TSK’dan çarpıcı FETÖ raporu: Darbeye katılanlar…

TSK'dan çarpıcı FETÖ raporu: Darbeye katılanlar...
TSK'dan çarpıcı FETÖ raporu: Darbeye katılanlar...
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

FETÖ’nün TSKiçindeki örgütlenmesinin tamamen anlatıldığı raporda TSK’nın Ocak 2014-Temmuz 2016 sürecinde FETÖ ile mücadelede zorunlu başarıyı gösteremediği gibi öz eleştiriler yer alıyor. İşte raporda öne meydana çıkan detaylar:

Sabah’ın haberine tarafından, Genelkurmay Başkanlığı’nca görevlendirilen bilirkişilerce hazırlanan rapordaki en çarpıcı tespitlerden biri, 1980’li yıllarda Gülümseyen bağlantısı şüphesiyle soruşturma geçiren ancak yalnızca ikaz edilen personelin 15 Temmuz darbe girişimine aracısız katılmış olması.

Bu isimler arasında darbecilerin hazırladığı iddiaya göre görevlendirme listesinde Bolu ve Düzce Sıkıyönetim Komutanı olarak geçen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Şehitler Köprüsü davasının en kayda değer sanıklarından Birinci Ordu Harekât Başkanı Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Sarıkamış’taki 9’uncu Komando Tugayı’nın komutanı olan ve darbenin başarılı olması halinde Kara Kuvvetleri Komutanı yapılması planlanan Tuğgeneral Murat Yetkin ve Kabil’den Dubai’ye kaçmaya çalışırken yakalanan Kabil Eğitim Takviye ve Danışma Komutanı Tuğgeneral Şener Topuç bulunuyor.

Raporda FETÖ’nün TSK’ya sızma faaliyetleri altı ayrı dönem zarfında ele alınıyor:

1980 öncesi.
1980-2000 aralarında yürütülen faaliyetler.
2000-2008 TSK içerisinde yerleşme ve dağıtım dönemi.
2008-2014 TSK’yı tamamen ele geçirme ve örgütten olmayanların tasfiyesi.
Ocak 2014-Temmuz 2016 TSK içerisindeki mevcudiyetini muhafaza ve darbe hazırlıkları.
Darbe girişimi sırasında yaşananlar ve değerlendirme.

Raporda MGK’nın 25 Ağustos 2004 tarihli toplantısında FETÖ/PDY ile ilgili terör örgütü değerlendirmesinin yapıldığı belirtiliyor. Ne var ancak FETÖ’nün terör örgütü olarak ‘Kırmızı Kitap’a girdiği ilk MGK Ocak 2014’te. Bilhassa 2014-2016 sürecine dair öz eleştirel ifadelerin uyarı çektiği raporda, “FETÖ, TSK’ya yerleştirdiği mensupları vasıtasıyla TSK’nın denetleme mekanizmalarını ve hassasiyetlerini deşifre ederek, bunlardan kaçacak her türlü yöntemini kullanmıştır” deniliyor.

 Raporun devamında 2000- 2008 döneminde örgütün TSK içerisinde nasıl dağılım sürecine girdiği de anlatılıyor: “70’li yıllardan itibaren TSK’ya sızmayı başaran FETÖ/ PDY mensupları, 90’ların sonundan itibaren personel tedarik, tayin ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata aleyhinde yatırma birimleri, ilk kez Harp Akademileri elde etmek üzere askeri okullara yuvalanmıştır.”

 Raporda Ocak 2014-Temmuz 2016’daki darbe hazırlıkları dönemine ilişkin bulunan en kayda değer saptamalardan biri 17-25 Aralık sürecinden sonradan birçok devlet kurumunda FETÖ mensuplarına yönelik soruşturma başlatılmasına karşın TSK içerisinde bu soruşturmalarla tasfiye sürecinin gerçekleştirilemediği tekrar itiraf niteliğinde yer alıyor. Raporun son bölümünde ise yurtdışında bulunan bazı örgüt mensuplarının da darbe girişimi öncesinde dönerek darbeye gerçekten iştirak ettikleri vurgulanıyor.”

FETÖ’CÜ ALTIN NESLE NATO’DA ATAMA

Dağıtım ve yerleşme sürecinde altın nesle mensup general adaylarına yurtdışı görevlerle parlak bir kariyer inşa edildiği ve ardından bu isimlerin TSK’da etkin görevlere getirildiği belirtiliyor. Raporun bu bölümünde NATO görevlerinin FETÖ için önemli bir sıçrama tahtası olduğuna değiniliyor ve örgütün milli ve askeri bilgileri NATO’ya servis ettiği de anlatılıyor: “Takriben 160 ülkede faaliyet gösteren örgüt, kendi üyesi personeli muhtemel olduğunca yurtdışına göndererek örgütle olan ilişkilerini gözlerden uzak şekilde yürütmeye çalışmıştır. Yüksek lisans ya da ödev gibi gerekçelerle ABD/Pensilvanya’ya artan bir şekilde Fetullah Tebessüm Eden ile görüşmüşlerdir.”

BENZEŞEN DURUMUNDAN ALIŞILMIŞ ŞÜPHELİLER

Raporda bir bilgi de örgütün meslek yapılanması konusunda. Buna kadar TSK mensubu olup da eşi doktor, hâkim olan kişilerden çoğu FETÖ ile iltisaklı. Raporda ‘eş durumundan olağan şüpheliler’ hakkında şu değerlendirmelerde bulunuluyor: “Eşi KPSS soruşturmasında belirsiz olan toplam 487 personel var. Bunlardan 90’ı karacı kurmay subaydır. Karacı kurmay subayların subay genel mevcuda oranının yüzde 5.62 olduğu göz önüne alındığında eşi KPSS şüphelisi durumda bulunan kurmay subaylar tüm kesin olmayan personele oranının (yüzde 19) hayatın klasik akışına tutarsız olduğu değerlendirilmektedir.”