Artez lakabıyla bilinen Andrej Zikic, Belgrad’dan Zagreb’e, İstanbul’dan Tiran’a, New Delhi’den San Paolo’ya değin gezdiği çoğu ülkede duvarlara çizdiği resimlerle yoldan geçenleri etkiliyor.
“BÜYÜSÜNE KAPILDIĞIM BİR AKIM”
Ana mesleği mimarlık olan 30 yaşındaki Zikic, duvar resimlerine ortaokul ve lisedeyken merak saldığını anlatarak, “Duvar resimleri o dönemlerde fazla popülerdi. Büyüsüne kapıldığım bu akımın gelişimime büyük katkısı oldu.” dedi.
Andrej Zikic, eskiden daha çok grafiti üstüne çalıştığını, zamanla karakter çizimlerine başladığını ve artık bambaşka ülkelerin bambaşka şehirlerindeki duvarlara imzasını attığını anlattı.
ÇİZİMLERLE HAYAL ALEMİ
“Who’s Singin’ Over There?” isimli Yugoslav yapımı filme atıfta bulunarak, San Paulo’da çizdiği bir resimle ünlenen Andrej Zikic, eserlerinde doğa, insan ve hayvanlara yer veriyor.
Zikic’in resimlerini farklı kılan şeylerden biri de birkaç ay önce ölen köpeği Juna. Juna’yı ilk önce Hindistan’a gitmeden önce çizdiğini söyleyen Zikic, “Köpeğimi her özlediğimde duvarları onun resmiyle süslerdim. Yıllar geçtikçe dünyanın dört bir yanında onlarca Juna devlete ait oluştu” dedi.
Zikic, son olarak Belgrad’da yer alan Tramvay Köprüsü’nün altındaki duvarları süslediğini belirterek, kitap okurken uyuyakalan kız resminde, kitaptan fırlayan geyiğin kızı hayal alemine götürdüğünü söyledi.
FARKLI ŞEHİRLERDE DUVARLARI SÜSLÜYOR
Ana mesleği mimarlık olan 30 yaşındaki Andrej Zikic, duvar resimlerine ortaokul ve lisedeyken merak saldığını anlatarak, “Duvar resimleri o dönemlerde çok popülerdi. Büyüsüne kapıldığım bu akımın gelişimime büyük katkısı oldu” dedi.
Andrej Zikic, eskiden daha fazla grafiti üzerine çalıştığını, zamanla kişilik çizimlerine başladığını ve bundan böyle farklı ülkelerin farklı şehirlerindeki duvarlara imzasını attığını anlattı.
KADIKÖY’ÜN DUVARLARINA ŞEKİL VERİYOR
Sırp nakkaş Andrej Zikic, Kadıköy semtinde bir duvara, okuduğu kitabın etkisiyle bulunduğu mekandan meydana çıkan bir adamı resmettiğini vurguladı. Zikic, Kadıköy’deki resmine Beautiful Journey adını verdiğini ve bu eseriyle kibir duyduğunu anlattı.
