Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde yer alan Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ‘Turizm Merkezi’ ilan edildi.
bununla beraber belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada, bu tarihten sonradan kazara yapılaşma başladı.
1994 yılında Ulusal Park, 1998 yılında ise doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Ayder, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu kararıyla, ‘Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi’ duyuru edildi.
1998 yılında Doğal sit alanı ilan edilen yayla için 2 yıl içerisinde Koruma Amaçlı İmar Planı oluşturulması gerekiyordu. Ancak, aradan 20 sene geçmesine rağmen yayla için imar planları hazırlanmadı.
FIRARI YAPI YAPANLAR YARGILANDI
Koruma planlarının uygulanması halinde yapılaşma tipi ve yoğunluğunun ancak projeler kapsamında yapılabileceği Ayder Yaylası’nda, her geçen gün yapılaşma arttı. Firari ve beton yapıların yapı edildiği yayla ve çevresinde yüzlerce kişi, firari yapılaşma ile sit ve Ulusal Park yasalarına muhalefetten yargılandı.
Çamlıhemşin Belediyesi Meclisi, Ayder Yaylası ’ndaki 290 yapıdan 158 ’i hakkında, firari ve ruhsata tutarsız olduğu gerekçesiyle facia kararı aldı. Kaçak ve ruhsata aykırı yapıların yıkılması için Kamu İhale Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca hizmet alımı yoluyla açık ihaleye çıkıldı. Ama felaket ihalesine katılan firma olmayınca, firari yapılar yıkılamadı.
2 KATLI YATAY YAPILAR INŞA EDİLECEK
Kesintisiz kaçak yapılarla gündeme gelen meşhur turizm merkezi Ayder Yaylası için harekete geçildi. Kentsel Değişim Projesi ile yaylanın altyapı ve ulaşım sorunları çözülecek, düşey yerine azami 2 katlı yatay yapılar yapı edilecek. Plato, uygulanacak yeni modelle imar kirliliği tartışmalarından kurtulacak.
Rize Valisi Erdoğan Bektaş da, Ayder Yaylası’nın sahip olduğu güzellikler ile yoğun ziyaret edilen kayda değer bir turizm merkezi olduğunu söyledi.
“YIL SONUNDA BIRINCIL KAZMA VURULACAK”
Yaylada yapılaşmanın epeyce fazla olduğunu kaydeden Vali Bektaş, şunları dedi: “Mevcut planlama çalışmaları Ayder Yaylası’nı bir yere getirmeyi başaramadı ve bir çatışma alanı oluştu. Ortaya çıkan tablo, hiç kimsenin sevmediği bir manzara oldu. Gelenler doğanın imkanlarından yeterince yararlanamamaya başladı. Oradaki aşırılık daha da artıyor, trafik tıkanıyor, içme suları kesiliyor, kanalizasyonlar çalışmıyor. Bunun gibi bir yığın karşılıklı sorun var. Ayder ’i olması gerektiği şekilde planlayarak belli bir kasıt doğrultusunda şekillenmesini sağlamalıyız. Yıl sonunda Ayder ’e ilk kazma vurulacağını umuyorum. Ayder, ülkemizde fazla da örneği olmayan bir plato amaçlı kasaba görünümüne kavuşacak. Projeden umutluyuz. Fakat yalnız başına bu bir çözüm değil. Mevcut yoğunluğu bölgedeki öteki alanlara yaymak gerekiyor.”