ABD’nin İran’a yönelik ilk yaptırımpaketinin yarın devreye girmesiyle İran hükümetinin, ABD doları satın alması ve altın ve kıymetli madenlerle ticaret yapması yasaklanıyor. İran’ın çelik, kömür, alüminyum ticareti ile otomotiv sektörü üzerine yaptırımlar getiriliyor.
Trump’ın anlaşmadan çekilme kararını almasıyla, ABD Hazine Bakanlığı, İran’a karşın yaptırımların 90 ve 180 günlük iki aşamayla tekrar uygulanmaya başlayacağını duyurdu. 90 günlük sürenin bugün dolmasıyla birlikte nükleer anlaşmanın peşinde kaldırılan İran’a yönelik yaptırımların birincil aşaması yarın TSİ 07.00 itibarıyla uygulamaya konuluyor.
BIRINCIL SAFHA YAPTIRIMLAR NELERİ KAPSIYOR
ABD’nin İran’a karşın birincil yaptırım paketinin ABD saatiyle bu gece yarısından itibaren devreye girmesiyle İran hükümetinin, ABD doları satın alması, altın ve değerli madenlerle ticaret yapması yasaklanıyor.
İran’ın çelik, kömür, alüminyum ticareti ile otomotiv sektörüne yaptırım uygulanacak. Yarından itibaren Tahran’a sivil havacılık yaptırımları geri getiriliyor. Yaptırımlar kapsamında İran’ın yolcu uçakları ve uçak parçası ithalatı engellenecek.
İran’ın para birimi tümen üzerinden ülke dışında gerçekleşecek önemli işlemlere kısıtlamalar uygulanacak.
ABD’ye İran göre yapılan el yapımı halı ve gıda ürünlerinin ihracatı yasaklanıyor.
İran’ın dış borcuna bağış yapılması ve satın alınmasına yaptırımlar zarfında yasaklanmış getiriliyor.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ETKİLENMEYECEK
Yaptırımlar, ABD’nin tek taraflı kararlarına uymayarak İran ile ticaretini sürdüren öteki ülkeleri kapsayacak şekilde uygulanacağı için laf konusu ambargolardan üçüncü ülkeler de etkilenebilecek. Buna rağmen ABD Define Bakanlığı’na emrindeki Tanıdık Olmayan Varlıkları Yoklama Ofisi (OFAC) yaptırımlar nedeniyle ülkelerin uğrayacağı zararların tazmin edilmeyeceğini açıkladı.
ABD Başkanı Trump, 8 Mayıs’ta Detaylı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan ülkesini tek taraflı çekerek İran’a yaptırımları geri getireceğini açıkladı. 2015’te selefi Barack Obama döneminde imzalanan nükleer uzlaşma, tercih kampanyası döneminden beri Trump’ın en çok itiraz ettiği konulardan biri oldu. Anlaşmayı “ABD tarihinde yapılmış en kötü anlaşmalardan biri” olarak nitelemekten geri durmayan Trump, göreve geldikten kısa zaman sonra anlaşmadan ülkesini çekti.
Trump’ın anlaşmadan ayrılarak İran’a yaptırımları geri getirmesine anlaşmanın tarafı öteki ülkeler göre takviye verilmedi. aynı zamanda ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin arkasından 90 gün geçmesine rağmen Avrupa ülkeleri, İran’ı ABD’nin tek yanlı yaptırımlarından koruyacak önemli önlemler alamadı. AB, İran’ın anlaşmaya riayet ettiği sürece anlaşmaya bağlı kalacağını duyursa da bunu pratikte nasıl uygulayacağı merak konusu.
KÜRESEL ŞİRKETLER BÖLGEDEN ÇEKİLDİ
İran’da büyük yatırımlar yapan küresel şirketlerin birçoğu ABD’nin yaptırım tehditlerinin arkasında birer birer İran’dan çekildi. İran’da Güney Pars doğalgaz sahasında İran hükümetiyle 4 milyar 200 milyon avroluk yatırım anlaşmasına imza atan Total, İran ’a karşın yaptırımların sona ermesi ardından bu ülke ile iş birliği yapan ilk Batılı şirket olmuştu.
ABD’nin yaptırımları sebebiyle İran’dan çekilen Total, ABD’nin, Fransız ve Avrupalı yetkililerin desteğiyle ülkede yatırım yaptığı proje konusunda özel bir ayrıcalık sağlaması halinde projeye devam edebileceklerini açıklasa da Avrupa ülkeleri şu belli başlı dek bu konuda bir ilerleme sağlayamadı.
