Başkan Erdoğan’dan Af Çıkışı: Devlete Aleyhinde İşlenen Suçlarda Devlet Affedici Olabilir

Başkan Erdoğan'dan Af Çıkışı: Devlete Aleyhinde İşlenen Suçlarda Devlet Affedici Olabilir
Başkan Erdoğan'dan Af Çıkışı: Devlete Aleyhinde İşlenen Suçlarda Devlet Affedici Olabilir
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan dönüşü kendisini takip eden gazetecilere açıklamalarda bulundu. İdlib sorunu, ABD ile yaşanan kriz, AB ile son gelişmeler hakkında değerlendirmeler yapan Erdoğan, yerel tercih ve MHP’nin bağışlama talebiyle ilgili de dikkat çeken direktifler yaptı.

“DEVLET AFFEDİCİ OLABİLİR”

2019 Mart’ında yapılacak olan lokal seçimlerde MHP ile her tarafta ittifak yapılmasına açık kapı bırakan Başkan Erdoğan, MHP’nin affetme teklifiyle ilgili ise net tavrını ortaya koydu. “Benim bir ilkem var. İlkem de şudur: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Fakat kişilere aleyhinde işlenen suçlarda devletin affetme yetkisi yoktur” diyen Erdoğan, arkadaşlarına “affın gündemlerinde olan birşey olmadığını ama yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim” dediğini anlattı.

İşte Erdoğan’ın uçakta yaptığı talimatlar:

“FETÖ, MÜSLÜMAN OLSUN GAYRİ MÜSLİM OLSUN HER YERE SIZMIŞ VAZİYETTE”

Biz anlatmaktan yorulmayacağız. Yönetim olarak anlatmaya devam edeceğiz. Buranın hücrelerine dek sızmışlar. Dünyada 160 ülkeye bu şekilde sızmış vaziyetteler. Bu yalnızca Müslümanların ağırlıklı olduğu ülkelerde yok, Müslüman olsun gayri Müslüm olsun, her yere sızmış vaziyetteler. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. ABD’deki durumun da ne derece bununla bağlantılı olduğunu biliyorsunuz. Kongre üyelerine nasıl sızmış olduklarını, ara sıra bizim yazılı ve görsel medyada da peşine düşüp takip ediyoruz, izliyoruz. Örgütün elebaşı, bizim mahkemelerimizde, ağırlaştırılmış müebbetten müebbede kadar öbür cezalara hükümlü oldu. ABD ile Türkiye aralarında suçluların iadesi anlaşması var. Bundan hareketle, o adamın ABD’den deport edilmesini, bize iadesini istedik. Obama döneminden beri istedik. Fakat hala olumlu bir cevap alamadık.

“ABD İLE İLİŞKİLERİMİZ İZMİR HADİSESİ İLE ÇOK FARKLI BİR SÜRECE GİRDİ”

ABD ile ilişkilerimiz son İzmir hadisesi ile fazla daha bambaşka bir sürece girdi. Bu süreçte hukuk ve yargı neyi gerektiriyorsa elbette o yapılacaktır. Dediğim gibi biz FETÖ’nün sızdığı tüm ülkelere bu örgütü anlatmak durumundayız. Lüzum ben, lüzum arkadaşlarım, oralardaki yöneticilere bunu anlatıyoruz. Takibe devam edeceğiz. Bu örgütün anlatılması, zorunlu uyarıların yapılması, bu hususta halkların bilinçlendirilmesi koskocoman önem talep ediyor.

