SAĞLIK Haberleri - Haber Rizem https://haberrizem.com Rize Haber Sun, 06 Aug 2017 08:19:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.5 Mucize çocuğa 31’inci ameliyat! https://haberrizem.com/mucize-cocuga-31inci-ameliyat/haber-10045.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=mucize-cocuga-31inci-ameliyat https://haberrizem.com/mucize-cocuga-31inci-ameliyat/haber-10045.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:19:15 +0000 https://haberrizem.com/mucize-cocuga-31inci-ameliyat/haber-10045.html 15 yaşındaki kelebek hastası Ünal Önder'in ameliyat sonrasında ilk sözleri,

The post Mucize çocuğa 31’inci ameliyat! first appeared on Haber Rizem.

]]>
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde ellerini kullanabilmek için 31’inci kez ameliyat olan doğuştan kelebek hastası 15 yaşındaki Ünal Önder’in ameliyat sonrasında ilk sözleri, “Hedefime bir adım daha yaklaşmanın mutluluğunu yaşıyorum” oldu.

İKİ ELİNİ DE KULLANAMIYOR

Osmaniye’nin Düziçi İlçesi’nde oturan Döne ve Mustafa Önder’in 2 çocuğundan büyüğü Ünal Önder, doğuştan kelebek hastası. Yenice Haruniye Ortaokulu’ndan bu yıl mezun olan Ünal Önder, bir yandan okuluna devam ederken diğer yandan Antalya, Osmaniye ve Adana’daki hastanelerde tedavi görmeye devam etti. 30 ameliyat geçiren ve bundan dolayı ‘mucize çocuk’ olarak anılan Ünal, her iki elini de kullanamıyor. Hastalığı ve engeline rağmen yaşam azmini hiç kaybetmeyen Ünal Önder, TEOG’a hazırlandı. Sınavda sadece 4 yanlış yaparak 492 puanla yüzde 1’lik dilim içinde yer alan Ünal, Osmaniye-Düziçi Fen Lisesi’ne girdi.

“HEDEFİME BİR ADIM DAHA YAKLAŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM”

Ellerini kullanabilmek için 19 Temmuz’da 31’inci kez ameliyat olan mucize çocuk, yoğun bakımdan çıkarak normal servise alındı. Hedefi genetik mühendisliği olan ve Türkiye’deki yaklaşık 400 kelebek hastasından biri olan Ünal Önder’in ilk sözleri “Hedefime bir adım daha yaklaşmanın mutluluğunu yaşıyorum” oldu. Kendisi için yeniden zor bir sürecin başladığını anlatan Ünal Önder, “İnsanın hedefi varsa tüm zorluklarla baş edebilir. Hayalim yazarak derslerimi yapmaktı. İnşallah tedavi sonunda her şey yolunda gider ve parmaklarımı kullanabilirim. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan hocamız da sıkı bakım ve fizik tedavi sonrasında ellerimi kullanabileceğimi söyledi. Kendisi de bu konuda umutlu. Bir hafta sonra taburcu olmayı umuyorum” diye konuştu.

PROF. DR. ÖMER ÖZKAN AMELİYATI YAPTI
Hastalığının bebekliğinde dudağındaki bir çizik sonrasında annesi tarafından fark edildiğini belirten Ünal Önder, “Bugüne kadar 30 kez ameliyat oldum. Ancak istenen başarı elde edilemedi. Sanatçı Fulden Uras’ın önderlik ettiği ‘Hayaller Gerçek Olsa’ derneğinin girişimiyle buraya geldim. Türkiye’nin ilk yüz ve çift kol nakillerini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ameliyatımı gerçekleştirdi. Ömer Hoca, ‘Risk almak zorundayız’ diyerek beni cesaretlendirdi. Ameliyattan sonra sağlığıma kavuşacağım günleri umutla bekliyorum” diye konuştu.

31’İNCİ PARMAK AYIRMA AMELİYATI

AÜ Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ise Ünal Önder’e 31’inci ‘parmak ayırma ameliyatı’ yaptıklarını kaydetti. Hastanın sağlık durumunun çok iyi olduğu anlatan Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi: “Ameliyat oldukça başarılı geçti. Bundan sonra sıkı bakım gerekiyor. Enfeksiyon ve tekrar yapışma risklerini ortadan kaldırmak için özel yara bakımının hassasiyetle yapılması gerekiyor. Daha önce yapılan ameliyatlardan da tecrübe kazanan aile, bakımı hassasiyetle yürütecek. Bu arada fizik tedavisi de yapılıyor. Her şey bu aşamada yolunda gidiyor.”

