Ankara’da 31 yıldır çalıştığı apartmanın yönetimini Egzersiz Bakanlığına şikayet eden kapıcı, kendini kapı önünde buldu. Yargıtay, kapıcıya kötü niyet tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti.
MAHKEME DAVANIN KISMEN KABULÜNE HÜKMETTİ
Ankara’da bir apartmanda 1977’de kapıcı olarak işe başlayan kişi, güya; 2008 yılında yapı yönetimini Sosyal Emniyet Kurumu ve Egzersiz Bakanlığı’na şikayet etti. Arkasında hizmet tespiti davası açan kapıcı, kendini bir anda kapı önünde buldu. 18. Meslek Mahkemesi’nin yolunu tutan kapıcı, iş akdinin tazminatsız olarak feshedildiğini, hafta tatili çalışmaları ile günlük on iki saati aşan çalışmaları karşılığı fazla egzersiz ve takvim izinlerinin verilmediğini belirterek, kıdem ve kötü niyet tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalı yönetimden tahsilini istek etti. Mahkemede savunma yapan apartman yöneticisi ise, davacının sanık apartmanın ortak konutuna 1977 yılında kiracı olarak girdiğini, bir yıl sonradan kira veremeyeceğini ifade ederek kira ödemek yerine haftada bir kere binanın temizliğini yapmayı ve akşamları da çöp toplama işini üstlendiğini öne sürdü. Idareci, davacının kira karşılığı yapmayı üstlendiği işin günde bir saatini aldığını, davacının zamanını apartman dışarıya bulduğu işlerde geçirdiğini, davacının hizmet tespiti davası açtıktan sonradan apartmandan kendi iradesiyle ayrıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istek etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı iki tarafın avukatları temyiz etti.
YARGITAY’DAN EMSAL KARAR
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal karara imza attı. Kararda şöyle denildi:
“Davacının, bakanlığa şikayetinin sanık apartmana tebliğinden altı gün daha sonra meslek sözleşmesi feshedilmiştir. Davacının açtığı hizmet tespit davasında da, sigortasız çalıştırıldığı günlerin tespit edildiği ve verilen kararın ilgili Yargıtay Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece davacının meslek sözleşmesinin sanık işverence fena niyetli olarak feshedildiğinin şikayetçi tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamındaki veri ve belgeler, davacının sanık apartmanı şikayet etmesinin öğrenilmesinden kısa zaman sonradan haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiği hususları dikkate alındığında feshin kötü niyetli olduğunun kabulü gereklidir. Bu koşul karşısında ve yukarıda açıklanan somut ve yasal olgular göz önünde tutulduğunda, kötü niyet tazminatı talebi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
