Yaz tatilinden sonra İstanbul’un karmaşasına hızlı bir başlangıç bizleri yoruyor olmalı ki, uzaklaşmak, doğayla bütünleşerek sonbaharın sıcak renkleriyle kucaklaşmak isteyen seyahat severler kolayca ulaşabilecekleri tatil beldelerini araştırmaya başlıyor.
Artık iyiden iyiye hazan mevsiminin içindeyiz. Önümüzdeki günlerde doğanın renklerini değiştirdiğine, sarı ve kırmızının en sıcak tonlarına büründüğüne tanıklık edeceğiz. Bu şiir gibi mevsimde içimizdeki romantizm coşacak; evlerimizde, günlük rutinimizde bulamadığımız heyecanı yakalamak için doğaya döneceğiz. Sonbahar bize seyahat için yeni fırsatlar sunuyor.
Menekşe Yaylası
Son yıllarda İzmit’e bağlı Menekşe Yaylası, trekking ya da kamp yapmak isteyenlerin gözdesi haline geldi. Yürüyüş parkuru, Beştepeler Tabiat Parkı içinde yer alıyor. Menekşe Yaylası’na varmak için İzmit’e ulaştıktan sonra Yuvacık Barajı’na doğru yol almak, ardından Servetiye ve Aytepe köylerini geçmek gerekiyor. Yol boyunca karşılaşacağınız eşsiz dağ manzaraları, manzaraya eşlik eden dereleriyle Menekşe Yaylası, sonbahar tatili yapmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Doğa öylesine canlı ve güzel ki, yalnızca yürüyüş yapmakla kalmayıp burada kamp kurmak da isteyebilirsiniz. Menekşe Yaylası’nın ıssızlığında zaman zaman telefonlarınızın çalışmadığına şahit olacak, internete pek bağlanamayacaksınız ama amaç da biraz bunlardan kaçmak değil mi zaten? Meneşke Yaylası’nda yemek yemek ya da konaklamak için herhangi bir tesis bulmakta zorlanacağınız için yolculuğa tedbirli çıkmayı unutmayın.
İğneada Longozu
İğneada Longoz Ormanları Tabiat Parkı, Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde bulunuyor. Hafta sonları İstanbul’dan kolayca kaçamak yapabileceğiniz, ciğerlerinizin bayram edeceği bir alan burası. İğneada’nın merkezine yalnızca 3 km mesafede yer alan longoz ormanları, sessizliğin yalnızca kuş sesleriyle kesildiği, kamp tutkunlarını adeta mest eden bir tabiat güzelliği. En ünlüsü Mert Gölü olan 5 ayrı gölün de yer aldığı longoz ormanları bölgesinde Dupnisa Mağarası da görülmesi gereken yerler arasında. Bu arada İstanbul-Kırklareli yolunda, gidiş ya da dönüşünüzde Vize’ye bağlı Küçük Hasan restoranında servis edilen oğlak etinin tadına bakmadan geçmeyin.
Acarlar Longozu
İstanbul’a yalnızca 2,5 saat mesafedeki Acarlar Longozu, Sakarya’nın Karasu ve Kaynarca ilçeleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin tek parça halindeki en büyük longoz ormanı niteliğindeki bu eşsiz doğa harikası, birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Longoz ormanları geniş Acarlar Gölü’nü de içine aldığından hava elverdiği sürece gölde tekne ve su bisikleti turları alınabiliyor. Ormanda sülün, çulluk, yaban ördeği gibi çok çeşitli hayvanlar yaşarken, göl ise yayın, kızılkanat, sazan gibi birçok balığa ev sahipliği yapıyor. Kamp veya piknik yapmak isteyenler için kaçırılmayacak bir doğal alan olan ormanda ayrıca ziyaretçilerin kişisel ihtiyaçlarını karşılayabileceği tesisler de yer alıyor.
Gökçetepe Tabiat Parkı
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı olan Gökçetepe Tabiat Parkı, yazın ziyaretçi bakımından oldukça yoğun olsa da sonbaharda kafa dinlemek isteyenler için ideal bir yer haline geliyor. Gökçetepe, trekking, paintball, zip line, survivor parkuru gibi sportif etkinlikler için birçok alternatif içerdiğinden ailece ya da arkadaşlarla ziyaret etmek için ideal. Bu bölgeye kendi çadırınız ya da kamp gereçlerinizle gidebileceğiniz gibi, Orman Kampı’nın sağladığı çadırlarda da kalabilir, restoran ve diğer tesislerinden yararlanabilirsiniz. Denizle bütünleşmiş olan tabiat parkında denizin ve ağaçların mis gibi kokusunu içinize çekerek uzun yürüyüşler yapabilir, dinlenip yenileceğiniz harika bir hafta sonu geçirebilirsiniz.
Kumbağ
İstanbul’dan yaklaşık 3 saatlik araba yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Kumbağ, Tekirdağ’a bağlı bir ilçe. Ganos Dağları’nın eteklerine kurulmuş olan bu bölge, balıkçılığın yanı sıra taptaze sebze ve meyvelerin yetiştiği verimli topraklarıyla da ünlü. Yemyeşil doğası ve mis kokulu çam ormanları ile sakin kamp hayatını özleyenler için müthiş bir fırsat sunan Kumbağ’da doğada kalmak yerine beldenin şirin sokaklarını da gezebilirsiniz. Eski taş evler, tarihi taş şaraphane ve masalsı sokakları gezmenin yanı sıra Çamlık Tepesi’ne uzanıp Marmara Adası’nın nefis manzarasını da izleyebilirsiniz. Bölgede yaz aylarında oldukça popüler olan yamaç paraşütünü belki bu mevsimde deneyimleyemezsiniz ama Kumbağ’a giderken yol üstündeki üzüm bağlarına uğrayıp Tekirdağ’ın enfes şaraplarının tadına bakabilirsiniz.
Cumalıkızık Köyü
Sonbaharın sıcacık renklerini yalnızca dağlarda ya da ormanda yakalayacağınızı düşünmeyin. Bursa’nın Cumalıkızık Köyü, tarihi evleriyle hayatınıza bambaşka renkler katıyor. Uludağ’ın kuzey yamaçlarında yer alan ve tarihi Osmanlı’ya kadar uzanan kızık köylerinden biri olan Cumalıkızık, Bizans dönemine ait kalıntıları da barındırıyor. Tarihi dokunun tümüyle korunmuş olduğu köyde eski hamamlar, camiler, konaklar ve çeşmeleri ziyaret edebilir, daracık sokaklarda dolaşarak eski yapıların güzelliğini seyredebilirsiniz. Kültürel motiflerin sergilendiği dükkânlardan mevsime özel reçellerden satın alabilir, yerel lokantalarda yöresel lezzetleri tadabilirsiniz. Tarihi de olsa şehre ve insanlara çok fazla karışmak istemiyorum, alışverişle vakit geçirmek istemiyorum diyorsanız, köyün dışındaki dağlık ve ormanlık arazide kamp yapıp sessizliğin tadını çıkarabilirsiniz. Bu arada meraklısına bir not: Cumalıkızık’ın da içinde bulunduğu kızık köyleri adını nereden alıyor biliyor musunuz? Oğuz Türklerinin Kızık boyundan. Türkmen boyuna mensup Kızık göçmenleri, zamanında bu köylere yerleşmiş ve bu güzel köyleri biz tatil severlere miras bırakmışlar.