KELEBEK HASTALIĞI

Kelebek hastalığı, (Epidermolozis bülloza) deride ve mukozada (ağız içi, genital bölge, anal bölge, göz, burun, nefes yolu, yemek borusu) gibi vücut bölgelerinde içi su dolu kabarcıklar (bül) oluşumu ile kendini gösteren bir hastalık.

The post Mucize çocuğa 31’inci ameliyat! first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/mucize-cocuga-31inci-ameliyat/haber-10045.html/feed 0
Tatlandırıcı tüketiminin miktarına dikkat! https://haberrizem.com/tatlandirici-tuketiminin-miktarina-dikkat/haber-10033.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tatlandirici-tuketiminin-miktarina-dikkat https://haberrizem.com/tatlandirici-tuketiminin-miktarina-dikkat/haber-10033.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:18:59 +0000 https://haberrizem.com/tatlandirici-tuketiminin-miktarina-dikkat/haber-10033.html Prof. Dr. Bekir Sami Uyanık, tatlandırıcıların aşırı miktarlarda tüketilmesinin önerilmediğini belirtti.

The post Tatlandırıcı tüketiminin miktarına dikkat! first appeared on Haber Rizem.

]]>
Prof. Dr. Bekir Sami Uyanık, sıklığına ve miktarına dikkat edilmediği takdirde, kilo ile birlikte sağlık problemlerine neden olabilen şeker içeren besinler hakkında bilgi verdi. Uyanık, tatlandırıcıların aşırı miktarlarda tüketilmesinin önerilmediğini belirtti.

“Tatlı tüketiminde sıklığına ve miktarına dikkat”

Dengeli bir beslenmede vücudumuzun temel enerji kaynağı olan glukoz(şeker) ihtiyacını, doğal besinlerden sağlandığını söyleye Uyanık, “Çocukluktan itibaren insan hayatında sürekli çikolata, dondurma, çeşitli şekerlemeler yer aldığından, yetişkinlik döneminde de beslenmede aynı alışkanlık devam etmekte, tatlı yerken mutluluk duyulabilmektedir. Tatlı yenilmemesini gerektiren şeker hastalığı gibi bir durum söz konusu değilse, tatlı yenilebilir. Ancak sıklığına ve miktarına dikkat etmek, aşırıya kaçmamak gerekir” dedi.

“Dikkat edilmediği takdirde, beraberinde birçok hastalığa neden olabilir”

Uyanık, hızla ve hemen kana karışan, saflaştırılmış ve rafine şeker içeren besinlerin, kan şekerinde ani bir yükselmeye neden olduğunu belirterek, “Vücut hücreleri, kan şekerinin tümünü aynı anda enerjiye, kaloriye dönüştüremez. Kan şekeri düzeyi normalin üzerine çıktığında; pankreastan salınan insülin hormonu fazla şekerin depolanması için karaciğer, kas ve diğer hücreleri uyarır. Glukozun bir kısmı, kas ve karaciğerde glikojen şeklinde depolanır. İhtiyaçtan fazla kalori alımı durumunda, glukoz, yani şeker vücutta yağa dönüşür. Böylece obezite ve beraberinde çok sayıda hastalık ortaya çıkmaya başlar” diye konuştu.

“Sık kullandığımız çoğu besinde tatlandırıcı kullanılıyor”

Formuna önem veren, fakat tatlı alışkanlığından vazgeçemeyenler ve şeker hastaları için şeker yerine tatlandırıcıların kullanılması uygun görüldüğünü dile getiren Uyanık, “Sağlıklı bir hayat için, özellikle çocuklar olmak üzere, yetişkin bir insana dengeli bir diyet, beslenme şarttır, tatlandırıcıların aşırı miktarlarda tüketilmesi önerilmemektedir. Hatta, yeni doğanlara ve çok küçük çocuklara tatlandırıcı kullandırılmamalıdır.Tatlandırıcılar, şekerden daha tatlı olan ve çok daha az enerji içeren tablet ya da bazı tatlıların yapımında toz formları ile kullanılabilen kimyasal maddelerdir. Tatlandırıcılar, başlangıçta şeker hastalarının tatlandırma gereksiniminin giderilmesi için kullanılmış olmakla birlikte, günümüzde fazla kilosunu azaltmak, vücut şeklini korumaya çalışmak, şekerin zararlı etkilerine maruz kalmamak, ağız tadından vazgeçmemek, şekerin diş sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak isteyenler tarafından, yaygın olarak kullanılmaktadırlar” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Bekir Sami Uyanık, kalori almadan şeker yerine lezzetini artırmak için tatlandırıcı kullanılan besinler şu şekilde sıraladı:

