İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, yarın başkent Tahran’da gerçekleştirilecek irtifa öncesinde İHA’ya özel açıklamalarda bulundu. Zirvenin belli başlı konusunun Suriye olacağını ifade eden İranlı sözcü, “Birtakım güçler Türkiye ve İran’ın kendi ayakları üzerinde durmasını engelliyor” dedi.
İran’ın başkenti Tahran, yarın Rusya, Türkiye ve İran’ın bir araya geleceği Üçlü Tepe’ye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, bütün dünyanın takip ettiği yükseklik öncesinde İHA’nın sorularını yanıtladı.
Behram Kasımi, “İran, uzun iki taraflı sınırlara sahip olan Türkiye’ye büyük bir komşusu olarak çok özel bakıyor. Geçtiğimiz yıllar içerisinde daima karşılıklı bir işbirliğimiz oldu. Günümüzde ise işbirliği için en iyi koşullara sahibiz ve iki komşu ülke olarak ortak noktalarımızı çoğaltmak, bu noktaları kuvvetlendirmek bizim görevimiz. İşbirliğimizi daha da artırmamız gerekiyor. Zira iki komşu ülke olarak kaderlerimiz, milletlerimizin geleceği bir birinden ayrı olamaz” ifadelerini kullandı.
“Birtakım güçler Türkiye ve İran’ın kendi ayakları üzerinde durmasını engelliyor”
Behram Kasımi uluslararası koşullara değinerek, “İçinde bulunduğumuz kompleks dünyada, bir takım güçlerin Türkiye ve İran gibi ülkelerin kendi ayakları üzerinde durmasını, egemen olmasını, hesaplı, sosyal ve demokratik sahalarda ilerlemesini istemediği ve aralıksız gelişmelerimize engel olmaya çalıştığı bir durumda, bizim belirli karşılıklı bir şekilde çalışmamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönemdeki süreç Tahran ve Ankara aralarında iyi temasların olduğunu göstermekte. Ayrı oturumlarda birbirimizle iletişim halindeyiz, görüşlerimizi paylaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Türkiye ve İran aralarında devamlı bir fikir alışverişi ve bir iki taraflı danışma laf konusu. Bu doğrultuda devam etmemiz gerekiyor. İlişkilerimizi daha da derinleştirmek ve bir birimizi daha iyi bir şekilde kavramak için ve benzer vakit da ortak işbirliğimize ilaveten Orta Doğu istikrarı ve güvenliği için uğraş göstermemiz gerekiyor” açıklamasını yaptı.
“Bazıları bölgenin uzlaşma ve kararlılık içerisinde olmasını istemiyor”
İranlı diplomat açıklamalarının devamında Üçlü Yükseklik’ye değinerek, “Boy görüşmelerinde esas konu Suriye olacaktır. Oysa üç liderin Tahran’da bir araya gelmesi Suriye meselesi dışarıya diğer yöresel konular, gelişmeler, gelişmelerin gidişatı ve üç ülkenin Orta Doğu bölgesinin durumunun daha iyi olması için neler yapabileceği hakkında da görüşmelerin yapılması için çok iyi bir fırsat. Esas konu olan Suriye meselesi dıştan İran, Türkiye ve Rusya, yükseklik görüşmelerinin yanı sıra ikili görüşmeler de yaparak ayrı konular hakkında da mülâkat gerçekleştirebilir. Biz bunun için gerekli planlamaları yaptık. Bilhassa de Sayın Zarif’in Türkiye ziyareti de bu doğrultuda değerlendirilebilir. Biz iki büyük komşu ülkenin ilişkilerinin iyi olmaması ve bölgenin durumu da iyi bir koşul olmaması için çabalayan güçlerin var olduğu bir dünyada, nasıl ikili işbirliğimizi artırabileceğimiz hakkında görüşmeler yapılabiliriz. Bir Takım güçler bölgenin durumunun iyi olmasını istemiyor. Zira bölgenin durumu ne dek akıcı olursa bir takım silah üreticileri daha bakımlı bir şekilde dolarlara sahip olan ülkelere askeri ekipman satabilecek. Dolayısıyla bazıları bölgenin uzlaşma ve istikrar içerisinde olmasını istemiyor” ifadelerine yer verdi.
