Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizler bundan böyle aramızda yerli ve milli parayı göstermek suretiyle doların egemenliğine ağır ağır son vermemiz gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Hyatt Otel’de düzenlenen “Türkiye-Kırgızistan Meslek Forumu”nda kayda değer açıklamalarda bulundu. Kırgızistan’da çeşitli sektörlerde 300 civarında Türk sermayeli firmanın etkinlik gösterdiğini açıklayan Erdoğan, bu firmaların 5 bini aşkın Kırgız vatandaşına istihdam sağladığını söyledi. Türk müteahhitlerin Kırgızistan’da bugüne kadar yatırım bedeli 700 milyon dolara yakın 67 projeyi üstlendiğini belirten Erdoğan, “Bu projelerle firmalarımız, Kırgızistan’ın bağımsızlığından itibaren hayata geçirdiği yeniden yapılanma hamlesine destek verdi. Türkiye olarak firmalarımızın buradaki yatırımlarından hiç kuşkusuz tekrar tekrar kibir duyuyoruz” diye konuştu.
Şuanda Kırgızistan’la ticaret hacminin 500 milyon doları bulamadığını vurgulayan Erdoğan, “Ticaret hacmimiz bize yakışmıyor. Takriben 6 milyon civarında nüfusa sahip Kırgızistan, 81 milyon nüfusa sahip Türkiye toplamda 87 milyon yapar. 87 milyonluk bu iki kardeş ülkenin insan potansiyeli olarak bu ticaret hacmi yeterli değil. İnanıyorum fakat biz bunu artıracağız ve belirlediğimiz kasıt 1 milyar dolara da ulaşacağız” dedi.
“Doların egemenliğine son vermemiz gerekiyor”
Ticaret savaşları ve korumacılık eğiliminin birçok alanda yeni stratejiler geliştirilmesini gerekli kıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle milletlerarası ticaretin dolara bağımlılığın giderek daha büyük bir sorun haline gelmeye başladığını söyledi. Erdoğan, “Bizler artık aramızda yerli ve ulusal parayı uygulamak suretiyle doların egemenliğine bir kere ağır ağır son vermemiz gerekiyor. Ülkeler, firmalar ve tüccarlar yalnızca ticaretin doğasında yer alan sıkıntıları aşmakla yetinmiyor bununla beraber kur baskısı gibi dolara bağımlılığı getirdiği zorluklarla da karşılaşıyor. ‘Ticareti kolaylaştırdığı’ iddiasıyla kurulan bu sistem, artık küresel serbest ticaretin en büyük üçgenin taban olmayan kenarı bağı haline dönüşmeye başlamıştır” diye konuştu.
Özellikle gelişmekte olan veya yeni bir ekonomik kalkınma hamlesi içinde olan ülkeler bakımından bu sorunun fazla daha ciddi sonuçlara yol açtığının altını çizen Erdoğan, “Son haftalarda ülkemizin maruz kaldığı saldırılar bunun en çarpıcı örneğidir. Kur manipülasyonuyla, Türkiye’nin kuvvetli ve sağlam ekonomisi üstünde kesin olmama bulutları oluşturmaya çalışılıyor. Bu umulan kredi derecelendirme kuruluşları var ya, bunların her adımı politiktir, siyasidir, bunlar dürüst, dostça değildir, bunlar cambazdır. Dolaysıyla sakın bu cambazlara inanmayın, işinize bakın, biz her zaman işimize baktık ve bugüne dek da o kadar geldik. Batan, biten ülkelere aniden bakıyorsunuz 4 aşama derece yükseltmesi veriyorlar. Her yönüyle zinde olan Türkiye’ye de kalkıp ya ‘durağan’ diyor veya indirmeye kalkıyor. Bugüne dek ben bunların hiçbirisini tutmadım, bundan daha sonra da tutmayacağım. Biz kendimize inanıyoruz, güveniyoruz. derhal biz Rusya ile alışverişlerde ruble-Türk lirası bunu konuşuyoruz. Aynı şekilde İran, Çin ile yerli ve milli parayla alışveriş yapmanın dönemlerini başlatıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu süreçten güçlenerek çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın”
Hiçbir idareli temeli olmayan Türk ekonomisinin parametreleriyle, hiçbir bağı bulunmayan sadece döviz kuru üzerinden yürütülen bu saldırının hedefinin emin olduğunu belirten Erdoğan, “Burada hedef, Türkiye’yi idareli olarak teslim almaktır. Burada kasıt 15 Temmuz gecesi ruhunu 1 dolara emperyalistlere satmış FETÖ’cü alçakların darbe girişimiyle başaramadıkları işi, ekonomik tetikçiler eliyle sonuçlandırmaktır. Lüzum devletimizin aldığı tedbirler gerekse milletimizin sergilediği kararlı duruş bu idareli darbe teşebbüsünü de akim bırakmıştır. Türk milleti nasıl 15 Temmuz gecesi sokaklarda darbecilerin silahlarına aleyhinde koymuşsa, onların iplerini ellerinde tutanların ekonomi silahlarına da teslim olmayacaktır. Türkiye ekonomisinin bu süreçten güçlenerek çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın. Kur baskısı ve dolar bağımlılığı sorunu sadece bizim meselemiz değildir. Daha önce benzer hadiselerin, benzer idareli saldırıların öbür seviyelerde diğer ülkelerin de başına geldiğini biliyoruz. Türkiye olarak savunma sanayi ilk önce edinmek üzere öteki alanlarda olduğu gibi ekonomide de bağımsızlığımızı bütün anlamıyla tesis etmekte kararlıyız. derhal turizmde Türkiye bu yıl 40 milyon turiste gidiyor. Nereden nereye? Bu her yıl daha da artacak” dedi. – BİŞKEK