1 MİLYON KIŞI İŞSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA
Yaptırımlar İran’da petrolden daha sonra gelen ikinci büyük sektör olan otomotiv sektörünü de etkileyecek.
Sektörde çalışanların sayısı 1 milyonun üstünde. Buna dikkat çekici eden İran Alıştırma Bakanı Ali Rebii, önceki gün yaptığı açıklamada, “Yaptırımlar nedeniyle yaklaşık 1 milyon birey işsiz kalabilir fakat bunun olmaması için önlem alacağız.” dedi.
İranla nükleer anlaşmanın arkasında gözünü İran pazarına diken Avrupalı araba üreticileri Peugeot, Renault ve Citroen gibi şirketler ABD yaptırımları sebebiyle Tahran’la ticareti durdurduklarını açıkladılar.
Almanya’nın Siemens şirketi de AB’nin nükleer anlaşmayı yürürlükte tutabilmek için Tahran’la sürdürdüğü “mucizevi” çabalara rağmen İran’la ilişkilerini sonlandıran büyük firmalar arasında yerini aldı. İran’ın nükleer programına takviye veren Rusya’dan bazı şirketler de İran’la ticareti askıya aldı. Bunlardan en dikkati çekeni ise Rusya ’nın demir çelik üreticileri MMK ile Severstal şirketlerinin İran’a çelik ihracatını durduklarını açıklamasıydı.
Dünyanın en büyük üçüncü konteyner işletmecisi CMA CGM şirketi de ABD yaptırımlarından korunmak amacıyla İran piyasasından çekildiğini duyurdu. CMA CGM ile İran Denizcilik Kurumu arasında, 2016’da, iki taraflı hatların işletimi, faaliyet alanları değişimi ya da kiralanması ile terminallerin kullanımı konularını taşıyan bir iş birliği anlaşması imzalanmıştı.
UÇAK ANLAŞMALARI İPTAL
Nükleer anlaşmanın ardından Obama yönetimi, İran’a 1979’daki devrimden bu yanlamasına uygulanan sivil havacılık ambargosunu kaldırdı.
İran, ABD’li uçak üreticisi Boeing şirketiyle 2016’da ülkenin milli havayolu şirketi İran Air için 80 uçak, 2017’de de Aseman Havayolları için 30 uçak almak için toplamda yaklaşık 20 milyar dolarlık uzlaşma imzalamıştı.
Tahran yönetimi keza Fransız Airbus ile de 2016’da 100 uçak için 19 milyar dolarlık uzlaşma imzalamıştı fakat, Trump’ın çekilme açıklamasının ardından ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Boeing ile Airbus’ın, İranlı şirketlere gezgin uçağı satma lisanslarının iptal edildiğini duyurdu.
ESAS GAYE İRAN PETROLLERİ
ABD’nin İran’a yönelik ikinci yaptırım paketi 4 Kasım’da 180 jurnal sürenin dolmasının arkasında 5 Kasım’da devreye girecek. Bu tarihten itibaren İran Milli Petrol Şirketi, İran Petrol Ticaret Şirketi ve Ulusal Tanker Şirketi’ne milletlerarası kısıtlamalar getirilirken, ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı İran’dan petrol ve ürünlerinin satışına yaptırımlar uygulanacak.
İran Milli Petrol Şirketi’ne göre, ülkenin takriben 150 milyar varil ham petrol rezervi ve 33,5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içinde Venezuela ve Suudi Arabistan’ın gerisinde en büyük üçüncü petrol rezervine sahip olan İran, dünyada da Kanada’nın peşinde en büyük dördüncü petrol rezervine sahip ülke konumunda.
İran’ın derhal jurnal ortalama 2 milyon 200 bin varil olan çiğ petrol ihracatının yarısı Çin ve Hindistan’a, yüzde 25’i Avrupa ülkelerine bir kısmı da Güney Kore ve Japonya’ya gönderiliyor. Yaptırımlar nedeniyle İran’ın petrol ihracatının birincil etapta jurnal ortalama 500 bin varil azalacağı öngörülüyor. Güney Kore ve Japonya hükümetlerinin ABD’den İran petrol ihracatı için dokunulmazlık arayışları sonuç vermedi. Bu ülkelerin ikinci faz yaptırımların devreye gireceği kasıma kadar İran’dan petrol ihracatını durduracağı öngörülüyor.