“Diyet ya da şekersiz ifadesi bulunan meşrubatlar ve meyveli içecekler, dondurmalar, pudingler, çikolatalı, meyveli sütler, kakaolu içecekler, soslar, tatlı soslar, reçel ve marmelatlar ve ketçap, şekersiz çikletler, nane şekerleri, şekerler ve çikolatalar, kahvaltı gevrekleri, hazır tatlılar, meyveli yoğurtlar, yağsız veya az yağlı yoğurtlar, diş macunları, gargaralar,bazı çaylar, hazır kahveler, kahvelere eklenen şuruplar, tatlandırılmış soğuk çaylar, tatlandırılmış sular ve proteinli besleyici içecekler”. 

The post Tatlandırıcı tüketiminin miktarına dikkat! first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/tatlandirici-tuketiminin-miktarina-dikkat/haber-10033.html/feed 0
Güneş yanığı evde nasıl geçer? Deniz yanığını geçirme yolları https://haberrizem.com/gunes-yanigi-evde-nasil-gecer-deniz-yanigini-gecirme-yollari/haber-10030.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=gunes-yanigi-evde-nasil-gecer-deniz-yanigini-gecirme-yollari https://haberrizem.com/gunes-yanigi-evde-nasil-gecer-deniz-yanigini-gecirme-yollari/haber-10030.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:18:52 +0000 https://haberrizem.com/gunes-yanigi-evde-nasil-gecer-deniz-yanigini-gecirme-yollari/haber-10030.html Ramazan ayının çıkmasıyla birlikte deniz sezonunu açan binlerce kişi hafta sonu sahillere akın etti. Hava sıcaklığının çok yüksek olması sebebiyle güneşte yananlar

The post Güneş yanığı evde nasıl geçer? Deniz yanığını geçirme yolları first appeared on Haber Rizem.

]]>
Yaz aylarında sahillere akın eden binlerce kişi denizin ve güneşin keyfini çıkardı. Sıcakların yüksek olması sebebiyle güneşte yanığı geçirenler evde tedavi yollarını ayırmaya başladı. Peki güneş yanışı nasıl geçer? Yoğurt güneş yanığına iyi gelir mi? Denizde yanmaya ne iyi gelir? İşte evde güneş yanığını hafifletme yolları

GÜNEŞ YANIĞINA NE İYİ GELİR?

Salatalık: Salatalığı kabukları ile birlikte rendeledikten sonra suyunu sıkarak güneş yanığı olan bölgeye sürüldüğünde, cilt tazelenecektir ve yanmadan dolayı oluşan yanma ve ağrılara kesin çözüm olacaktır.

Zeytinyağı: Yanıkların tedavisinde zeytinyağının oldukça iyi sonuçlar verdiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu nedenle güneş yanıklarında da zeytinyağı başlı başına bir mucizedir. Yanıklardan kaynaklanan yanma ve ağrıya iyi gelmesinin yanı sıra ciltte yanmadan dolayı meydana gelen gerginlikleri ortadan kaldırarak cilt de yumuşaklık ve canlılık hissi verecektir.

Yoğurt : Bilinen en klasik yöntemlerden birisidir. Ama gerçekten yanık bölgelere dolapta tutulan buz gibi yoğurdu sürüp bekleyin. Bunu günde 3 – 4 kez yapmalısınız kesinlikle acıyı ve ağrıyı azaltıyor.

Aloe Vera: Güneşten kaynaklanan yanıklar için oldukça mükemmel bir etkisi olduğu kanıtlanan aloe vera, bitkisi güneş yanıklarında da oldukça iyi bir iyileştirici ve oldukça iyi bir nemlendirici olarak aloe vera suyundan veya jelinden yanık bölgeye sürülerek ağrı ve acı hissini ortadan kaldırarak cildi nemlendirerek rahatlamasına yardımcı olacaktır.

