Düşüncelerinizi değiştirecek 2 perspektif

Düşüncelerinizi değiştirecek 2 perspektif
Düşüncelerinizi değiştirecek 2 perspektif
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hepimiz zaman zaman zor dönemlerden geçebiliyoruz. Bu zorlama dönemlerde de karamsar bir ruh haliyle bireysel problemlerimizle ilgili bütün umutlarımızı yitirmiş gibi hissetmemiz gayet adi. Şu Anda yaşamınıza dahil edebileceğiniz iki yeni bakış açısı var ve bu bakış açıları böyle durumlarda fazla daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Bunlar aslında çoğumuzun bildiği şeyler ama hatırlamakta ve daha içeriye doğru bakmakta avantaj var.

1) Dünyadaki herkes belirli zamanlarda minik veya büyük olsun herhangi bir şey hakkında mutsuz veya endişeli hissedebilir.

– Kimsenin yaşamı düş ettiğiniz değin ya da göründüğü kadar mükemmel yok. Bu reel ilk etapta hayali veya fazla üzüntülü gelebilir. Fakat diğer taraftan şöyle düşünün; bütün gün sosyal medyada maruz kaldığınız fotoğraflar, videolar, story’ler takip ettiğiniz insanların en güzel anlarını yansıtıyor.

– Lezzetli görünen bir meşrubat fotoğrafı ya da havuz başında bir story… Mutlu görünen, güzel görünen, sportif görünen insanların eğlencenin bütün ortasında çekilmiş milyonlarca fotoğrafları ve videoları… Bunları paylaşanlar da tıpkı herkes gibi inişli çıkışlı bir ruh haliyle yaşıyor. Lütfen bunu sık sık hatırlayınız.

– Acilen kendinizden ve sahip olduğunuz yaşantınızdan yola çıkarak yukarıdaki görünüm açısının ne dek doğru olduğuna karar verebilirsiniz. Kendi profillerinize bakın. Son zamanlarda en son ne vakit fena göründüğünüz bir fotoğrafı ya da keyifsiz, nahoş olduğunuz bir hatıra sosyal medyada paylaştınız?

2) Kendinize acımak hiçbir sorunu çözmez ve size sevinç getirmez.

Mutsuz, tedirgin, olumsuz hissetmek hayatın bir parçası. Yukarıda da bahsettiğim gibi; hiçbir yaşam dört mısra değildir ve her bireyin zaman zaman baş etmesi gereken sorunları vardır. Tara Parker-Pope’un kaleme aldığı ve New York Times’ın gerçekleştirdiği bir araştırmaya tarafından insanın olumsuz hislerini de tanımlayarak sahiplenmesi fiilen mutluluğa doğru ilerlemenin birincil adımını oluşturuyor. Burada tartı verilmesi gereken şey ise bu negatif hisleri içten şekilde algılayıp benimseyebilmek.

Örneğin “bu işte çok kötüyüm” demektense “bu işte birtakım aksilikler yaşadım lakin bu sorunları çözebilecek yetkinliklere sahibim” şeklindeki bir yaklaşımı benimsemeniz kendinize acımak ve öfkelenmek yerine kendinizi geliştirmeniz yönünde size tezgâhtar olacaktır.

Kaynak: ceotudent