Erdoğan’dan Dolar Yorumu: Bodoslama Şekilde Üzerimize Geliyorlar, Yapabileceğimiz İki Şey Var

Erdoğan'dan Dolar Yorumu: Bodoslama Şekilde Üzerimize Geliyorlar, Yapabileceğimiz İki Şey Var
Erdoğan'dan Dolar Yorumu: Bodoslama Şekilde Üzerimize Geliyorlar, Yapabileceğimiz İki Şey Var
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından ATO Congresium’da düzenlenen ‘İktidarının 16. Yılında AK Parti Sempozyumu’nda konuştu.

Döviz kurundaki hareketliliği yorumlayan Erdoğan, “Türkiye’ye karşın açık bir ekonomik saldırı var. Önceden bu işler daha örtülü dolaylı yollardan yapılırdı. Şimdi bodoslama şekilde üzerimize geliyorlar. Yapabileceğimiz iki şey var. Bunlardan biri hesaplı, diğeri siyasi tavırdır” dedi.

Erdoğan’ın açıklamasından satırbaşları;

“AK Parti ve AK Parti dönemini anlamanın bugünlerde çok daha kayda değer olduğunu düşünüyorum. Her alanda AK Parti’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği büyük dönüşümün konuşacak olmasını fazla manâlı görüyorum. Bugün burada her biri paha biçilmez katılımcıların, yeni yaklaşımları, stratejileri ortaya koyacağına inanıyorum.

“BU MİLLETİ ANLAMAYANLAR AK PARTİ’Yİ ÇÖZEMEZ”

Partimiz söz konusu olduğunda açıklama ettiğim tespitimi baştan hatırlatıyorum. AK Parti nevzuhur bir siyasi oluşum değildir. AK Parti’nin tarihi milletimizin tarihi kadar eskidir. Cumartesi günü yapacağımız kongremizde bu konuyu enine boyuna paylaşacağız. AK Parti’yi bilmek için önce Türkiye’yi ve Türk milletini iyi anlamak gerekir. Coğrafyasıyla, tarihiyle, sevinciyle, hüznüyle bu milleti anlamayanlar AK Parti’yi çözemez. Onlara tavsiyemiz manzara açılarını değiştirmeleridir. Bunlar geçmişte ayrıca devletin imkanlarını kullanmış, ayrıca de milletimizin değerlerine savaş açmış faşist düzenin temsilcileridir. Bu kesim artık ülkemize ve milletimize olan düşmanlıklarını AK Parti’ye muhalefet örtüsü aşağı gizleyemez haline geldi. Bunları uğurlu gelişmeler olarak görüyorum.

“IDARELI OLARAK GEREKLI TEDBİRLERİ ALDIK”

Son günlerde yaşanan hadiseleri bu çerçevede değerlendiriyorum. Türkiye’ye yönelik açık bir hamle var. Eskiden bu saldırılar daha kapalı yapılırdı, acilen doğrudan üzerimize geliyorlar. Bunlara karşılık hesaplı ve siyasi tavırla karşılık verilir. Hesapli olarak bütün tedbirleri aldık, gerekli cevabı veriyoruz. Yapabileceğimiz ikinci ve ana manâlı husus siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır. Maruz kaldığımız saldırının ekonomiyle ilgisi yoktur, bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Cari açık, faizler, enflasyon ilk önce edinmek üzere çözmemiz gereken bazı sorunlar var.

“BU DURUMU NASIL İZAH EDECEĞİZ”

Ülkemizin hesaplı verilerini kime gösterirseniz gösterin bir gariplik olduğunu ayrım edecektir. Dolar ülkemizin parası aleyhinde 4,8 seviyesinden 7’lere fırladı? 15 Temmuz sabahı 2,8 seviyesinde olan kurun 4,8 seviyesine çıkması anlamsızken bu durumu nasıl izah edeceğiz? Anormallik var mı diye baktığımızda görüş şudur: Bankalar mı battı? Bugün ülkemiz dünyadaki en sağlam bankacılık sektörüne sahip. Halk borç stoğunun milli gelire oranında Avrupa’nın en iyilerindeniz. Ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. Dünyada örnek gösterilen turizmde patlamaya yaşayan ülke konumundayız. Savaşa mı girdik, işgale mi uğradık, siyasi veya sosyal keşmekeş mu yaşıyoruz? Bu soruna her zamanki olağan gösterme açısının dışında görmek zorundayız.

