Minimal invaziv aort cerrahisi avantajları nelerdir?

Minimal invaziv aort cerrahisi avantajları nelerdir?
Minimal invaziv aort cerrahisi avantajları nelerdir?
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aort kapağı da kalbin sol bölgesinde yer alan kapaklardan bir parça başına. Bu kapaklar ileri derecede fonksiyon kaybına uğradığında ise tek çare seçeneği ameliyat oluyor. Teknolojinin gelişmesi ile beraber ameliyatlar artık daha basit ve daha başarılı ayla geldi.

Günümüzde kullanılan teknolojik cihazlar baştan sona yürek ameliyatları hastaya daha az zarar vermekte ve hastanın operasyon ardından daha hızlı bir şekilde toparlanmasını sağlamasına tezgâhtar oluyor.

Bunun önünü açan yöntemlerin başında ise “minimal invaziv yöntemlerle yapılan kalp ameliyatları” geliyor. Bu yöntemde vücuda açılan ufak kesilerden ve çoğunlukla de iman tahtası kesilmeden yürek ameliyatları gerçekleştirilir.

MİNİMAL İNVAZİV YÖNTEMİN AVANTAJLARI

Minimal invaziv yönteminin klasik kalp ameliyatlarına tarafından yadsınmayacak birçok avantajı bulunuyor. Bu operasyonda işlemler hastanın vücuduna minimum müdahale ile gerçekleştirilir.

Bu da ameliyat sonrası iyileşme dönemini kayda değer ölçüde hızlandırır. Bilhassa yaşı ilerlemiş hastalarda minimal invaziv yöntemler ile daha kısa iyileşme süreci doğruca konforlu bir istirahat dönemi sağlanır. Ameliyat sırasında doku zedelenmesi minimal seviyede olduğu için kanama da epeyce düşük seviyededir.

Böylece hastaya ameliyat esnasında ve ardından daha az kan nakli yapılmasını sağlanır. Minimal invaziv usul ile aort cerrahisi ameliyatı olmuş şahısların operasyondan daha sonra hastanede ortalama 4 gün kalması yeterlidir. Olağan operasyonlarda ise bu zaman daha da uzun oluyor.

FARKLI AMELİYAT TÜRLERİ

Günümüzde iki bambaşka “minimal invaziv aort cerrahisi” yöntemi yer alıyor. Bu yöntem hastanın vücudunda yapılan kesinin şekline ve yerine tarafından değişiklik gösterir. J biçiminde göğüs kemiği kesisi ile gerçekleştirilen kesilere “parsiyel sternotomi” adı verilir.

Laf konusu yöntemde göğüs kemiğinin tamamı yok, sadece 6-7 cm ’lik kısmının kesilmesi yeterlidir. Bu ameliyatla ayrıca aort kapağı değiştirilebilmekte ayrıca de kalpten meydana çıkan esas damar olan aort damarının anevrizmalarına müdahale edilebilmektedir.

Genelde göğüs bölgesinin ön kısmından veya kasık bölgesinden yapılan kesiden yerleştirilen kanüller ile operasyon başarılı bir şekilde gerçekleştirilir. Öteki yöntemde ise kesi göğsün sağ tarafında bulunan köprücük kemiğinin daha aşağı kısmında yapılır.

Minimal invaziv yöntemle operasyon geçiren hastalarda vücuda müdahale son derece eksik olduğundan iyileşme süreci de oldukça hızlıdır. Hem göğüs kafesi kemiği kesilmediği için kemik enfeksiyonu riski de ortadan kalkar. Bu Nedenle hastalar çok daha kısa sürede normal yaşamlarına geri dönebilirler.

Prof. Dr. Ali Civelek

Yürek ve Damar Cerrahisi Uzmanı

www.alicivelek.com

Instagram: @dralicivelek

Facebook: @dralicivelek