Isparta’da 9 yıldır organ nakli bekleyen ve son 3 yılını diyalizle geçiren hasta, hastalığının son aşamasına geldiğinde karısının böbreğiyle hayata tekrar tutuldu.
Türkiye ’de organ bağışının yetersiz olması dolayısıyla, kadavradan nakil bekleyen ve 9 yıldır yerinde böbrek bulunamayan 32 yaşındaki Ramazan Çakır, eşinin gönüllü olarak verdiği böbreği ile Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Dilekçe Hastanesinde sağlıklı yaşamına geri döndü.
“ALLAH HERKESE BÖYLE BENZER NASİP ETSİN”
Bir birinden engebeli geçen süreci anlatan Çakır, “2009 yılından bu yanlamasına böbrek hastasıyız. Son 2-3 yıldan bu yana diyalize giriyorum. Artık böbrek yetmezliği konusunda son aşamaya gelindiği söylendi. Kadavradan böbrek çıkmasını bekledik fakat olmadı. Allah razı olsun eşim bir böbreğini devretmek istedi. Çok memnunum. Allah herkese böyle bir benzer nasip eylesin” dedi.
Organ bağışının önemine dikkat çeken Çakır, “Canlı vericiden değil, kadavradan organ bağışı yapılmalı. Herkesin organ bağışında bulunmalarını isterim. şu anda ben hastaneden çıktığımda dosdoğru organlarımı bağışlayacağım” diye söyledi.
“AİLEDEN BİRİ BÖBREĞİNİ VEREBİLİR”
Eşinin mide bulantısı ve baş dönmesi şikayetlei ile rahatsızlığının başladığını ve sonrasındaki aşamaları anlatan Fatma Çakır ise, “Eşimin rahatsızlığında bir müddet ilaçla çare uygulandı, daha sonra diyalize girmeye başladı. Hastaneye geldiğimde son aşamaya gelindiği ve organ nakli yapılması gerektiği söylendi. Fakat, kadavradan bulunması güç dediler. Aileden birinin verici olabileceği söylendi. dedi.
“HİÇ DÜŞÜNMEDEN BÖBREĞİMİ VERDİM”
Organ nakli konusunda insanların aklıselim olmasını isteyen Çakıcı, “Ben de hiç acele ile bir böbreğimi veririm dedim. Zorunlu işlemler yapıldı, organ nakli yapıldı. Allah ’a şükür ben şu lahza fazla iyiyim. İnşallah eşim de iyileşince fazla hoşnut olacağım, çok iyi olacak. Mümkünse, millet organ nakli konusunda hiç düşünmesinler, imkanları olduğu sürece bağış yapsınlar. Halk ölürken, hatalarını ve günahlarını gömsünler, organlarını bağış yapsınlar. çağrısında bulundu.
“EŞİ BÖBREĞİNİ ATAMAK İSTEDİ”
Hastanın böbrek rahatsızlığının başladığı süreçten itibaren hastane tarafından takip aşağı olduğunu belirterek, yapılan nakil ardından sağlığına kavuştuğunu dile getiren SDÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Kullanım Hastanesi Genel Cerrahi Başlıca Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Böbrek Nakli Sorumluluk Sahibi Hekimi Doç. Dr. Mehmet Zafer Sabuncuoğlu, “Ramazan, 32 yaşında ve böbrek rahatsızlığıyla ilgili 9 yıldır takibimizde olan bir hasta. Son 3 yıldır da diyalize giriyordu. Takriben 3-3,5 yıldır kadavradan bağış beklemesine karşın, organ çıkmaması üzerine daha pozitif diyalize girmemesi için ailesiyle görüşmelere başladık. Eşi böbreğini tahsis etmek istedi. açıklamasında bulundu.
“ARTIK DİYALİZE GİRMEYECEK”
Hastası Ramazan Çakıcı’nın bundan böyle diyalize girmeyeceğini söyleyen Sabuncuoğlu, “Değerlendirilmesi ardından organları ve böbreğinin yerinde olduğunu saptama ettikten daha sonra yaklaşık 1 saat süren bir ameliyatla eşinden böbreğini alarak Ramazan ’a taktık. Hastayı taburcu ettik, hastanın genel durumu gayet iyi, diyalize girmiyor ve bayağı hayatını devam ettirmeye başladı. Biz de mutluyuz, hasta da mutlu” ifadelerini kullandı.
“SON ZAMANLA ORGAN NAKLİNDE ARTIŞ OLDU”
Organ naklinin zamanla arttığına değinen Ramazan Çakır’ın doktoru Dr. Mehmet Zafer Sabuncuoğlu, “Kadavradan organ bağışı ve nakli konusunda Türkiye ’de istenilen düzeye ulaşılamadığına değinen Doç. Dr. Mehmet Zafer Sabuncuoğlu, “Bizim problemimiz şu fiilen; tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de organ yetmezliği zamanla artmaya başladı. Bizim cerrahlar ve doktorlar olarak, en çok istediğimiz şey; hastalarımıza vefat sonrası yapılan bağışlarla organ bulabilmek. diye konuştu.
“BATI ÜLKELERİ DEK ORGAN BAĞIŞI YOK”
Ülkemizde, batı ülkelerindeki değin organ bağışı artı olmadığı için Ramazan ’daki gibi hastalarımıza organ ihtiyacımız olduğu zaman akrabalarından tedarik etmek zorunda kalıyoruz. Bizim gibi doğu ülkelerinde, aile bağları çok adaleli olduğu için ülkemizde maalesef yüzde 90 ’dan fazla canlı vericili organ nakilleri yapılmakta. Her ne kadar hastalarımız artık diyalize bağımlı olmaktan kurtulsalar da organ bağışının artmasıyla beraber, daha fazla ölüm sonrası gelen bağışlarla gelen organları uygulamak bizim için daha uygun görülmekte” ifadelerine yer verdi.
