Avukat Hacı Asım Özcan bir arkadaşıyla, 2014’te Şişli Nişantaşı Teşvikiye Caddesi’nde meşhur bir giyim mağazasına gitti. Beğendiği kıyafetleri soyunma kabininde deneyen Özcan, giydiği kıyafetin bir ceset büyüğünü almaya gitti. Döndüğünde kabine astığı paltosunun çalındığı görebilen avukat, mağaza yetkililerine durumu haber verdi. Paltosunun cebinde yer alan telefonunu arkadaşının telefonundan arayan Özcan, cep telefonunun çalan melodisinden hırsızın halen mağaza içinde olduğunu fark etti.
HIRSIZ MAĞAZADA YAKALAYIN
Avukat Özcan hırsızın mağazadan ayrılmadan tedbir almasını mağaza müdürüne söyledi. Oysa mağaza müdürü böyle bir şey yapamayacağını belirtti. Polis merkezine gitgide artarak şikayetçi olan avukat Hacı Asım Özcan, mağazadan zararının giderilmesini istedi.
Mağaza yetkilileri çalınan eşyada kendi sorumluluklarının bulunmadığını belirterek Özcan’ın zararını karşılayamayacağını belirtti. Bunun üzerine avukat Özcan, İstanbul Alıcı Mahkemesi’ne telefonunun değeri olan 2 bin 520 TL’lik tazminat davası açtı.
MAĞAZANIN GÜVENLIK YÖNÜNDEN HİZMET ZAAFİYETİ
Avukat Haci Asım Özcan’ın, alış veriş yaptığına dair fatura, polis ifadesi ve dinlenen tanığının ifadesinin hırsızlık olayını doğruladığını bildiren duruşma, mağazanın emniyet zafiyeti yönünden hizmet kusurunun bulunup bulunmadığını araştırdı.
Mahkeme gerekçeli kararında, hırsızlık olayının meşhur giyim firmasının mekan itibarıyla mesuliyet alanında kalan mağazasında bitmiş olması ve emniyet görevlisi, kamera kayıtları kullanmak suretiyle olası zanlıların ya da olayın oluş biçiminin bundan böyle günümüz teknolojisi uyarınca adetten olması sebebiyle hizmet kusurunun olduğunu belirtti.
Mahkeme gerekçeli kararında “Tüketicinin sunulan hizmetten akla uygun olarak beklediği faydaları güvenlik yönünden azaltan hizmetlerden olduğu kabul edilerek davasını ispatladığı sonucuna varılmıştır” dedi.
Duruşma, meşhur giyim firmasının avukat Hacı Asım Özcan’a 2 bin 520 TL ödemesine karar verdi. Firmanın karara itiraz etti. Son sözü Yargıtay söyleyecek.
“MÜŞTERİNİN KENDİ MALINA SAHİP ÇIKMASI LAZIM”
Mağazalar, “Çalınan eşyadan mağazamız sorumlu değildir” yazısı asarak müşterileri uyarmaya çalışıyor, fakat hırsızlıklar çoğu kez yaşanıyor. Nişantaşı’nda bir mağazada çalışan Sultan Bakırhan, “Hırsızlığın önüne geçemiyoruz. Mağazaların da önlem alması gerekiyor. En azından bir yazıyla. Her gelen müşteriyi uyaramazlar. Bir yazı gerekiyor. Müşterinin kendi malına sahip çıkması lazım. Telefonlarını bırakıyorlar masanın üstünde, çantalarını bırakıyorlar.Biz gördüğümüz vakit uyarı ediyoruz. Tedbiri her ikisinin de alması lazım” dedi. Nişantaşı’nda ailesi ile birlikte alışverişe meydana çıkan Akın Altıkatoğlu ise, “Mağazanın emniyet yetkilisi ve kameraların bu işe el atması gerekli. Her mağazanın kendi güvenliğiyle ilgili tedbiri alması lüzumlu” diye konuştu. Oya Çoban, hem müşterinin keza de mağazanın itinalı olması gerektiğini söyledi.
“MEKANDA BULUNAN KIŞILERIN SORUMLULUKLARI VAR”
Mağaza sahibi Ali Sefa ise müşterinin eşyasında sorumluluk sahibi almak zorunda olduğunu açıklama ederek, “Çünkü mağazayı zan aşağıda bırakıyorsunuz. Benim hiçbir ilgim olmadan zan altına giremem. Oraya tezgaha bırakmışsın ben göremem. Ben de malımın çalınıp çalınmadığını denetlemek zorundayım” dedi. Alışveriş yapan İlknur Yüksel de, eşyaların korunmasından mağaza ve müşterinin sorumlu olması gerektiğini kaydederek, ” Herhangi bir mekana girdiğiniz süre o mekanda bulunan şahislarin de sizi oranın misafiri olarak gördüklerine tarafından bir sorumlulukları var. Sanki yarıya bence bu iki tarafa bölüştürülmeli” ifadelerini kullandı.