AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhur ittifakına verdiğimiz bedel, önem ve bağlılığımız sürmektedir. Bunun, lokal seçimlerde önümüzdeki günlerde nasıl bir mekanizmaya dönüşeceği konusunda verilmiş bir karar yoktur” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kısa bir vakit içinde bir araya geleceğini açıkladı. AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ancak AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamada bulundu. Çelik, Ekim ayı içerisinde geleneksel AK Parti kamplarından birini gerçekleştireceklerini belirterek, “İstişare ve değerleme kampı olacak. Bu yeni dönemin ilk kampı olacak. Siyasi meselelerimizin değerlendirildiği, arkadaşlarımız arasındaki birlik ve beraberliğin, kaynaşmanın daha da arttırıldığı, politikalarımızın güncellendiği manâlı bir platformdur” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin lokal seçimler için ittifaka yönelik kısa zamanda bir araya gelip gelmeyeceği ile ilgili sorulan bir soruyu yanıtlayan Çelik, “Cumhur ittifakının ilkelerine bağlılığımızı sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızdan da fazla olumlu tepkiler alıyoruz. Her seçimin diğer bir mantığı, değerlendirmesi oluyor. Bahçeli ile Cumhurbaşkanımız arasındaki görüşmeler son derece bereketli ve kendi dinamiği içinde süren görüşmelerdir. Cumhurbaşkanımızın ve Bahçeli’nin takvimine göre bu görüşmeler sürmektedir. Bugünlerde yeni bir görüşme de her lahza olabilir. Bununla ilgili olarak liderlerin kendi takvimlerine göre karar verilmektedir. derhal verilmiş maddesel bir karar yok ama her an olabilir. İttifakın sürdüğünü açık ve net bir şekilde vurguluyoruz. Lokal seçimlere dönük olarak şu veya bu mekanizmaya karar verdik, şu yöntemle ittifak yapacağız ya da şöyle bir mekanizma kurduk diyebileceğimiz bir durumda değilim. Bu ancak Cumhurbaşkanımızın ve Bahçeli’nin bir araya gelerek şekilleneceği bir süreçtir. Partimizin gelenekleri açıktır. Cumhurbaşkanımız bu konuları partinin yetkili kurullarında tartışmaktadır. Gereken tekliflerle ilgili olgunlaşılmaktadır. Daha Sonra bir araya gelindiğinde bunlar değerlendirilmekte ve nihai bir karar verilmektedir. Liderlerin bir araya gelmesi her lahza mümkündür. Bu görüşme bereketli bir şekilde ve kendi dinamiği içinde sürmektedir. Her iki tarafın programlarının uygunluğuna kadar bu gerçekleşecektir. İttifaka verdiğimiz layık, yük ve bağlılığımız sürmektedir. Bunun, lokal seçimlerde önümüzdeki günlerde nasıl bir mekanizmaya dönüşeceği konusunda verilmiş bir karar yoktur. Devlete Ait görüşümüz bu çerçevededir” açıklamasını yaptı.
“BAĞIŞLAMA İLE İLGİLİ DAHA ÖNCE AÇIKLADIĞIMIZIN ÇERÇEVESİNDE DURUYORUZ”
“AK Parti olarak bağişlama yerine canice infaz kanununda bir değişim yapılabileceği öngörülüyor. Bu konuda bir değerlendirmeniz var mı?” sorusuna ise Çelik, “Bağişlama ile ilgili daha önce açıkladığımızın çerçevesinde duruyoruz. Pozisyonumuzda bir değişim değil. Cumhurbaşkanımız Kırgızistan ziyareti dönüşünde de bu konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu konuda bir takım tartışmalar oluyor fakat devletin kendisine karşısında yapılanları affetmesi diğer bir şey fakat vatandaşın hakkı hukuku yenilmişse, o da bir şekilde cinayet infazı olarak gündeme gelmişse böyle bir adalet kendimizde görmüyoruz şeklindeki teşebbüs ilkesel bir yaklaşımdır. Fiziksel affetme tartışmaları ile ilgili daha önce açıkladığımın dışarıya bir değerlendirmemiz yok ve bu konuyu bugün de gündemimize almadık” dedi.
“Türkiye-Rusya-İran Zirvesi”ne ilişkin de bir değerlendirmede yer alan Çelik, konuya karşın şunları söyledi:
“Diplomasi tarihinin en ilginç zirvelerin bir tanesiydi. baştan sona canlı olarak izledik. Burada tüm dünya şunu gördü: Her Yerde beri Suriye politikasını eleştirenler, Türkiye’nin Suriye’de hangi gruplarla meslek birliği yaptığı konusunda spekülasyon içerisinde olanlar şunu gördüler oysa; masada en net şekilde insani hassasiyetten yandan konuşma ortaya koyan, insani hassasiyet çerçevesinde ateşkes önerisini getiren Cumhurbaşkanımız olmuştur. Bu zirveden daha sonra yeniden Başlıca Muhalefet Partisinden Esad ile görüşün gibisinden bir yaklaşma geliyor. Kılıçdaroğlu geçen gün bir basın toplantısında; dış politikanın kişiselleşmemesi, kin üzerine yapılmaması gerektiğini söyledi. Esas mesele İdlib ile ilgili mesele laf konusu olduğunda bu insani hassasiyetin korunmasıdır. Doğu Guta’da, Humus’ta parça parça bu bölgelerde ne tür faaliyetler ortaya konulduğunu, rejimin nasıl saldırılar gerçekleştirdiğini her zaman birlikte gördük. Bu çatışmasızlık bölgesini rejim imha etmek istiyor. Daha önce kullanılan ve aralıksız tekrarlanan bir argüman her yerde gündeme geliyor. Muhaliflerle, teröristleri birbirine karıştırarak orada teröristlerle çaba bahanesiyle yasal muhalifleri yok etmek şeklindeki bir tutum gündeme getirilmeye çalışılıyor. Birçok yerde muhaliflerin yoğunlukta olduğu bir bölgedir ve ayrıca sivil halkın son derece savunmasız bir şekilde bulunduğu bir bölgedir. Burada biz teröristlerle çaba ediyoruz diyenlerin sıkça yaptıkları askeri operasyonların Türkiye gibi noktasal olarak terörle mücadele amacı taşımadığını, bütün aksine muhalifleri belirlenmiş mevzilerden uzaklaştırmak ve insani trajedi ne olursa olsun orada rejimin bir takım hakimiyetler kurmasını temin etmek ya da PYD’nin hakimiyet sağlamasını yapmak şeklinde olduğunu gördük. Bizim buradaki tutumumuz net. Bu meseleye bu çatışmasızlık bölgelerine bakarken birincisi insani hassasiyetin korunması, ikincisi; yasal muhalefet ile teröristleri birbirine bile bile karıştırarak terörle çaba adı altında esas olarak yasal muhalefeti değil etmeye çalışan, dolayısıyla Suriye’deki katliamlara imza atmış olanlara yeni bağımsızlık kurmaya çalışan bir anlayışa aleyhinde bir tavır sergilediğimizi ifade etmek isterim. Zirve’nin canlı yayınlanması bu bakımdan son derece iyi olmuştur.”
(İlker Turak/İHA)