Lavanta Yağı: Güneşten kaynaklanan yanıkların tedavisinde oldukça iyi sonuçlar elde edilen ve fayda görülen lavanta yağı, güneşten kaynaklanan yanıklarda hem acı ve ağrı giderici yönü hem de cildi nemlendirerek rahatlık vermesi amacı ile güneş yanığı olan bölgeye sürülmesi tavsiye edilmektedir.

Elma Sirkesi: Güneşten kaynaklanan yanıkların üzerine elma sirkesi sürülmesi ağrı ve acıyı dindirerek yanan bölgeyi nemlendirerek rahatlamanıza yardımcı olacaktır.

Siyah Çay: Güneşten kaynaklanan acı ve ağrıya sebep olan yanıklarda siyah çayın da oldukça fazla etkisi olduğu bilinmektedir. Yanık bölgeye küçük poşetler şeklinde yerleştirilerek uygulanmasının yanı sıra açık olarak konulan siyah çay acı ve yanma hissini ortadan kaldırarak sizde oldukça rahatlatıcı bir etki sağlayacaktır.

Güneş yanıklarında faydalı olan ürünleri yukarıda sıraladık bu ürünlerin yanı sıra cildin nemini korumak için bol miktarda su tüketilmesinde de yarar vardır. Tüketilen su cildi nemlendirerek yanmanın verdiği acı hissini yok etmenin yanı sıra vücuttaki hücrelerin de susuz kalmasına mani olacaktır.

GÜNEŞ YANIĞI SONRASI KAŞINTI NASIL GİDERİLİR?

Güneş yanığının iyileşme evresinde cilt kendini atarken kaşıntı gelişmeye başlar. İlk zamanlarki ağrının yerini kaşıntı alır. Kaşıntıyı gidermek için ağızdan alınan, antihistaminik denilen kaşıntı kesici ilaç kullanılabilir.

Kaşıntıyı engellemek önemlidir, çünkü kaşınan yere tırnaklardan, ellerden mikrop taşınabilir ve cilde enfeksiyon yükü bindirilmiş olur.

Kortizonlu bir kremi nemlendirici bir kremle karıştırarak günde bir veya iki kez sürmekle kaşıntı baskılanabilir. Bu sayede cilt, enfeksiyona karşı korunmuş olunur. Arkasından sadece nemlemdiriciyle yola devam edilir.

Kaşıntıya karşı bir başka faktör de suyu artırmaktır. Deri kurudukça kaşıntı tetikleniyor olabilir. İçilen su miktarını artırmak gerekir. Ayrıca üstten sürülen nemlendiriciye önem vermekte de fayda vardır.

Brokoli salatası nasıl yapılır? Tarifi ve püf noktası

The post Güneş yanığı evde nasıl geçer? Deniz yanığını geçirme yolları first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/gunes-yanigi-evde-nasil-gecer-deniz-yanigini-gecirme-yollari/haber-10030.html/feed 0
Topuk dikeni ve belirtileri nedir? Nasıl tedavi olur? https://haberrizem.com/topuk-dikeni-ve-belirtileri-nedir-nasil-tedavi-olur/haber-10027.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=topuk-dikeni-ve-belirtileri-nedir-nasil-tedavi-olur https://haberrizem.com/topuk-dikeni-ve-belirtileri-nedir-nasil-tedavi-olur/haber-10027.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:18:50 +0000 https://haberrizem.com/topuk-dikeni-ve-belirtileri-nedir-nasil-tedavi-olur/haber-10027.html Pek çok nedene bağlı olarak oluşan topuk dikeni adım atmayı, yürümeyi zorlaştıran bir rahatsızlıktır. Topuk dikeni, belirtileri ve tedavisi hakkında tüm ayrıntılar…

The post Topuk dikeni ve belirtileri nedir? Nasıl tedavi olur? first appeared on Haber Rizem.

]]>
Topuk dikeni; duruş bozukluğu, aşırı egzersiz, aşırı kilo, düztabanlık, uzun süre topuklu ayakkabı giyme vb. birçok nedene bağlı olarak oluşabilir. Topuk dikeni olan insanlar genellikle sabah yataktan kalktıklarında iç ayak kısmına basmakta zorluk yaşarlar. Bunun nedeni günlük ağrıların uyku esnasında topukta toplanmasıdır.

Gün içinde de bir yerde uzun süre oturduktan sonra ayaklarınızın üzerine basmakta sorun yaşıyorsanız yüksek ihtimalle bu topuk dikenidir.