“İDLİB’DEN KAÇANLAR BÜYÜK ORANDA BİZE GELECEK”

ŞU ANDA Türkiye olarak Rusya ile zaten bir çalışmanın içindeyiz. Benzer şekilde İran ile bir çalışmanın içindeyiz. Bu çalışmalar çerçevesinde, daha önceden belirlediğimiz gibi en azından bayram boyunca bir nesil mütareke hayata geçirildi. Bizim orada 12 gözlem noktamız var. Oradaki güvenlik güçlerimiz kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden öte şimdi bizim Rusya ile olan işbirliğimiz çok manâlı. Bunu silahlı kuvvetlerimiz ve Savunma Bakanı’mız, istihbaratımız benzer şekilde sürdürüyor. Burada 3,5 milyon insan var. ABD Rusya’ya, Rusya ABD’ye topu atıyor. Lakin, Allah göstermesin, buralara füzeler yağdırılacak olursa fazla ciddi bir toplu cinayet yaşanır. Böylece bir durumda ordan kaçanlar nereye gelecek? Büyük oranda yeniden bize gelecek. Bu yeni bir bezginlik meydana getirebilir. İdlib açık havada, lüzum Tel Rıfat’a yönelik lüzum Menbiç’e karşın çalışmalar da aynı kararlılıkla devam ediyor. İdlib konusundaki görüşmelerin üçüncü safhası bitti, bugün dördüncü safhası devam ediyor. Görüşmelerden çıkacak isabetli bir kararla bu süreci aşarız. 7 Eylül’de Tahran zirvesi var. Bu zirvede bu işi fazla daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana’nın devamıdır. Cenevre ile bir karşı karşıya gelme gibi bir koşul değildir, öyle bir şey zaten düşünmüyoruz. İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle, rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız.

“MÜNBİÇ’TE ABD İLE AYNI NOKTADA OLMADIĞIMIZI SÖYLEYEBİLİRİM”

Münbiç’te, ilk kez Dışişleri Bakanımızın Pompeo ile yaptığı görüşmedeki noktada olmadığımızı söyleyebilirim. Olay savsaklanıyor. Bu gerçeği görmemiz gerekli. İdeal bir noktada değiliz. Görüşmelerin yapıldığında varılan mutabakat, şu anda aynı istikamette maalesef yürümüyor. Önümüzdeki süreçte Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Ulusal Savunma Bakanı’mız Hulusi Akar’ın muhatapları ile yapacakları görüşmelerde, temenni ederim oysa yeni bir süreç başlar, yeni bir coşku ortaya çıkar. Lüzum Münbiç gerek Tel Rıfat, buralarda açlık edilen adımlar atılır inşaallah.

“İDLİB’TE ŞIMDI FAZLA ACIMASIZ BİR IŞLEM İŞLETİLİYOR”

Bizim için şu an İdlib’teki şart tartma talep ediyor. Çünkü İdlip’te şu anda çok zalim bir süreç işletiliyor. Orada 3,5 milyon insan var. Allah korusun, bir yıkım yaşanırsa, bu insanların birinci derecede kaçabileceği yer yine Türkiye. Bizim kesin şeyler çözüldü, bundan böyle Türkiye’den geri dönüşler başladı havasında olduğumuz bir dönemde, derhal bu cins bir risk gündemde. Önümüzde gerek Mevlüt Çavuşoğlu’nun, lüzum Savunma Bakanımızın muhatapları ile görüşmeleri var. Bu görüşmeleri önemsiyoruz. Hepsinden öte Tahran zirvesini çok önemsiyoruz.

“BRUNSON İÇİN HUKUK KADINSI BİR ŞEY ISTEK EDİLEMEZ”

