CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP eski milletvekilleri, Parti Meclisi ve il başkanlarıyla CHP Genel Merkezinde bir araya geldi. Cumhuriyetin kolay kurulmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bağımsızlığımızı kolay elde etmedik. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini ve dirliğini sağlamak için 1920’lerden başlayarak önce Cumhuriyeti kurmak, TBMM’yi toplamak gibi çok önemli adımlar atıldı.
1920’lerden bu yana pek çok acı tablo ile karşılaştık. Ama bugün geldiğimiz noktada geleceğe dönük umutları yeşertmek zorundayız. Biz varsak, bu ülkede demokrasi olsun diyen kim varsa, bu ülkede insanlar özgürce düşüncelerini açıklamalı diyen kim varsa, biz beraber birlikte yaşayabiliriz diyen kim varsa herkese sesleniyorum; Bir yol ayrımındayız. Bizi bir yol ayrımına getiren temel nokta nedir? 4 Mayıs 2016’da bir saray darbesi yaşadık. Yüzde 49.5 oy ile seçilen bir başbakan davet edildi ve elinden istifa dilekçesi alındı. Bizim siyasi rakibimizdi ama onun da haklarını savunmak bize düştü.
Görevden alınırken bile kimse onun haklarını savunmadı. Arkasından 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Bu darbe girişimine ben kontrollü darbe girişimi dedim. Bazı çevreler ‘Ne demek kontrollü darbe girişimi’ diye tepki gösterdi. Şu soruyu sorduk; Bu darbe girişiminden sizin önceden haberiniz var mıydı? Bu sorunun yanıtı şuana kadar alınmış değil. Arkasından 20 Temmuz sivil darbesi” diye konuştu.
“Şuanda biz bir darbe sürecinin içindeyiz” diyen Kılıçdaroğlu, “12 Eylül darbesine, 1971 darbesine bakın, aynı süreci şimdi yaşıyoruz. On binlerce kişinin görevine son verildi. Hapishanelerde yer yok. Asıl 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanların sivil ve siyasi ayağı henüz ortaya çıkmış değildir. Siyasi ayağı ortaya çıkarılmıyor. Bugün geldiğimiz noktada tıpkı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi bir anayasa değişikliği ile karşı karşıyayız. Biz rejim değiştiriliyor dediğimiz zaman ‘hayır niye rejim değişsin’ diyorlar. Tek adam rejimi ile siz parlamenter demokratik sistemi askıya aldığınız zaman rejimi değiştiriyorsunuz demektir. Yetkileri bir kişinin üzerine veriyorsunuz.
Tek kişi her şeye egemen oluyor. Yapılan değişiklik yürürlükteki anayasamıza göre de kendi içinde ciddi çelişkiler ortaya çıkartıyor. Oturulup düşünülmüş, tartışılmış bir değişiklik değildir. Gerçekten insan bazen şaşırıyor. Cumhurbaşkanının tarafsız olması anayasanın temel ilkesi. Yapılan değişiklik ile cumhurbaşkanının tarafsızlığı askıya alınıyor. Aynı zamanda başkan bir siyasi partinin de genel başkanı olacak. Bir siyasi partinin genel başkanı tarafsız olamaz. Bir milletvekili tarafsız olamaz. Zaten yemininde de tarafsızlık yoktur. Ama anayasada cumhurbaşkanının parlamentoda yapacağı yeminde tarafsızlık ilkesi var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı, bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu, olmaz. Doğru diyor. Ben bir partinin genel başkanı olacaksam tarafsız olamam. Benim partimin programı, hedefleri, ilkeleri vardır. Kendi içinde temel bir çelişkiyi ortaya çıkartan bir anayasa değişikliğine ne diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yargının bağımsız ve tarafsız olacağının söylendiğini, herkesin de bunu istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Yargının bağımsız ve tarafsız olması, temel haklarımızın güvence altına alınması açısından çok önemli. Bir partinin genel başkanı Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini tayin ederse orada yargı bağımsızlığından söz edilir mi? Bir siyasetçi eğer hakim tayin ediyorsa orada yargı bağımsızlığı olmaz. Kendi iç çelişkilerini kendi içinde ortaya çıkartıyor. Anayasamız, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor. Anayasa şunu söyler; egemenliğin kullanılması hiçbir kişiye, sınıfa, zümreye bırakılamaz. Millete aittir. Biz şimdi egemenliği bir kişiye veriyoruz. Yeni anayasada ‘Türk milleti egemenliği yetkili organları eliyle kullanır’ diyor. Yasama, yargı ve yürütme. Bütün bir yetkiyi bir kişiye bağladığınız zaman otomatikman bu maddelerin tamamını askıya almış oluyorsunuz.
Bütün yetkilerin bir kişiye bağlanmasının ne sonucu olacak? Hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmayacak. Anayasa, ‘yasama yetkisi, Türk milleti adına TBMM’nindir’ diyor. Yeni anayasa değişikliği ile devletin yapısı ve işleyişi ile ilgili düzenlemeleri TBMM değil başkan belirleyecek. Kendi içinde çelişkiler var. Bu Meclisi bir kişi hiçbir gerekçe göstermeden feshedebilecek. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e verilmeyen yetki bir kişiye veriliyor” açıklamasında bulundu.
Ahmet Umur Öztürk – İlker Turak