“”KENDİMİZE GÜVENİYORUZ LAKIN…”

İşin ekonomi tarafının küresel boyutunun olduğu dobra dobra ortadadır. ABD, Çin’den Rusya’ya dek öyle çok yeri idareli bakımdan maksat almış durumdadır. Bu şart kimsesiz ülkemizde yaşananları izaha yetmiyor. Ülkemize karşın daha derin bir operasyon var. 16 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütmekle büyük bir sıçrama yaptık. Bundan rahatsız olanlar gayet tabiidir. Kendimiz kazandığımız dek, iş yaptığımız yerlere kazandırmaya uyarı ediyoruz. Dış ticaret rakamlarımıza baktığımızda ticari ilişkilerimizde karşısında tarafın bizden pozitif kazandığını görüyoruz. Bunu söylerken kendimizi dev aynasında bakmak gibi yanlışa kapılmıyortuz. Kendimize güveniyoruz fakat eksiklerimizi de iyi biliyoruz.

“BİZ SİZİNLE STRATEJİK ORTAK YOK MİYİZ?”

AK Parti döneminde en kayda değer başkalaşım, devletimizle milletimizi barıştırarak ekonomimizi fazla ileri taşımamış olmamız. Hastalık burada birileri hazımsılık burada. Birileri ekonomiyi silah olarak kullanmaktan çekinmiyor. Adımlarımızı bu denli dikkatli atmamızın sebebi budur. Biz sizinle stratejik ortak yok miyiz? Afganistan’da, Somali’de, Kosava’da birlikte olmadık mı? Bu yaptığınız nedir, nereye ulaşmak istiyorsunuz? Bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir şahsiyet değildir. Yaşadığımız sürecin bir maliyeti var ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu kuşkusuz.

“MİLLETİME İNANIYORUM”

15 Temmuz bunun en maddesel ve en büyük örneğidir. Tankların, topların, uçakların, namluların karşı dimdik durduk. Hiç kimsenin şüpheis olmasın oysa, doların, kurun, faizin aleyhinde benzer kararlılıkla duracağız. Milletime inanıyorum. Onlar yoğun bir şekilde TL’yi hemencecik alıp, doları bozdurduğunu görüyorum. Dolar anında bozdurulup TL’nin onurunu korumamız en hoş cevap olacak. Dün siyasi özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip korumuştur. Bugün de birbirimize kenetlenip imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.

“ONLARIN iPhone’U VARSA…”

Buradan meslek dünyamıza sesleniyorum. En hoş cevap işimize 4 elle sarılmak olacaktır. Daha fazla üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. ABD’nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa değişik tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var. Ne yaptığımızı anlasınlar. Biz kendimize yeteceğiz. Biz insansız hava araçlarını istediğimizde ‘Kongre izin vermiyor’ diyorlardı. Fena komşu bizi evsahibi yaptı. Bunları üretiyoruz. Sıkıntımız yok. Batıda yapacağımız o kadar çok mülâkat olacak. Batı’dan dostlar arıyor, görüşüyoruz, görüşmeye devam edeceğiz. Türkiye’de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz, bir araya geleceğiz. Gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabbimizin yardımı yakındır, üzüntü etmeyin.

“YENIDEN BİR DİRİLİŞ OLACAK İNŞALLAH”

‘Bekle gör’ anlayışıyla üretimi durdurursak, İhtiyat diyerek ticareti aksatırsak, esas o zaman düşmana teslim duruma düşeriz. ‘Dövize gidersek kurtuluruz’ yok. O süre batarsın. Sen Türk’sün, sen Türk lirasıyla beraber yoluna yürüyeceksin. 26 Ağustos’ta yeniden Malazgirt’ten yola çıkacağız, unutmayın. Bitmiş bir diriliş olacak inşallah.”