Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, VTB-Capital bankasının düzenlediği Rusya Çağırıyor yatırım forumunda Türkiye’ye S-400 sevk edilmesi için yapılan anlaşmanın idareli yanları hakkında açıklamalarda bulundu.
Rusya lideri bir soru karşısında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhurbaşkanı ile yeni görüştüm. Kelimenin gerçek anlamıyla yarım saat önce. Bir dizi fiziksel meseleyi görüştük. (Türkiye’yle) askeri-teknik işbirliği alanında S-400 satışı için yaptığımız anlaşmayı hatırlatmama müsade verin. Hesaplamaları dolar üzerinden yapsaydık, bunun tam olarak uygulanamayacağını biliyorduk. Bu yüzden diğer bir yol düşündük. Satmak her şeye rağmen gerçekleşti.”
üstelik satış anlaşmaları ve dolar baz alınmadan yapılan ‘hesaplaşmaların’ yalnızca Türkiye’yle yapılan bu tabanca anlaşmasına özel olmadığını ima eden Rus lider Putin, “Bu her ürün için geçerli. Bu (Türkiye’ye S-400 satışının dolar üzerinden yapılmaması) herkesin ağzında olan örneklerden yalnızca biri” dedi.
“BİZ DOLARI TERK ETMİYORUZ, DOLAR BİZİ TERK EDİYOR”
Putin, doları tabanca olarak kullanmasının öyle fazla ülkenin dolar yerine yeni alternatifler aramaya itmiş olmasına ilişkin olaraksa şunları söyledi: “Bizim doları terk etmek gibi bir hedefimiz değil, dolar bizi kendiliğinden terk ediyor. Bu kararları (yaptırım kararları) alanlarsa artık ayaklarına yok, (vücutlarının) üst kısımlarına kurşun sıkıyorlar. Zira hesaplamaların dolar baz alınarak yapılmasında görülen bu değişkenlik dünyanın öyle çok ekonomisinde, alternatif rezervler bulgu ve dolardan egemen bir ödeme sistemi yaratma isteği doğuruyor.”
“DOLARI TERK ETMEK ZORUNDAYIZ VE SİZİ TEMIN EDERİM BUNU YAPACAĞIZ”
“Doları terk etmek zorundayız ve sizi tedarik ederim bunu yapacağız” vurgusunu yapan Rusya lideri şöyle devam etti: “(Dolardan uzaklaşma sürecinin yavaş ilerlemesi) hükümetlerin bunu istememesinden kaynaklanmıyor. Biz yalnızca kendimize hasar verebilecek fazla sert bir şey yerine getirmek istemiyoruz.”
Putin, Rus ekonomisinin mevcut durumuna ilişkinse şu değerlendirmede bulundu: “Krizler ve yapay olarak yaratılmış zorluklara (yaptırımlar, ticari kısıtlamalar) rağmen Rus ekonomisinin bu zorluklara adapte olduğunu, kendinden belirlenmiş hissettiğini ve kendi iç gelişimi için yeni şartlar yarattığını anlatmak yanlış olmaz.”
