Bilecik Yaşamış Şehir Müzesi’nde ‘Geleneklerimizi Yaşatıyoruz’ projesi Ehl-i Sanat etkinlikleri dahilinde ziyaretçiler hasırcılığı öğrendi. Hasırın hangi malzemelerden nasıl yapıldığını öğrenen vatandaşlar örgülerin nerelerde kullanıldığı konusunda veri aldı.
TEKSTIL TEZGAHINDA SON BULAN SERÜVEN
80 yaşındaki Bedriye Yaramaza’nın darı kabuklarını bir gün önceden hazırlamasıyla başlayan macera, dokuma tezgahında dokunması ile son buldu. 20 sene önce köyde kadınlarla her akşam toplanarak büyük bir zevkle bu işi yaptıklarını ve şu anda bu mesleğin kalmadığını anlatan Bedriye Yaramaza, “Ben 80 yaşındayım. Bunu biz ufak yaşta anamızdan, babamızdan gördük, öğrendik. Şu Anda bundan böyle yapılmıyor lakin gençliğimizde çok yapıyorduk. Bunu yaparken türkü söylüyorduk, mani söylüyorduk, darı pişiriyorduk ondan sonra bunları örüyorduk. Ufak yaştan beri biliyoruz bunu. başlangıçta bu mısırları kırıyoruz. Ondan daha sonra bunları kabuklarını alıyoruz, kurutuyoruz, koyuyoruz bir yere orada duruyor bunlar. Lüzumlu olunca alıyoruz böyle hasır yapıyoruz, namazlık yapıyoruz. Sedir üstüne hasır yapıyoruz. Kimimiz de böyle çocuklar okula sırası gelmişken çanta örüyor, sepet yapıyorlar yumurta hazırlamak için.” dedi.
“YENİ NESİLLERE AÇIKLAMA YAPMAK İSTİYORUZ”
Şehir Halkı Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı ise bu nesil unutulmaya yüz tutmuş sanatlara müzede her ay yer verdiklerini anlatarak, “Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Halkı Müzesi olarak ‘Geleneklerimizi Yaşatıyoruz’ projesi zarfında düzenlemiş olduğumuz ehli sanat etkinliklerimizden bu hafta da hasır örmesini müzeye gelen ziyaretçilere göstermeye çalışacağız. Bizim bunu yapmamızdaki maksadımız yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak. Özellikle çocuklara, yeni nesillere bunu açiklama yapmak.” ifadelerini kullandı.