Yıllardır hayallerini süsleyen düğünleri için bir fotoğraf şirketiyle anlaşan çift, balayı sonrası televizyon başına geçince büyük şok yaşadı. Nikah merasimine ait görüntülerin bozuk olmasıyla sarsılan çift, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yolunu tuttu. M. ve N. Aler, sözleşmeye göre bin 900 TL çekim bedelini ödediklerini, fakat kontrat kapsamındaki video çekimlerinin bozuk, izlenemez olduğunu dile getirdi.
20 BİN LİRA İSTEDİLER
Davacı çift, tekrar yaşanması muhtemel olmayan bu özel günün kaydedilememesi sebebiyle duyulan üzüntünün yol açtığı manevi zarara karşılık toplam 20 bin TL ’nin davalılardan tahsilini istedi. Mahkeme, çifte 2 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Kararı, şikayetçi çift temyiz etti.
“GELİN VE GÜVEY İÇİN HAYAT BOYU KEDER KAYNAĞI OLACAK”
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Yargıtay kararında, “Nikâh merasimi için yapılan salon kiralama sözleşmesinde, kamera çekimi işinin de ücrete dahil olduğu, alınan bilirkişi raporuna kadar kamera kayıtlarının eserin reddini gerektirecek ölçüde ayıplı olduğu anlaşılmaktadır. Davalıların sözleşmeye tutarsız olarak, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek düğünün görüntülerinin kaydını sağlayamadıkları sabittir. Nikâh, düğün gibi özel öneme sahip, insan hayatında genel olarak bir defa yaşanan telafisi muhtemel olmayan, kayda değer günlerin belgelenememiş olmasının, gelin ve damat, hatta yakınları için yaşam boyu üzüntü kaynağı olacağı tartışmasızdır. Dava konusu olayın gelişimi, durum tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan biner TL manevi tazminat azdır. Daha uygun bir manevi tazminat takdiri gerekir. Açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacılar yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi” denildi.
Geçen günlerde Yargıtay kararının ulaştığı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı yeniden görecek.