“Türkiye’de iktidar sorunu yok, muhalefet sorunu var” diyen derhal herkesi haklı çıkaracak gelişmeler son 2 haftada yaşanmaya devam ediyor.
ÜLKE IDARELI KRİZİN EŞİĞİNE GELDİ, SALDIRI PÜSKÜRTÜLDÜ
Türkiye ABD ile Rahip Brunson krizi ile başlayan süreçte bir idareli savaşta kendini buldu. ABD Başkanı Trump Türk ekonomisini gaye alacak şekilde uygulamalarıyla birlikte Türk Lirası’na değerinde kaybettirecek hamleleri yapmakta bir an olsun tereddüt etmedi. Trump’ın hamlelerinden daha sonra dolar 7 seviyesine kadar yukarı çıktı, ülke hesapli krizin eşiğine geldi.
Türkiye, devleti ve milletiyle bir tam olarak hareket etmesini bildi ve mümkün bir krizin önüne geçecek adımlar kısa sürede atıldı. Alınan önlemlerin ardındaki dolar 5,5 seviyelerine dek geriledi, son olarak da 5,5-6 arası bir yer bulabildi kendisine. Türkiye’nin de ABD mallarına ilave ücret uygulaması getirmesiyle birlikte krizden Amerikan ekonomisi de etkilenmeye başladı, CNN gibi dünyaca ünlü Amerikan kanalları “Türk tokadı yedik” şeklinde manşetler atmaya başladı.
CHP’DE SÜKUNET HAKIM, DERTLERİ KURULTAY
Bütün bu gelişmeler yaşanırken CHP’de sükunet hakimdi. CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir rüzgar yakalayan Muharrem İnce ile, koltuğu ona kaptırmama gibi asli bir görevi olduğna inanan Kemal Kılıçdaroğlu aralarında yaşanan krize odaklandı. Muhalifler imza topladı, genel merkez imza sayısını yetersiz bulduğu için kurultaya gitmedi.
Deyim yerindeyse Türkiye bilhassa son zamanlarda bir ateş çemberinden geçiyor, dolar iniyor/çıkıyor, ambargo ve yaptırım gibi bir ülkedeki derhal her şeyi değiştirebilecek tarzdan sözcükler rahatça kullanılabiliyor ama bütün bu gelişmeler aleyhinde CHP tek bir konu hakkında konuşuyor; Kurultay, Atatürk, Cumhuriyet..
CHP’NİN KONUŞACAĞI KONU: HEYKEL, BÜST
Söz konusu siyasi krizler aleyhinde CHP’nin sessizliğini görür görmez haliyle aklımıza “Her evin önüne, her siteye bir Atatürk büstü” kampanyası yapan CHP’li belediye aklımıza geldi. Atatürk ve heykel/büst hariç bir konu gündeme gelince Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin söyleyecek bir sözü olmaması ne acı.
