UNESCO’nun “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülü verdiği ve 2010 yılında ölüm eden Kütahyalı ünlü çini ustası Sıtkı Olçar’ın kızı Haykırma Olçar, Kapadokya’nın kırmızı toprağı ile çini desenlerini buluşturmak isteyen babasının yarım kalan hayalini gerçekleştirmenin gururunu yaşıyor.
YARIM KALAN BİR DÜŞ
Sıtkı usta, bundan 30 yıl önce kırmızı toprakla yapılan çömlekleriye meşhur olan Kapadokya bölgesine gelerek bir işletme kurdu.
Ünü dünyayı saran iki manâlı bedel olan çini deseni ile kırmızı topraktan yapılan sanat ürünlerini birleştirmenin hayalini kuran Sıtkı usta, gerek ticari nedenler gerekse diğer sebeplerle hayalini gerçekleştiremeden Kütahya’ya dönmek zorunda kaldı.
SANAT GALERİSİ AÇTI
Babasının vefatından sonra atölyesini devralan kızı Nida Olçar ise babasının bu hayalini yerine getirmek için Kapadokya bölgesine bir sanat galerisi açmaya karar verdi.
BÜYÜK ILGI GÖRÜYOR
Üç sene önce faaliyete geçen sanat galerisinde Erciyes Dağı ve Hasan Dağı’nın tüflerinden elde edilen kırmızı toprakla yapılan ürünler, sanatseverler ve tanıdık olmayan turistlerden yoğun alaka görüyor.
Bilhassa antik devir döneminin tiyatro biletleri, yağdanlıkları ve Osmanlı döneminde zenginlerin yardıma yoksul kişilere gıda ve meşrubat ikram ettiği “Keşkül’ü Fukara” kapları, en fazla ilgi gören eserler aralarında yer alıyor.
“ÖZEL TASARIMLAR YAPIYORUZ”
Bu merkezde Hasan Dağı ve Erciyes Dağı’ndan meydana çıkan yanardağ tüflerinden elde ettikleri kırmızı toprakla çini desenlerini buluşturduklarını ifade eden Haykırma Olçar, “Babam çini desenlerinin ülkemizin bir fazla uygun elde edilen çanak çömlek ve diğer ürünlerle buluşmasını isterdi. Zaten son 10 yıldır da Tokat’ta, Konya’da, Çanakkale’de açılan atölyelerde çini işlemeciliği devam ediyor. Biz de son 3 yıldır Kapadokya bölgesinde bir sanat galerisi işletmekteyiz. Bölgeye has kırmızı toprakla çini desenlerini buluşturarak özel tasarımlar ortaya çıkarıyoruz.” dedi.
“BABAMIN HAYALİNİ YERINE GETIRMEK İSTEDİM”
Haykırma Olçar, “Bizler Kütahya’da kil ve beyaz toprak işliyoruz. Bu bölgede ise ünü dünyaya duyulmuş kırmızı toprak var. Bu iki büyük sanatı birleştirme istedik. Babamın da dönem dönem kırmızı toprak üzerine çini işlemesi yaptığı olmuştu. Babam bunu daha da ileriyi taşımak için bu bölgeye bir işletme açmış. Babamın en büyük hayallerinden birisi de buydu fakat bir takım nedenlerle işletememiş. Babamın yarım kalan hayalini yapmak için bu sanat galerisini açtık. Benim de senelerdir böyle bir hayalim vardı. Babamın yarım ele vermek zorunda kaldığı bir işi tamamlamak istiyordum. Çok şükür bunu gerçekleştirdik. 3 yıldır burada yaptığımız işlerden fazla hoş ve kıymetli dönüşler alıyoruz.” diye konuştu.