İkinci faz yaptırımların devreye girmesiyle bu rakamın 1 milyon varile düşmesi öngörülüyor. Bu da takriben 60 milyar dolar olan İran ’ın takvim petrol gelirinin 27 milyar azalması anlamına geliyor.
Hükümet Sözcüsü Muhammed Bakır Nobaht, İran ’a yılda 95 milyar dolar girdiğini, bunun büyük kısmının 2015 ’te varılan nükleer anlaşmanın ardındaki her tarafta başlayan petrol ihracatından kaynaklandığını açıklamıştı.
AVRUPA’NIN TUTUMU
Nükleer anlaşmaya taraf İngiltere, Almanya ve Fransa, anlaşmanın devamı noktasında kararlarını açıkladılar. Birincil ilk kez her ne değin bir takım Avrupalı liderler, Trump ’ın İran ’ın bölgeden askerlerini çekmesi, füze faaliyetlerini durdurması ve Hizbullah gibi örgütlere desteğini kesmesi ve yeni bir anlaşmanın yapılmasını dillendirseler de anlaşmanın devam ettirilmesi yönünde karar verdiler.
İran, anlaşmada kalan 4+1 ülkelerinden anlaşmanın pratiğe geçirilmesini istiyor.
ABD ’nin yaptırımlarından doğacak zararının anlaşmaya taraf Avrupa ülkeleri tarafından giderilmesini talep ediyor. Ayrıca Tahran yönetimi, yaptırımların her tarafta getirilmesiyle birlikte nükleer faaliyetlerini durdurmayı bir arada kabul etmeyeceğini belirtiyor.
Avrupalı ülkelerin nükleer anlaşmanın devamı yönündeki kararları İran ’ı söz konusu anlaşmada yetişmek ve nükleer faaliyetlerine geri dönüşünü engellemeyi hedefliyor.
MUHAFAZAKAR KANAT GÜÇLENEBİLİR
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Haziran 2013’te göreve gelirken halka daha artı bağımsızlık ve zinde ekonomi vaadinde bulunmuştu.
Ruhani seçim vaatlerinin çoğunu gerçekleştiremedi. Ekonomik şart aydınlık yok. İran ekonomisini gaye alan yaptırımların yürürlüğe girecek olması zaten baskı günler geçiren ülke ekonomisi üstünde önemli baskı oluşturuyor. Böyle bir şart da muhafazakar kanadın her tarafta güçlenmesine yol açabilir.
Gelinen noktada idareli sıkıntıların sosyal, siyasal ve emniyet sorunlarına dönüştüğü İran’da siyasetçiler sorumluluğu birbirine atarken ülke yönetiminin kilit noktalarını elinde tutan muhafazakar kanat, son dönemde yaşanan krizleri reformistlerin desteklediği Ruhani hükümetini eskitmek için kullanıyor.
İranlı siyaset uzmanı Halil Muhammedi’ye göre, muhalifler fena gidişattan Ruhani’yi sorumluluk sahibi tutuyor.
ABD’nin anlaşmadan çekilmesiyle başlayan süreçte milletlerarası bankalar ve finans kurumlarının İran’a kapılarını kapatmaları ve tümenin değerinde kaybetmesinin tüm ümidini nükleer anlaşmaya bağlayan Ruhani’nin çabalarını boşuna çıkarttığını dile getiren Muhammedi, “Halk Müziği, sistemden kaynaklanan engellemeler açık havada Ruhani’nin üzerine düşeni yapmadığını düşünüyor. Ülkede bir şeyin değişmediğini ve bağımsızlık taleplerinin karşılanmadığını düşünüyor.” ifadelerini kullandı.
EKONOMIK KRİZ VE HALKIN TEPKİSİ
Ulusal para birimi tümen, geçen hafta dolar aleyhinde tarihinin en az seviyesine indi. Nisan ayında hür piyasada 6 bin tümen olan dolar 3 ayda yüzde 80 artarak geçen hafta 11 bin tümeni aştı.
Döviz kurundaki ani büyüme halkın alım gücünü düşürürken iş yerlerinin defalarca kapandığı ve işsizliğin gitgide artarak arttığı İran’da sosyal ağ üzerinden “genel grev ve protesto” çağrıları yapılıyor.