İzmir’deki hadisede hukuki işlem devam ediyor. Biz başından beri hukuki sürecin işletilmesini savunduk, savunuyoruz. Bizim hukuk dışı bir talebi yerine getirmemiz muhtemel yok. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuku devleti olarak hukukun gereği neyse yerine getirilir. Kusura bakmasınlar, hukuk dışı bir şey talep edilemez. Kaldı ancak ABD’de yapılanlar da besbelli. Örneğin Millet Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın durumu. ABD’ye altı defa girdi çıktı, yedincisinde çıkarken tutukladılar. Hakeza, bizim finans sektöründe önemli bir devlet bankamız olarak niteleyebileceğimiz Irk Bankası’na karşın tehditler. Bu bankamızın ABD’de şubesi bile yok. Insanlar Bankası’nın suçu ne, Genel Müdür Yardımcısının suçu ne? Müdellel bir şey yok ortada. Onlar için, hukuk şöyle der böyle der kayda değer değil. ‘Ben güçlüyüm, enerjik olduğuma göre haklıyım’ diyorlar. ABD halen olumlu bir adım atmıyor. İzmir’deki yasal süreci hemen hemen değil saymaları, ‘Bize göndereceksiniz, vereceksiniz’ tarzında bir yaklaşma içinde olmaları güzel yok. Böyle tehditlerle bir yere varılamaz. Türkiye bir hukuk devletidir. NATO’da stratejik ortağımız olan ABD’nin bu cins antipatik ve hukuk dışı tavırlar sergilemesini şık bulmuyoruz. Bunlar dürüst şeyler yok. Bir stratejik ortağın ortağına böyle bir şey yapması şık yok. 16 yıldır Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapıyoruz. Herhangi bir ihtiyacımızı, ABD’den paramızla deha alamadığımız anlar olmuştur. Fakat terör örgütleri parasız olarak her türlü silahı ABD’den alabiliyorlar. Bu silahları da bize karşı kullanıyorlar. Bu nasıl bir stratejik ortaklık?

“TRUMP’LA RÖPORTAJ TALEBİM OLMAYACAK”

– BM’de Trump ile görüşecek misiniz?

Bu konuda onlardan bir talep gelmedi. Benim bir talebim olmayacak.

“JEFFREY’İN ATANMASI ÇOK İSABETLİ BİR KARAR OLARAK GÖRÜYORUM”

Sayın Jeffrey’nin bölgeye atanmasını isabetli bir karar olarak görüyorum. Burada gerek Savunma Bakanımızla gerek Dışişleri Bakanımızla lüzum istihbaratla görüşmeleri olacaktır. Bizim kendisiyle dostluğumuz Büyükelçilik dönemine dayanıyor. ABD ziyaretlerimizde kendisiyle görüşmelerimiz de olmuştur. Bana tarafından, bundan önceki kişiyle mukayese edilmeyecek derecede isabetli isimdir. Bundan önceki ad oradan gücenmiş değil; O da halen bölgede malum, belirli yerlerde belli görevleri var. Temenni ederim bu yeni süreç uğurlu olur. Bir Takım adımların hızlı olarak atılmasına da vesile olur.

“AB BAZI İSTİSNALAR DIŞINDA, BİZİM İSTEDİĞİMİZ NOKTADA YOK”

AB, bazı istisnalar dışarıda, henüz bizim isteğimiz noktada ya da konumda yok. Almanya’ya Sayın Cumhurbaşkanının davetiyle ay sonunda resmi ziyaretim olacak. O ziyaret vesilesiyle, Sayın Merkel ile ortak çalışma yemeğimiz olacak, ertesi gün ise sabah ucu açık bir kahvaltı yapacağız. Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda ele almamız gereken bir fazla konu var. Almanya’da 3 milyonu aşkın vatandaşımız, soydaşımız var. Öyle fazla konuyu yüz yüze mülâkat imkanı bulacağımız bu ziyareti çok önemsiyorum. Almanya, AB içinde fazla kayda değer bir konuma sahip, hemen hemen bir lider konumunda.

