaya çalışıldığı ‘kur, faiz ve enflasyon’ sarmalından çıkacağını da ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye içine sıkıştırılmaya çalışıldığı bu ‘kur, faiz, enflasyon’ sarmalından fazla kısa zamanda çıkacaktır. Hiç üzüntü etmeyin. Bu oyunun en büyük panzehiri üretimdir, ihracattır, istihdamdır, büyümedir, faizi minimize etmektir. Bak tekrar söylüyorum; eğer bu faizi biz minimize etmezsek reel formülü söylüyorum, faiz zengini daha varlıklı, fakiri daha fakir yapan maalesef bir sömürü aracıdır. Ne yaparsanız yapın; açıkça ilan ediyorum, biz ekonomideki hedeflerimizden vazgeçmeyeceğiz. Ne yaparsanız yapın; biz terör örgütlerinin başlarını ezmekten geri durmayacağız. Ne yaparsanız yapın; biz Suriye ve Irak politikalarımızdan geri adım atmayacağız. Ne yaparsanız yapın; ezanlarımızın semalarımızda yankılanmasına, bayrağımızın nazlı nazlı gönderde dalgalanmasına engel olamayacaksınız. Rize, Karadeniz, Türkiye bize sıkılan döviz kurşunlarını sahiplerinin başına çalmaya var mısınız? Bunun için kendi paramıza sahip çıkmaya var mısınız? Yastık altlarındaki değerlerimizi ekonomiye kazandırmaya var mısınız? Ülkemize karşın saldırılar ortadayken hiç kimsenin döviz üzerinden kâr-hasar hesabı yapmaya hakkı yoktur. Bu toprakları bize vatan kılmak için gözlerini kırpmadan canlarını veren şehitlerimizin, kanlarını döken gazilerimizin elleri böyle davrananların yakalarında olacaktır.”
‘TÜRKİYE’NİN DOSTLUĞUNA GEREKSINIM DUYMAYANLARA, İHTİYACIMIZ YOK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin, Rusya, İran ve Ukrayna gibi ülkelerle ticaretin milli para birimleri üzerinden yapılacağı bir sistem üzerine hazırlandıklarına dikkat çekti. Türkiye’yi döviz kuru operasyonlarından kurtarmakta kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Acilen, ne diyor şair? ‘Yaşamaz ölümü göze almayan, başarı göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayanın, gözyaşı boşana boşana gider. Galip Gelmek istersen sen de zaferi, gürleyen sesinle doldur gökleri. Başarı dedikleri kahraman peri, susandan kaçar da coşana gider.’ Evet biz susmayacağız, demokrasiden ekonomiye her alanda coşkun bir su baskını gibi hedeflerimize akmayı sürdüreceğiz. Devlet olarak alacağımız tedbirler üzerinde ilgili bakanlıklarımız, kurumlarımız gece gündüz çalışıyorlar. En büyük ticaret hacmine sahip olduğumuz Çin, Rusya, İran, Ukrayna gibi ülkelerle ticaretimizi ulusal para birimlerimiz üzerinden yürütmeye hazırlanıyoruz. Belki Avrupa ülkeleri de dolar cenderesinden çıkmak istiyorlarsa onlarla da benzer bir sistemi kurmaya hazırız. Gerek bu yöntemle, gerek öteki alternatifleri devreye sokarak orta vadede ülkemizi döviz kuru operasyonlarından kurtarmakta karalıyız. Bütün dünyaya idareli savaş ilan eden, yaptırım tehditleriyle ülkeleri haraca bağlayan bu düzeni katiyen kabul etmiyoruz. Türkiye’nin dostluğuna gereklilik duymayanlara, bizim hiç ihtiyacımız yoktur. Kurmuş, faizmiş, cezaymış, yaptırımmış hiçbiri umurumuzda yok. Biz bu günlere milletimize güvenerek, milletimizle birlikte uğraş ederek geldik. Bundan sonradan da benzer şekilde bu yola bu şekilde devam edeceğiz. Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, daha fazla mücadele edeceğiz. Bizim krizden çıkış formülümüz budur. Her Zaman söylüyorum; kimseden inayet beklemeyeceğiz, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Savunma sanayinde bunu yaptık, ciddi bir mesafe kaydettik. Geldiğimizde biz yüzde 25 ihtiyacımızı karşılıyorduk; şimdi yüzde 60. Bak, nereden nereye geldik. Bu iktidarımız döneminde oldu. İhracatta bunu yaptık. Göreve geldiğimizde bizim 36 milyar dolarlık bir ihracatımız söz konusuydu, derhal 163 milyar dolara çıktı. Nerden nereye geldik. İstihdamda bunu yaptık, turizmde bunu yaptık, inşallah bu yıl 4 milyon turiste dürüst gidiyoruz, gelişmeler gayet güzel. Diğer alanlarda da bunu yapacak ve bize parmak sallayanları buna pişman edeceğiz.”