Topuk dikeni tedavi edilmediği takdirde yaşanan yürüyüş bozukluğu ile beraber orantısız yüklenme nedeniyle eklem kireçlenmelerine yol açabilir. Ayrıca, kronik bir duruma dönüşebilir, aktiviteler aynı seviyede tutamayabilir ve topuk dikeni sizin yürüyüş şeklinizi değiştireceği için; ayak, diz, kalça ve sırt problemleri yaşanabilir.

Topuk Dikeni Nedir? Neden olur?

Topuk dikeni genellikle ayağın altında bulunan bir tendonun kısalmasıdır. Sorun ayağın yaylanmasını sağlayan bir kasın topuğa bağlandığı yerdeki kısalıktır. Topuk dikeni topuk kemiğinin alt kısmında kalsiyumun birikmesiyle oluşan kemiksi bir çıkıntıdır.

Kadınlarda daha çok rastlanan topuk dikeninin nedenleri arasında; aşırı egzersiz yapmak, fazla ayakta kalmak, kilo almak, iç tarafı desteksiz ayakkabı giymek (düz sandalet, parmak arası terlik, topuklu ayakkabı vb.) gibi nedenler yer alıyor. Uzun süreli olarak ayağınıza tam olarak oturmayan ve ortopedik olmayan ayakkabılar giymeniz de topuk dikeni nedenidir. Ayrıca düztaban, ayak kavisi yüksek kişiler, diyabet (şeker) hastaları, eklem romatizması veya eklem dejenerasyonu olanlar bu rahatsızlığa daha yatkın oluyor.

Eğer yürüme bozukluğunuz varsa bu topuk dikeni oluşma riskinizi artırır. Aşırı egzersiz, ayağa yük bindiren iş ve sporlar sonucu aşırı yüke maruz kalan topukta diken oluşma riski yüksektir.

Topuk Dikeni Belirtileri Nelerdir?

Sabah yataktan kalkma sonrası ilk birkaç adımda şiddetli topuk ağrısı ve bu ağrı kendiliğinden yürüme ile geçiyorsa

-Gün içinde uzun süre oturulduğunda ilk kalkmada ağrı oluşur,

-Gün içinde uzun süre yürüyüşler yapıldığında ağrı hissedilir

-Gün topuk ağrılarına da oldukça sık rastlanır.

-Topuk dikeninde uzun süre yürümek ve dinlenmek ağrıyı artırır. Dokudaki iltihap iyileşmeyene kadar ağrı geçmez.

-Geceleri ayağa yük bindirilmediği için ağrı görülmez.

Topuk Dikeni Nasıl Geçer? Tedavisi Nasıldır?

-Topuk Dikeni rahatsızlığının ilk tedavisi istirahattir. Ayağın üzerindeki baskının azaltılması ve aşırı yükleme yapmamaya dikkat edilmesi gerekir.

-Topuk dikeninin nedenlerinden biri olan duruş, yürüme bozukluğunun olup olmadığı muayene edilerek belirlenmelidir. Varsa ilk etapta bu durum iyileştirilmelidir. Duruş bozukluğunun giderilmesi akabinde topuk dikenine de etki edecektir.

-Topuk Dikeni belirti hafifletmek için de, ağrılı bölgeye, günde iki, üç defa, yirmi dakika süreyle buz uygulayabilirsiniz.

-Evde de yapılabilecek uygun egzersizlerle beraber topuk dikeni ağrıları azaltılabilir ve kontrol altına alınabilir.

-Ayağınızın altına Tenis topu veya konserve kutusu koyup çevirerek masaj yapın.

-Topuk dikeni, ilaç ve doktor tedavisine gerek kalmadan geçebildiği gibi ileri boyutlara gelen rahatsızlıklarda doktora başvurmak gerekir.

-Medikal ürünler satan bir yerden alacağınız topukluk ve tabanlık ağrıyı azaltmada etkili olacaktır. Egzersizle iyileşmeyen hastalarda atel bileklik kullanımı söz konusudur. Gece kullanılan atel ayağın 90 derecede durmasını sağlar.

-Topuk dikeni tedavisinde fizik tedavi de etkili yöntemlerden biridir.

-Doktorlar tarafından önerilecek olan bölgesel iğne tedavisi de ciddi boyutlara varan topuk dikeni tedavileri için etkilidir. Kortizon (steroid) veya PRP enjeksiyonları yapılabilir. Yan etkileri yoktur.

