Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız
Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aybüke SENGİR / [email protected]

Yıl 1932. Bursa’da ailesiyle yaşayan 23 yaşında genç mi genç birinin en büyük hayali, üzerinde çalıştığı projeyi yani planörü bitirip, onunla uçmaktı. Havacılığa kendini kaptırmış bir genç olan Emrullah Ali Yıldız, kendi gibi havacılığa meraklı olanları toplayarak “Motorsuz Tayyare Kulübü’nü” kuruyor. Bir yandan kulüptekilere havacılığı sevdirmek için faaliyetler düzenlerken, diğer yandan da motorsuz uçağını inşa ediyordu. Gece gündüz demeden çalışmalarına devam ederek, planörünü tamamlamayı başarıyor, tüm risklere rağmen uçuş denemelerine koyuluyor…

REKOR KIRDI, GAZETELERE MANŞET OLDU

Yıldız’ın uçuşları o kadar iyiydi ki, her seferinde daha uzağa uçmuş, hatta 18 saat 35 dakikalık uçuşla Türkiye rekoru kırmayı başarmıştı. O dönemde kendi yaptığı bir planörle uçmak, üstelik de 18 saat havada kalmak büyük olaydı. Haliyle bütün gazeteler onu konuşmaya başlamıştı.

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

DÜNYA REKORUNDAN SONRA HAVADA KAPTILAR

Haberini gazetelerde gören Türk Hava Kurumu, Ali’yi Ankara’ya davet edip bir iş teklifinde bulunmuştu. Gerekli eğitimlerden sonra uçuş öğretmenliğine başladı Ali. Hatta uçuşlarda o kadar başarılı oluyor ki, 1938’de iki kişilik planörle 14 saat 20 dakika havada kalarak, dünya rekorunu kırmayı başarıyor.

HAYRANLIKLA İZLLETTİRİYOR

O günlerden birinde Vecihi Hürkuş’un kullandığı motorlu bir uçağa, çelik halatla bağlanmış planörüyle Ayasofya’da gösteri uçuşu yapıyordu Ali. Bir anda halat kopunca büyük bir ustalıkla planörü Gülhane Parkı’na yönlendirmeyi başarıp bir kuş gibi ağaçlara konmayı başarıyor. Herkes şaşkınlıklar içerisinde onu izliyordu o esnada.

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

“CAN KURTARACAK” FİKİR

Türk Hava Kurumu’nun o dönem yaptığı THK-1’den THK-15’e kadar olan farklı tipteki pek çok uçağın ilk test pilotluğunu hep Ali yapmıştı. Tabi Ali’nin tek marifeti usta pilotluğu değildi, aynı zamanda büyük bir mucitti, kıymetini bilmediğimiz, adını unuttuğumuz bir mucit. Test pilotluğu gibi çok riskli bir iş yapan Ali’nin başından irili ufaklı kazalar geçince, aklına “can kurtaracak” bir fikir geliyor. Uçuş esnasında bir nedenden dolayı uçaktan atlayan pilotun paraşütünün belli bir mesafeden otomatik açılmasını sağlayacak bir sistem. Özellikle savaş esnasında vurulan, yaralanan pilotlar için hayati öneme sahip bu cihaz çok kritik bir icattı, ama kıymet bilen olmadı.

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

OTOMATİK PARAŞÜT AÇMA CİHAZI

THK, bunun için kendisine sadece bir tür takdirname veriyor. İş adamları, devlet, asker vs. icatla ilgilenmiyor, kimse dönüp bakmıyor bile. İlgilenen birileri Amerika’lardan çıkıp geliyor ve patent haklarını Ali’den alıp gidiyor, sistemin adını da Otomatik Paraşüt Açma Cihazı (Kap-3) yapıyorlar.

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

PATENTİNİ AMERİKA VERDİ

Ali’nin bir diğer icadı da sabit kanatlı uçaklar için değişken açılı pervane mekanizmasıydı ve yine oldukça kritik bir öneme sahipti. Bu icadı da ne devletten, ne askerden, ne de özel sektörden destek bulabilmişti. Ali bunun da patentini aldı, üstelik Amerika’dan.

“ÇOK EMEK VERDİM AMA KIYMET BİLEN OLMADI”

Yaptıkları sadece bunlarla sınırlı kalmadı ama hiçbirinin değeri bilinmedi. Kendi ağzından, diğer icatlarını aktarıyorum; “Bir çok icatlarımın yanında model uçak motoru imalatım da vardı. Bunlara çok emek verdim ama kıymet bilen olmadı. Helikopter patentini de 1956’da aldım. Ancak ona da ilgi duyan olmadı. Dikey kalkış yapan Harrier’e benzer bir patent çalışmam oldu, ilgisizlik nedeniyle bunu da değerlendiremedim. Sonraki yıllarda Harrier uçağını görünce içim sızladı…”

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız

SELFİE’Yİ ÖNCEDEN KEŞFETMİŞTİ ZATEN: “GÖRÇEK”

Ali’nin yaptıkları bununla da sınırlı değildi. Fotoğrafçılığa meraklıydı ve kendi ait bir stüdyosu bile vardı. Bir odaya girdiğinizi düşünün, her taraf aynalarla kaplı. Aynaların ortasına küçük bir delik açılmış, bunun arkasında kamera var. Siz aynalara bakarak istediğiniz pozu veriyorsunuz ve elinizdeki butonu kullanarak kendi fotoğrafınızı çekiyorsunuz. Tıpkı bu fotoğraftaki kadınlar gibi. Onlar da bir nevi selfie çekmişler ama Ali buna GÖRÇEK diyordu, yani gör ve çek…

Bursa’nın göklerde bir yıldızı vardı: Emrullah Ali Yıldız