Başkan Erdoğan, Tahran zirvesinde konuşuyor

ÖSYM son 3 yılın galibiyet sıralamalarını açıkladı
ÖSYM son 3 yılın galibiyet sıralamalarını açıkladı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

“Sayın Ruhani’ye konut sahipliği için teşekkür ediyorum. Zirveden çıkacak kararlar tüm dünya tarafından ilgiyle bekleniyor.

“HEDEFİMİZ SAHADA ŞİDDETİN DURDURULMASI”

Askeri müşterekten Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması amacıyla sahada şiddetin durdurulması hedeflerimiz. Benzer anlayışla Cerablus, Afrin, El Bab gibi bölgelerde terörü temizledik. Rahat ve birliği temin ederek mültecilerin evlerine dönebilmelerine çalıştık. Askerimizin canı pahasına teröristleri temizledik.

“GERİ SADECE İDLİB KALDI”

Bugün, gerginliği azaltma bölgelerinden geriye doğru sadece İdlib kaldı. Türkiye olarak şehitler verdiğimiz, ciddi özveride bulunduğumuz çok ciddi bir yere geldiğimizi düşünüyoruz. Suriye’nin geleceği için değil, bizim ulusal güvenliğimiz için hayati öneme sahiptir.

“KENDİ HALKINA KARŞIN KATLİAMLARI ESAD YÖNETİMİNİN RIZASINA BIRAKAMAYIZ”

Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının anlamından biri de can güvenliği vermiş olmasıdır. Kendi halkına yönelik katliamları Esad yönetiminin rızasına bırakmayı göze alamayız. Işlem fazla tehlikeli bir yere geldi.

“SİVİLLERE SALDIRI FAZLA ÖNEMLI CAN KAYBINA NEDEN OLACAKTIR”

İdlib’e yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla, dramla sonuçlanacaktır. İdlib’de sivillere atak fazla önemli can kaybına neden olacaktır, milyonlarca sivil topraklarımıza sığınacaktır. Güvenlik endişelerini elbette anlıyoruz. Benzer kaygıları sizin kadar iyi anlıyoruz.

“İDLİB’İN KAN GÖLÜNE DÖNMESİNİ İSTEMİYORUZ”

Teröristlere karşısında mücadele vakit ve dayanıklılık gibi etkilere ihtiyacımız var. İdlib’in kan gölüne dönmesini katiyen istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da yardımınızı bekliyoruz.

“TÜRKİYE’NİN TAVRI BELLİDİR”

İdlib’in akıbeti konusunda varacağımız kavrayış Suriye’nin geleceğini de belirleyecektir. Ülkemizin ve kardeşimiz olarak gördüğümüz Suriye halkının geleceği konusunda Türkiye’nin tavrı bellidir.

“FIRAT’IN DOĞUSUNDA TEHLIKELI GELİŞMELER YAŞANIYOR”

Bizler İdlib’e odaklanırken, dünya gözünü buraya çevirmişken Fırat’ın doğusunda güvenli olmayan olaylar yaşanıyor. DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına karşın ABD’nin bir öteki terör örgütünü desteklemesinden rahatsızız. 3 bine yakın kargo uçağını bölgeye göndermesi, yardımda bulunmasıyla bu terör örgütünün ne denli güçlendiği ortadadır.

“IKI TARAFLI BİR TAVIR ALMALIYIZ”

Bu şart yalnizca bizim ulusal güvenliğimizi bozmuyor, Suriye’nin toprak bütünlüğünü de bozuyor. Ortak bir söylev almalıyız.

Türkiye, bilhassa Suriye’nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü hakiki anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır.

Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü, ülkenin baştan inşaası bir lahza önce ele alınmaya başlayabilir. Geri dönüşlerin milletlerarası hukuka uygun bir şekilde ele alınması başlıca olmalıdır. Kimyasal silahların yasaklanması sözleşmesi 1915’te imzalanmıştır, 1917’de yasaklanması örgütün tarihidir.

“TAVIR ALMA KONUSUNDA RUSYA’YA BÜYÜK MESLEK DÜŞÜYOR”

Konvansiyonel silahlarla öldürülenlere aleyhinde tavır almakta gecikiyoruz fakat kimyasal silahlara aleyhinde gecikmiyoruz. Bu sene BM genel kurulunda da bu işi gündeme getirmek suretiyle karşilikli hitabe takınmanın, özellikle Rusya Federasyonu’na büyük iş düşmekte, açık ve net hale getirecektir.

12 maddelik bir netice bildirgesi var. Bu bildirgeyle, bütün dünyanın beklediği bu bildirgeye Tahran Bildirgesi diyeceğiz, bunun temsilini de göreceğiz. Bir sonraki toplantıyı Rusya’da yapacağız. Bu toplantıya fazla daha olumlu görüşlerle gitmeyi temenni ediyorum.”

AYRINTILAR GELECEK…