-Nadiren de olsa topuk dikeninin egzersiz ve ilaç takviyesiyle geçmeyecek riskli boyutlara gelmesi sonucunda ameliyat uygulaması yapılabilir.

Topuk Dikeni İçin Evde Yapabileceğiniz Egzersizler;

Topuk dikenine neden olan esnekliğini kaybeden ve kısalan tendon egzersizlerle eski haline getirilebilir bunun için germe egzersizleri bu tendonun uzatılarak ayağın eski esnekliğine kavuşmasını sağlar. Aşırı boyutla ulaşmamış yeni başlayan topuk dikeni ağrıları için evde yapabileceğiniz iki hareket aşağıdaki gibidir;

-Bir dizinizi bir duvara karşı düz tutup topuğunuz yere basarken, diğer dizinizi bükerek, duvara yaslayın. Topuk bandınız ve ayak kavsiniz yaslanırken gerilecektir. On saniye bu pozisyonda kalın ve sonra gevşeyin ve ayakta düz durun. Her ağrıyan topuğunuz için topuk dikeni egzersizlerinizi yirmi kere tekrarlayın.

-Bir ayağınızı diğerinden önde tutarak, öne doğru karşı tarafın üzerine eğilin. Dizlerinizi kırın ve topuklarınızı mümkün olduğu kadar yerde tutarak aşağıya doğru çömelin. Topuk bağınız ve ayak kavsiniz bu gerilmede topuklarınız yukarı çıkacak gibi gerilecektir. On dakika böyle kalın, gevşeyin ve doğrulun. Bu hareketi yirmi kez tekrarlayın.

The post Topuk dikeni ve belirtileri nedir? Nasıl tedavi olur? first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/topuk-dikeni-ve-belirtileri-nedir-nasil-tedavi-olur/haber-10027.html/feed 0
Beyaz İncir neye iyi gelir? Beyaz İncirin bilinmeyen faydaları https://haberrizem.com/beyaz-incir-neye-iyi-gelir-beyaz-incirin-bilinmeyen-faydalari/haber-10018.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=beyaz-incir-neye-iyi-gelir-beyaz-incirin-bilinmeyen-faydalari https://haberrizem.com/beyaz-incir-neye-iyi-gelir-beyaz-incirin-bilinmeyen-faydalari/haber-10018.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:18:32 +0000 https://haberrizem.com/beyaz-incir-neye-iyi-gelir-beyaz-incirin-bilinmeyen-faydalari/haber-10018.html Sadece Ağustos ayında tüketebildiğimiz beyaz incirin saymakla bitmeyen faydalarını sizler için derledik… Peki, beyaz incir nelere iyi gelir?

The post Beyaz İncir neye iyi gelir? Beyaz İncirin bilinmeyen faydaları first appeared on Haber Rizem.

]]>
Demir, magnezyum, kalsiyum ve K vitamini deposu olan beyaz incir kemiklerin güçlenmesinden hücrelerin yenilenmesine kadar vücudun sistemini düzenleyen mucizevi bir meyvedir. Ayrıca içerdiği yüksek lif oranı sayesinde hem sindirim sistemini düzenler hem de tokluk hissi verir. Aynı zamanda 45-50 kalori gibi oldukça düşük kalori değeri olan incir diyet ve kilo kontrolü yapanlar için iyi bir alternatiftir. 100 gram beyaz incirin kalorisi (kcal) 74 –  toplam yağ miktarı ise 0,3 g’dır.

Beyaz incirin saymakla bitmeyen faydaları;

-Sindirim sistemini düzenleyen ve kabızlığa da iyi gelen incir yüksek lif oranıyla bağırsak hareketlerini düzenlemede yardımcı yiyecekler arasındadır. Bu özelliği ile diyet listeleri için iyi bir alternatiftir. Beyaz incir yüksek lif içeriği sayesinde tok tutar ve kilo vermeyi kolaylaştırır.

İçeriğinde bulunan potasyum sayesinde kan basıncını düzenleyen beyaz incir dolayısıyla tansiyonu da dengeleyici özelliğe sahiptir.

-Hücrelerin yenilenmesinde oldukça etkili olan beyaz incir yüksek oranda protein, vitamin ve mineraller içerir.

-Yüksek magnezyum, kalsiyum, K vitamini ve fosfor kaynağı olması hasebiyle kemiklerin ve dişlerin güçlenmesini sağlar.