“AB BİZİM OLUMLU ADIMLARIMIZA AYNI ŞEKİLDE KARŞILIK VERMEDİ”

AB, Türkiye olarak bugüne dek attığımız olumlu adımlara maalesef benzer şekilde karşılık veremedi. Hala da aynı karşılığı bulamıyoruz. Çoğu kararlar hep ertelendi. Serbest dolaşım konusundan mülteciler konusunda vaat edilen yardımlara dek; yardımlar konusunda kısmen ödemeler yapıldı, kısmen maalesef yapılmadı, bunları bir an önce aşalım istiyoruz. Aşalım ki AB ile biz de önümüzü görelim, nereye gideceğiz, bir şeyler olacak mı? Bunu görmemiz lüzumlu. Bir diğer ebat Fransa. Fransa da daha olumlu gibi görünüyor; ama yine de bir iade- i ziyaret yapamadı, bunu yapması lüzumlu. Arkadaşlarımız görüşmeleri yapıyor, telefon görüşmesi yapıyoruz, adım atalım derken bakıyorsunuz oralardan koalisyon güçleri olarak Suriye’deki olaylara yaklaşım tarzları fazla da iyi yok.

“HOLLANDA İLE BELÇİKA’NIN TUTUMUNUN ÇOK IYI OLDUĞUNU SÖYLEYEMEYİZ”

AB ülkeleri içinde Hollanda’nın, Belçika’nın tutumlarının olduğunu söyleyemeyiz. Avusturya’dan yapılan bir takım direktifler çok çok olumsuz. Arkadaşlarımıza bakanlık bazında görüşmelerde bir şey olduğunda siz görüşmeleri yapın diyoruz. Nereye dek gider, önümüzdeki işlem belirleyecek.

Türkiye olarak biz AB konusunda, 1963 yılından devlete ait görüşmelerin başladığı bugünlere dek hep olumlu duruş sergiledik. Ne yazık oysa AB üyesi ülkeler benzer olumlu duruşu sergileyemediler.

PKK’yı, terör örgütü olarak saydıklarını söylüyorlar fakat, oralarda PKK’lılar salonlarda konuşturuyorlar, pankart duvar ilanı asmalarını olumlu yaklaşıyorlar. Parlamento binalarının önünde çadır kurduruyorlar.

“YEREL SEÇİMDE CUMHUR İTTİFAKI NEDEN OLMASIN”

– Lokal Seçimlerde ittifak olacak mı? Çünkü Devlet Bahçeli buna yeşil ışık yakan mesajlar verdi. AK Parti dışından adaylar olacak mı?

CHP’nin HDP’den, HDP’nin CHP’den namzet gösterip göstermemeleri bizi ilgilendirmiyor, kendi iç meseleleri. Bizim dıştan, içeriden diye bir şeyimiz olmaz. AK Parti’nin ilkelerini benimsemiş, AK Partiliği tescillenmiş olan birey bizim adayımız olur. Sipariş adaylar belediye başkanlığında hiç uygun düşmez. Bu öbür bir şey. Belediye başkan adayının bir karşılığı olacak fakat partinin oy tabanına hitap edebilsin, ve partinin oy miktarı ile karşılığı olan oy birleşik olsun. Cumhur ittifakı meselesine gelince, doğrusu Sayın Bahçeli’nin bu konudaki yaklaşımı tam nedir bilemiyorum. Biz böyle bir noktada bu işe olumlu yaklaşabiliriz. Milletvekili seçiminde attığımız bir adım var. Böyle bir koşul lokal seçimlerde de böyle bir adımı müşterek olarak atabiliriz. Bunun için arkadaşlarımızın, ilk olarak liderler olarak bizlerin oturup konuşmalarında menfaat var. Taraflar olumlu bakarsa böyle bir adım niye olmasın, olabilir.

“DEVLETE KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA DEVLET AFFEDİCİ OLABİLİR”

– ARA SIRA dile getiriliyor, bağışlama gibi bir konu gündemde mi? Değerlendirdiniz mi, değerlendirmeniz nedir ?

