Türkiye’nin yetişdirdiği komedi değerlerinden kuşkusuz birincil akla gelen, hiç konuşmadan bile güldüren, filmlerini birincil günkü tazeliğinde izleten adam, Kemal Sunal.
Emekçi bir babanın oğlu olarak başladığı hayatı, milyonları güldürerek sürdürdü. Her filminde ağlanacak halimize nasıl güleceğimizi, nasıl bir koca, nasıl bir baba, nasıl bir konut erkeği olacağımızı öğrendik ondan. İşte bu yüzden evimizden biri sayıp soframıza, muhabbetimize, 5 çayımıza misafir ettik, o hiç bilmeden…
Kemal Sunal nasıl bir çocuktu
10 Kasım 1944’te annesi Saime Bayan ve babası Mustafa Bey’in birincil çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Lakin o doğum gününü Atatürk’e hürmet sebebiyle hep 11 Kasım’da kutladı.
Ara Sıra dış dünyayla bütün bağını koparacak değin içine kapanık bir çocuktu. Ancak yine de her çocuk gibi yaramazlıklarıyla meşhurdu. Dar gelirli bir ailenin en tezat üyesiydi.
Kemal Sunal’ın vefatının 17. yıl dönümü
Mektep yılları
Annesi ilkokula başladığı gün Kemal’in farklı bir çocuk olacağını anlamıştı. Çünkü Kemal tezat duyguları bir arada tutabiliyordu. Okulun ilk günü diğer tüm çocuklar ağlarken o annesinin yanına öylece durdu ve sadece etrafı izledi. Gözlem yapmaya o gün başlamıştı.
Çekingenliği, o utandıkça yüzünün kızarmaları liseye kadar sürdü. Vefa Lisesi’ne başladığında artık kendini daha iyi ifade ediyordu. Bu onu daha keyifli ve güleryüzlü gösteriyordu.
Kesinlikle saygısını kaybetmedi, lakin arkadaşlarıyla boşluk arkasından koşmaktan da geri kalmadı. Gerçekten çocukluk zamanlarını lise sıralarında bulmuştu.
Kemal Sunal sahneyle ilk olarak tanışıyor
Çocukluğundan beri tiyatro Kemal’in ilgisini her zaman çekti. Lisede Felsefe Öğretmeni Belkıs Bayan onun bu ilgisini fark etti ve profesyonel oyunculuğa başlayabilmesi için önemli kişilerle tanıştırmayı öneri etti.
Fakat Kemal’in babası Mustafa Bey, oğlunun tiyatrocu olmasını istemiyordu. Bir süre fazla karşı çıktı ama oğlunun isteğine ve öğretmeninin ricalarına daha pozitif karşısında duramadı.
Belkıs Hanım, Kemal’i Kenter Tiyatrosu’na götürdü ve Müşfik Kenter ile tanıştırdı. Kemal’in sahneye çıktığı birincil oyunda hiç sözü olmamasına karşın seyirci ona gülüyordu. Müşfik Kenter ve kendisi bu duruma o anda anlam veremeseler de vakit her şeyi gösterecekti.
Kemal Sunal sinemada
Kemal, Kenter Tiyatrosu’nda bir sene kaldı. daha sonra Pendik Tiyatrosu’nun kurulacağını öğrendiğinde oraya gitti. Kadim dostu olacak Bülent Kayabaş ile burada tanıştı.
Pendik Tiyatrosu ilgi göremedi ve onlar çok fakirdi. Hayatın içinde sürüklenecekler, lakin oyunculuk sevdasından vazgeçmeyeceklerdi.
Kemal’in Pendik Tiyatrosu’ndan sonraki durağı, Devekuşu Kabare Tiyatroları oldu. Onu bize tanıtan talih yüzüne burada güldü. Çünkü kabarede sergilen oyunu Münir Özkul ve Ertem Eğilmez izlemeye gelmişti.