– Günde yalnızca bir adet tüketilen incir, günlük demir ihtiyacını fazlasıyla karşılar.

-Besin lifi bakımından zengin incir gıdalardan alınan şekerin sindiriminin ve vücut tarafından emilimini yavaşlatmasıyla insüline bağımlı olmayan tip 2 diyabet hastaları için önerilebilir.

-Bir araştırmaya göre menopoz sonrası dönemde daha çok meyve kaynaklı besin lifi tüketen kadınların meme kanserine yakalanma oranının tüketmeyenlere göre %34 daha az olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle yüksek lif içerikli incir meme kanseri riskini azaltabilir.

Kolesterolü dengeleyici özelliğe sahip olan beyaz incirin içeriğinde bulunan pektin (suda çözünen lif) sindirim sistemine girdiğinde fazla kolesterolü temizler ve vücuttan atılmasını kolaylaştırır.

Beyaz incir kürü ile yapılabilen tedaviler şunlardır;

Boğaz Ağrısı: 2 adet kurutulmuş inciri sıcak suya atın ve üzerine 2 çağ kaşığı da bal ekleyin boğaz ağrısına iyi gelecek beyaz incir çayınız hazır.

Ağız Yaraları: Beyaz incir yaprağı ağız yaralarını tedavi etmekle kalmayıp aynı zamanda ağızdaki kötü kokuları da yok eder. Bunun için, 2-3 adet beyaz incir yaprağını ağzınıza alıp sakız gibi çiğnemeniz yeterli.

Akne:   Beyaz incir akne tedavisinde de oldukça etkili olan beyaz incir ayrıca yüze parlaklık verir. Ezilmiş beyaz inciri sivilceli bölge üzerine sürüp 15-20 dakika beklettikten sonra ılık suyla temizlediğinizde farkı göreceksiniz.

The post Beyaz İncir neye iyi gelir? Beyaz İncirin bilinmeyen faydaları first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/beyaz-incir-neye-iyi-gelir-beyaz-incirin-bilinmeyen-faydalari/haber-10018.html/feed 0
İnsan dinlenirken neden yorulur? https://haberrizem.com/insan-dinlenirken-neden-yorulur/haber-10012.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=insan-dinlenirken-neden-yorulur https://haberrizem.com/insan-dinlenirken-neden-yorulur/haber-10012.html#respond Sun, 06 Aug 2017 08:18:19 +0000 https://haberrizem.com/insan-dinlenirken-neden-yorulur/haber-10012.html Dinlenme konusunda bildiğiniz her şeyi unutun ve hemen o uzandığınız kanepeden kalkın!

The post İnsan dinlenirken neden yorulur? first appeared on Haber Rizem.

]]>
Dinlenmek için yaptığımız ilk şey, hiçbir şeyle ilgilenmeden bir koltuğa uzanmaktır. Uzanmanın bir sonraki aşaması ise muhtemelen uykuya dalmaktır. Peki bu sizi gerçekten dinlendiriyor mu? Son zamanlarda etrafınızdaki kişilerden sıklıkla bir türlü dinlenemediklerini ve sürekli yorgun hissettiklerini duyarsınız. Bu durum bir yöntem yanlışlığını gösteriyor. Gerçek dinlenme nedir? İnsan nasıl dinlenir? İşte yanlış anladığımız bir konuya farklı bir bakış açısı.

Zihnin serbest kalması yorulmanın en hızlı yoludur
Çoğu insan dinlenmeyi; kanepede uzanmak veya yatağa yatmak, hiçbir şey yapmamak, televizyon izlemek, ev işi yapmamak olarak tanımlar. Oysa bu eylemleri yaptığınızda da çoğunlukla yorgun hissedebilirsiniz.

Çünkü…
Vücudunuzu rahatlatıyorsunuz zihninizi değil. Dinlenme zihinsel bir faaliyettir, sadece fiziksel değildir. Eğer dinlenme eğiliminiz hiçbir şey yapmadan öylece durmaksa bu zihinsel faaliyetlerinizi teşvik eder. Dolayısıyla dinlenemezsiniz.

Dikkatli bir şekilde televizyon izlemek, internette gezinmek veya tweet okumak dinlenmek değildir. Bu tip faaliyetler sizi olduğunuzdan daha yorgun bir hale getirebilir.