“Yabancı güçler karşısında müşterek bir savunma cephesi ayarlamak istiyoruz”
Behram Kasımi ülkelerin Üçlü Zirve sırasında ikili görüşmelerinin önemine vurgu yaparak, “Ben bu ikili görüşmelere umutluyum. İran ve Türkiye, Türkiye ve Rusya, İran ve Rusya görüşmeleri boy görüşmeleri zarfında gerçekleştirilecek. İnşallah bir takım ülkelerin bize aleyhinde dayattığı baskılardan geçebilmek için iyi çözüm yolları bulacağız. Bizim barışma sever ülkeler olduğumuz açık. Biz bölgede kriz olmasını istemiyoruz. İster İran olsun, ister İran halkı, ister Türkiye, ister büyük Türkiye halkı olsun hiçbirimiz bölgede krizlerin olmasını istemiyoruz. Biz sahip olduğumuz yapıcı karşılıklı işbirliği, terörizme karşı mücadelelerimiz ve kendi ekonomilerimizi, bölgenin ekonomisini geliştirerek, alan ülkelerinin gelişmesini istemeyen yabancı güçler karşısında iki taraflı bir savunma cephesi hazırlamak istiyoruz. Sanırım tanıdık olmayan güçlerin sinirli olması da fiilen bizim karşılıklı işbirliğimizden kaynaklanıyor” diye konuştu.
“İran ve Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır”
İHA mikrofonuna konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, İran ve Türkiye ilişkilerinin iyi bir seviyede olduğunu vurgulayarak, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“İran ve Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Biz bu yeni dönemde elde ettiğimiz deneyim bir uçtan bir uca daha iyi bir şekilde kendimize inanmamız gerektiğini, iki taraflı noktalarımızı güçlendirerek, birlikte hareket ederek bağımsızlığımızdan imtiyaz vermeksizin bölgenin huzuru, güvenliği, istikrarı ve ekonomik yeniden yapılanma doğrultusunda önemli başarılar elde edebileceğimizi gördük. Biz iki komşu ülke olarak, tarih, coğrafya, kültür ve ortaklıklarımızın getirdiği olumlu bir gereklilikten dolayı birlikte çalışmalıyız. Altını çiziyorum, işbirliği yapmak zorundayız ve bu fazla manâlı bir konu. Türkiye ve İran hükumetini tanıdığım için geleceğe karşın iyimser olmamız gerektiğini düşünüyorum. Zira bu büyük iki ülkeye karşı olanları püskürteceğimizi ve psikolojik savaşlar ile yanlış haberler ile aramıza uzaklık koymalarına müsade vermeyeceğimizi düşünüyorum. Biz Türkiye gibi başarılı bir ülkenin komşumuz olmasından mutluyuz. Türkiye’nin bu doğrultuda hızlı bir şekilde hareket etmesi, gelişmesi bizi mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.
Kasımi, ABD kadar Türkiye’ye dayatılan baskılarla ilgili olarak, “Türkiye üstüne zorlama uygulamaya çalışmaları ya da yaptırım uygulamaları, hiçbir vakit sonuca varmayacak boşboğaz bir çabadır. Bundan Böyle eski dünyada yaşamıyoruz. İçinde bulunduğumuz çağda ülkeler, kendi kararlarını kendileri verir. Ülkeler kendi halklarına hesap verir ve kendi halklarının çıkarlarını temin eder. Bir ülkenin gelip de kendi istekleri, kendi arzularını, kendi siyasetlerini diğer ülkelere dayatmaya çalışması, onlardan kendi istediği gibi davranmalarını istemesi, içinde bulunduğumuz dünyada bir yer bulamaz. Biz böyle bir dünyada yaşamıyoruz. Böyle bir şeyi de kabul etmiyoruz. Ben eminim büyük ve değerli Türkiye halkı, yurtsever Türkiye halkı bu nesil yaptırımlardan ve propagandalardan hiç korkmuyor ve imtiyaz vermeksizin bu durumun üstesinden gelecektir. Dediğim gibi bu dünya, eski dünya yok. ABD de eski ABD değil. ABD tamamen tüm açılardan inzivada olan bir ABD’dir” ifadelerini kullandı. – TAHRAN