”Dün Bugün” adlı oyunda Münir Özkul, Kemal’den fazla etkilendi ve Ertem Eğilmez’e beğenisini şu sözlerle dile getirdi:
”Bak Ertem, dikkat bu çocuğa. Meslek var bunda”
Bu Nedenle Kemal, Ertem Eğilmez’in mevzuat koltuğuna oturacağı ”Tatlı Dillim” sinema filminin oyuncu kadrosundaydı.
Kemal Sunal’ın sinema kariyeri
1973 yapımı ”Tatlı Dillim” filmiyle kamera önüne adım atan Kemal Sunal, bundan böyle yürüyebilirdi. Bundan sonradan bugün hala sıkılmadan izlediğimiz, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Davaro, Sakar Şakir, Çöpçüler Kralı, Kapıcılar Kralı … filmlerinde rol aldı. Özellikle ”Hababam Sınıfı” serisindeki rolü ile anıldı.
Kendine özgü tavırları, güler yüzlü karakteriyle tekrar tekrar izleyicisinin sevgilisi oldu. 7’den 70’ye herkesin gönlünü kazanmayı bildi ve halkın sanatçısı olarak unutulmazlar listesine adını yazdırdı. defalarca saf bir karakter olarak karşımıza çıkan Kemal Sunal, artık hepimizin sevgilisi olmuştu.
Bu süreç ona maddi manevi kazançlar sağladı. Çocukluk yılları ve bilhassa tiyatroya birincil başladığı zamanlarda yaşadığı parasızlıktan sonradan, bugün onun için rüya gibiydi.
O hiç ödenti almamış olsa da, 1990’da bundan böyle bütün filmleri ekranda gösterilecekti.
Kemal Sunal evlendi
Kemal ve Gül aşık olmuşlardı. 1974’te aşklarını evlilikle taçlandırdılar. Bütün Türkiye’yi güldüren adamla evlenmek muhtemelen sürekli bir filmin içinde yaşamak gibi büyülü bir şeydi.
Bu evlilikten Ali ve Ezo dünyaya geldi.
En iyi erkek oyuncu ödülü
1976 yapımı ”Kapıcılar Kralı” filmi Kemal Sunal’a 1977’de Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandırdı. Şüphesiz ama, komedi dalında görüp görebileceğimiz en iyi oyuncu oldu.
Yıllar sonradan yüksek lisans
Kemal Sunal, 12 Eylül dönemi sebebiyle üniversiteye devam edememişti. Yarım teslim etmek istemedi ve Marmara Üniversitesi Iletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’ne geri döndü. 1995’te artık üniversite mezunuydu.
Mezuniyetinin üstüne yüksek lisans yapmaya karar verdiğinde çabuk konusu olarak kendi filmlerinin sosyolojik incelemesini seçti. sonradan tezini bir kitap haline getirdi ve ona ”Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” adını verdi.
Kemal Sunal öldü
Toplamda 82 filmde rol alan Kemal Sunal 83. filmi olması gereken Balalayka‘nın çekimi için bindiği Trabzon uçağında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Takvimler 3 Temmuz 2000’i gösteriyordu ve Kemal Sunal 56 yaşındaydı.
O güzel kalbi, gülen yüzü hayatın içinde her zorluğa dayandı da uçak korkusuna yenik düştü. Bu an muhtemelen güldürmediği tek andı. Çünkü biz onun en yürek parçalayıcı sahnelerinde bile gerçekten üzülmedik aslında. Çünkü bıyık altından gülüşünü, candan enerjisini defalarca hissettirdi.
Çünkü o Kemal Sunal’dı. Çünkü o, İnek Şaban’dı. Çünkü o, çöpçüler, kapıcılar, ama hepsinden önce kalbimizin kralıydı.
Bu yüzdendir ancak, sen de asla ölmeyecekler listesindesin ve defalarca gülen yüzümüz olacaksın, sevgili İnek Şaban. Biz tekrar seni izlemekten hiç sıkılmayacağız.
Seni, hiç unutmayacağız…
Damla Karakuş
email protected
Anekdot:
Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.