Kader mahkumları meselesini anlamış değilim. Kime felek mahkumu denir fazla çok önemli. Benim bir ilkem var. İlkem de şudur: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Lakin kişilere aleyhinde işlenen suçlarda devletin bağışlama yetkisi yoktur. Bunu bazıları şu anda menfaate döndürmek isteyenler olabiliyor. İçeridekiler onların bekleyenleri… Biz arkadaşlarımıza şunu da söyledik, özellikle bu bizim gündemimizde olan bir şey yok. Tüm bunlara karşın gerçekten yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim. Biz MHP ile bir yola çıktık. Burada zaman zaman buna benzer konuları aramızda değerlendirmek suretiyle atılabilecek adımlar var ise bu adımları atmaktan da çekinmemeliyiz. Burada milletin, ülkenin, devletin menfaati manâlı. Cezaevlerinde önemli manada bir doluluk var, kabul ediyoruz. Tüm bunlara karşın bir şey yapalım derken, değişik tarafta mağdur, mazlum meydana getirmeyelim. Prensip şu, devlete karşısında işlenenlerde devlet bu yetkiyi kullanabilir lakin şahıslara karşı işlenen olduğunda orada devletin böyle bir affetme yetkisi şüphesiz yoktur.

“ENFLASYON TEKRAR TEK HANAYE KAZANÇ, BUNLARI AŞACAĞIZ”

– Enflasyon rakamları açıklandı, keza bu konuda keza ekonomiye ilişkin genel değerlendirmeniz nedir ?

Bunlar baştan tek haneye gelir. Biz bunları aşarız. Turizmdeki adımları görüyorsunuz, 40 milyona doğru dışarı giden bir atağımız var. Yatırımlar konusunda dıştan girişimci Türkiye’ye girmekten çekinmiyor. İhracatta iyi bir konumdayız. Sıkıntımız laf konusu değil. Bunları aşacağız. Başaracağız.

“KIRGIZİSTAN’DA FETÖ’NÜN ÇOK CIDDI BİR ALTYAPISI VAR”

Maalesef Kırzgızistan’da bu terör örgütünün çok önemli bir daha aşağı yapısı var. Buradaki yerleşme süreci eski. Orada ilk olarak ordu ve hak elde etmek üzere, devlete sızmış durumda. Aslında siyasileri de ciddi manada ürküten bir havaları var. Kırgızistan’daki FETÖ yapılanmasına karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledik. Bunu Sayın Başkanla görüştük. Bu konudaki beklentilerimiz ilettik. Somut adımlar atılmasını beklediğimizi de söyledim. FETÖ, sadece Türkiye için değil, bulunduğu tüm ülkeler için tehlike arz ediyor. Biz bu örgütün eğitim kılıfı altındaki faaliyetleriyle mücadele için Maarif Vakfı’nı kurduk. O ülkelerde FETÖ’yle mücadele açısından, örgüte ait okulların ve yurtların kapatılması, oralardaki milli eğitim bakanlıkları ile Maarif Vakfı’mızın iki taraflı çalışmaya girmeleri son derece kayda değer. Örgütün ticari faaliyetlerinin de devletin müdahalesiyle durdurulabileceğini anlattık. Bu konuda atılacak kararlı adımların, mücadelenin başarıyla sonuçlanmasını beraberinde getireceğini söyledik. Kendilerine bazı örnekler de verdik. Bu örgütün muhtelif ülkelerdeki yapılanmasına aleyhinde da baştan mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

“GÖÇEBE OYUNLARINI 2010’DE TÜRKİYE’DE YAPACAĞIZ”

Bişkek’te hem Kırgızistan Meclis Başkanı Cumabekov, Başbakan Abılgaziyev ile de görüştük. Meclis Başkanı ile çalışma yemeği yedik. Meclis Başkanı bizim Türkçemizi fazla mükemmel konuşuyor. Türkiye’de uzun vakit kalmışlığı da var. Bizdeki yapıyı gayet iyi biliyor. Ziyaret zarfında 3. Dünya Göçebe Oyunlarına katıldık. Oyunların dördüncüsüne, inşallah 2020’de biz konut sahipliği yapacağız. Sayın Nazarbayev’in, 13 Eylül’de ülkemize bir ziyareti olacak.