Profesyonel yaşamında PR ve reklam alanlarında çalışan Duygu Yazıcıoğlu, ilk kitabı 4 Enişte 1 Cenaze adını verdiği ilk kitabı ile okuyucusuyla buluştu. Kitabında sözü geçen Ajans İnsanlarından, dış kapının mandalıyken baş köşeye düzgün yerleşen eniştelerden konuştuk…
BEN DE AJANS İNSANIYIM
Kitapta ajans insanları ile ilgili birbirinden acayip çıkarımlar yapıyorsunuz. Siz de onlardan biri miydiniz?
Evet, ben de bizzat Ajans İnsanı ’ydım, hala da öyleyim. Otobiyografik olmamakla birlikte, ajans ortamındaki gözlemlerim hikayeyi epey şekillendirdi.
Kimdir bu ajans insanları?
Ajans İnsanı dediğimiz kendine has canlı türü, sıradan plaza insanıyla yer yer aynı özellikler göstermekle birlikte, öyle çok konuda da onlardan ayrılır.
Nedir bu özellikler?
Ilk Önce dağınık giyim stiliyle sokaktaki dayıların, teyzelerin dikkatini çekerken, elinden düşürmediği kahvesiyle, kahve içmeden ayılamayan Avrupalı insan modeline iyi bir misal teşkil eder. İngilizce sunumlar hazırlar, müşterinin sağlı sollu revizyonlarını yüze gülüp arkadan konuşarak karşılar. Yaratıcıdır; çekmecesinde her daim yeni görüşler bulunur. Tek bir fikri asgari 13 müşteriye itelemişliği vardır. Akşamdan kalmak onun için bir yaşam tarzı, cuma akşamları yapılan happy-hour ’lar çılgın alıştırma ortamının temsilidir. Dövmelisi makbuldür. Instagram ’a Instegram, Twitter ’a Tuğidır der; lakin özünde iyi insandır.
MEVUZ BÜYÜDÜ, KİTABA DEK GELDİK
Yazmaya nasıl başladınız?
Klişe bir yanıt olacak biliyorum; lakin kendimi bildim bileli okurum ve yazarım. Profesyonel olarak yazmaya ise Aktüel Dergisi ’nde muhabirlik yaptığım yıllarda, dergi yazılarıyla başladım. Dergi ve internet sitelerinde editörlük yaptım. Baktım durdurulamıyorum. Mevzu büyüdü, kitaba değin geldik.
Kitabın adı 4 Enişte 1 Cenaze, Hollywood yapımı “4 Weddings A Funeral”a bir gönderme var mı?
muhabere ismi dışında, konu olarak filme gönderme yok. Dergicilikten kalma bir alışkanlık; vurucu başlık buldum mu kaçırmam! Başkarakterimiz reklam yazarı, ismi Yartu. Dört eniştesi var ve hayatı bu eniştelere karşısında verdiği mücadeleyle geçiyor. Hikayeme çok uygun olduğu için seçtiğim bir ad olması haricen bir benzerlik değil yani.
DAHA KOMIK KİTAPLAR OKUMAK, FİLMLER MEK İSTİYORUM
Türkiye ’de espri dediğinizde çok verimli bir alana girmiş olmuyoruz; siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Çok üzülüyorum. Sahiden. Ben belli başlı dilimde, benim yaşadığım toplumun absürt taraflarına odaklanan daha komik kitaplar okumak, daha komik filmler izlemek istiyorum. Dizi meselesine girmiyorum bile. Bu, bizimki gibi nevi şahsına münhasır insanlardan oluşan toplumlarda ayrıca hayret verici ayrıca de adi aslında. Toplumsal olarak malzeme var, şartlardan ötürü eğlenecek, eğlendirecek mecal yok.
SENİ BEĞENEN BÖYLE BEĞENSİN
Bir kadının kaleminden espri gerçekleştirmek nasıl bir tecrübe?
Mizah, karşımıza meydana çıkan her engelle uğraş edebilmemiz için bütün önümüzde duran büyük bir nimet gerçekte fakat değerini bilemiyoruz. Türkiye ’de bilhassa kadınlar espri yerine getirmek ve espri peşine düşüp takip etmek konusunda fazla gerideler. İlla duygusallaşacağız, ağlayacağız, kişisel gelişeceğiz, biri gidecek de biz güzelleşeceğiz. Gül geç ablacım, niye güzelleşiyorsun? Seni beğenen böyle beğensin.
Mizahı hayatın içinde nereye koyarsınız?
Mizah hayatımın ta kendisi. Mizah olmadan güne başlayamıyorum, bu da benim bağımlılığım! Şaka bir yana, üzüldüğüm veya sinirlendiğim bir şeye bir zaman sonradan gülemiyorsam, benim için can sıkıntısı büyük.
