Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 Ağustos mesajı

Kılıçdaroğlu'na göre başarının kriteri kazanmak
Kılıçdaroğlu'na göre başarının kriteri kazanmak
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet Insanlar Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı şu şekilde: “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında, 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da ulaşılan zaferle tamamlandı.

Başkumandan Mustafa Kemal, kazanılan zaferi 1 Eylül 1922 tarihli telgrafıyla Türk Milletine ‘Garp cephesinde 26 Ağustos’ta başlayan taarruzumuz Afyonkarahisar, Altuntaş, Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının yiğitliği, şiddeti ve süratiyle, zalim ve mağrur düşman ordusunun ana unsurları akıllara korku verecek katiyetle yıkım edildi’ sözleriyle duyuruyordu. Ülkesini düşmanlardan kurtarmış bir kahraman olarak Ankara’ya geri dönen Mustafa Kemal, 4 Ekim 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne çıktı. Burada yaptığı tavır, bir yıl içinde kuracağı cumhuriyetin yol haritasını taşımaktadır: ‘Bugün artık Misak-ı Milli’nin çizdiği sınırlar içinde, mutlu, gizli ve bağımsızlık yaşamak için her ne gerekse, bunların hepsini elde edeceğiz. Düşman elleriyle yıkık dökük olmuş ve milletimiz tarafından her köşesini kurtarmak için içinden gelerek can verilmiş ve çocuklarımızın kanıyla sulanmış olan yurdumuzun ufkunda artık barışın tatlı güneşi gecikmeyecektir.’

“ATATÜRK’ÜN KİMSESRİN KİMSESİ OLARAK NİTELENDİRDİĞİ CUMHURİYETİMİZİ DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ”

Savaş meydanlarından zaferlerle çıkmış Mustafa Kemal’in özlemini duyduğu ‘Barışın tatlı güneşi…’, büyük şairimiz Nazım Hikmet’in ‘Kuvayi Milliye Destanı’ adlı eserinde bulunan ‘…Yaşamak bir ağaç gibi tek ve özgürlük/ Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…’ dizelerine de esin kaynağı olmuştur. Mustafa Kemal için 30 Ağustos, askeri bir başarı olmanın da ötesinde ‘Kayıtsız koşulsuz milletin olacak egemenliğe’ aralanan tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu nedenledir oysa tüm cumhuriyetçilerin ve demokratların, herkes için yargı ve refah istek edenlerin ülkemizin içinden geçtiği bu karanlık dönemde, ‘Vazgeçtim’ deme lüksü yoktur. Tek adam rejimine aleyhinde kararlılıkla ‘Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti’ ülküsünü savunacak; Atatürk’ün ‘kimsesizlerin kimsesi olarak’ nitelendirdiği cumhuriyetimizi demokratikleştireceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, ilk olarak 30 Ağustos Zaferi’ni kazanan ve büyük dehasıyla ülkemizin geleceğine ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı ile tüm terör şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”