BENİM HADDİMİ AŞAR SANIYORUM; AMA…
4 Enişte 1 Cenaze ’yi nasıl konumlandırıyorsunuz Türk edebiyatı içinde?
Kendi kitabımı konumlandırmak benim haddimi aşar sanıyorum; lakin yazarken ve bittiğinde okurken düşündüğüm, hikayemin genel klişelerden olabildiğince uzak olduğu. Klasiklerde sayfa sayfa tanımlama var diye, mizah kitabına bütün karakterlerin fiziki haritasını içeri almamak zorunda hissetmedim mesela. Otosansür uygulamadım. Açıkçası benim hikayeme aynı bir üslupla yazılı diğer bir öykü okumuşluğum değil.
Kültürümüzde aile ve akrabalık ilişkileri önemsenir, sizin kahramanlarınızdan biri Alfa Enişte Buhara Dal. “Niçin enişteler?” gibi herzamanki bir soru soralım :)
Kitapta da uzun uzun anlattığım gibi; enişte dediğimiz akraba türü, aileye kan bağı olmadan giren, dış kapının mandalıyken, ailenin CEO ’su gibi gezen, özgüvenli insanlardan oluşuyor. Benzer şey yengeler için de geçerli olabilir; fakat iki akrabaya benzer anda değinip konuyu dağıtmak teknik açıdan hatalı olurdu. O da inşallah başka bir romanda… Neyse, ne diyordum? Enişteler! Bakın, İngilizler kendilerini yalnızca “teyzenin kocası” olarak tanımlıyorlar. Hadi biz enişte gibi özel bir kelime türetmişiz kendileri için fakat daha fazla yüz verip de payelendirmeyelim, rica ediyorum.
HERKESE TAVSIYE EDİYORUM
Bir Takım yazarlar yazarken topluma mercek tutmayı tahsis edinirler. Sizinki de böyle bir deneyim mi?
Doğrusu yazarken karakterler üzerinden mesaj verme ya da topluma ayna olma gibi kaygılarım yoktu. Herkes kıssadan kendi hissesini çıkaracak kapasitededir bence, en azından olmalıdır.
Peki öyleyse ne?
Otuz üç yıldan uzun bir süredir bu topraklarda yaşıyorum. İşe gidiyorum, toplu nakliye kullanıyorum, ailemle süre geçiriyorum. üstelik bana çılgın mıknatısı derler. Olağandışı tipleri çekiyorum galiba, o yüzden az kalsın sokağa her çıktığımda yıkıntıilginç bir olaya ya da diyaloğa maruz kalıyorum. Yaşadıklarımı kafamda toplayıp çıkardığımda ortaya çoğunlukla eğlenceli hikayeler çıkıyor.
Mesaj verme kaygım değil dedim ya, sadece kendimle ilgili eğlenme kaygım var. Ne yaşarsam yaşayayım, eğlenmeliyim. Meselelere böyle yaklaşınca, ne güzel, karşımızdakinin de yüzünü güldürme fırsatımız oluyor. Ben Buhara Dal ’larla mücadele etmeyi seneler önce bıraktım, onlarla da eğleniyorum. Herkese de nasihat ederim.
Metrobüs durağında kafamızı çevirdiğimizde Buhara Dal ile karşılaşmamız muhtemel mü?
Evet, bu ülkede herhangi bir yerde kafamızı çevirdiğimizde minimum 1 adet Buhara Dal ’la karşılaşmamız mümkün. Kendimce toplumun her kesimi için fazla tanıdık bir tip Buhara Dal.
4 ENİŞTE 1 CENAZE FİLM OLMALI
Yazmaya devam edecek misiniz? Gelecek projelerinizde neler göreceğiz?
Elbette edeceğim. Öncelikli projem, 4 Enişte 1 Cenaze ’nin filmini gerçekleştirmek. En kısa sürede çalışmalara başlıyoruz. Natürel giderken ikinci romanımın notlarını tutmaya da başladım. Her an bir polisiye parodisiyle ortaya çıkabilirim.
Okurlarınıza neler anlatmak istersiniz?
Ben bu hikayeyi yazarken doğrusu çok eğlendim. Dileğim, okuyan herkesin asgari benim dek eğlenmesi. Bütün dünya asık yüzlü zamanlardan geçiyor. Herkesin gülmeye, rahatlamaya ihtiyacı var. Tadını çıkarın.
Damla Karakuş: Teşekkürler.
Duygu Yazıcıoğlu: Ben teşekkür ederim.
Duygu Yazıcıoğlu
4 Enişte 1 Cenaze
Küsurat Yay.
S.: 160
Kitabı satın olmak için tıklayınız: idefix
Damla Karakuş
email protected
Instagram: biyografivekitap