Gerçek dinlenme için beynin üzerinde durması gereken bir şey olmalı. Bir amaca ihtiyacı var. Çok az odaklanmanız ve dikkat etmeniz gereken bir faaliyeti düşünün – duş gibi. Çoğu kez başka şeyleri düşünerek zihin sorunlar çıkarmaya çalışıyor. Bu zihinsel aktivite türü gereklidir ve yararlıdır, ancak geri kalanını kovalamaktadır. Zihninizin serbest kalmasına izin vermek yorulmanın en hızlı yoludur.

Dinlenme nedir?
Dinlenme bir etkinliktir. Hiçbir şey yapmadan durmak değildir. Bilgisayarda çalışıyorsanız, birkaç saat sonra daha fiziki bir iş yapın. Örneğin, yürüyüşe çıkın. Çok teknik ve detay odaklı bir proje üzerinde çalışıyorsanız, biraz daha yaratıcılık gerektiren bir şey üzerinde çalışmaya geçin. Buradaki anahtar, beynin ihtiyaçlarını hatırlamak ve odaklanmayı sevmektir.

The post İnsan dinlenirken neden yorulur? first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/insan-dinlenirken-neden-yorulur/haber-10012.html/feed 0
Doğru fondöteni seçmek için 3 altın ipucu https://haberrizem.com/dogru-fondoteni-secmek-icin-3-altin-ipucu/haber-9040.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dogru-fondoteni-secmek-icin-3-altin-ipucu https://haberrizem.com/dogru-fondoteni-secmek-icin-3-altin-ipucu/haber-9040.html#respond Wed, 24 May 2017 19:07:48 +0000 https://haberrizem.com/dogru-fondoteni-secmek-icin-3-altin-ipucu/haber-9040.html Makyajın temel unsurlarından fondötenin en doğrusunu bulmak çoğu kadın için zor bir süreçtir. Gelin bu 3 ipucu sayesinde en etkili ürünü bulmanızı kolaylaştıralım

The post Doğru fondöteni seçmek için 3 altın ipucu first appeared on Haber Rizem.

]]>
Fondöten seçimi makyajın temelidir. Kendinize uygun bir fondötenle harika görünürken, renk ve doku olarak kendinize uygun olmayan bir fondötenle güzelliğinizi fazlaca gölgeleyebilirsiniz.

Peki, hangi fondöten size uygun? Buna nasıl karar verirsiniz?

1. Kolunuzda Denemeyin
Fondöten seçerken yapılan ilk hata fondöteni kol içine sürerek denemektir. Cilt tonunuza uygun fondöten seçmek için yüzünüzle boynunuzun birleştiği noktada denemelisiniz. Fondötenin yüzünüzle boynunuz arasında renk eşitsizliği yaratmaması gerekiyor.

2- Cilt Tipinizi Dikkate Alın
Kuru, yağlı ya da karma ciltler için özel olarak üretilen fondötenler her markada mevcut… Kuru cilde sahipseniz ıslak bitişli ve nemlendirme özelliği olan bir fondöten seçmelisiniz. Yağlı ciltlerin seçimi ise yağlanmayı kontrol altına alacak ve pudra bitişli ürünlerden yana olmalı.

3- Tüm Gün Boyunca Test Edin
Fondöten almak için bir kozmetik markete gittiğinizde cildinizde makyaj olmasın ve satın almak istediğiniz ürünün tester’ını tüm yüzünüze uygulayın. Gününüzü bu şekilde geçirin ve fondötenin yapısını, rengini, kalıcılığını gözlemleyin. Gün sonunda olumlu izlenimler edindiyseniz ürünü satın alma kararı verebilirsiniz.

Fondöten nasıl uygulanır?
Mükemmel fondöten uygulaması, bir makyajın en önemli parçası diyebiliriz. Kusursuz bir cilt, her ortamda bir adım öne çıkmanın önemli koşullarından. Sen de fondöteni hatasız uygulama yöntemlerini öğrenmek ve yüz hatlarını vurgulamak ister misin?

Birinci adım:
Öncelikle cildine teninle aynı tondaki fondöteni; alnına, burnuna, yanaklarına ve çenene olmak üzere uygula ve doğal bir görünüm için, ince bir tabaka halinde parmaklarınla ya da fırçayla yay.

İkinci adım:
Ardından yüz hatlarını belirginleştirmek için, cildinden bir ton daha koyu olan fondöteni; elmacık kemiklerinin altı, kaş üstü ve burun kemiğinin kenarlarına, ufak ve dar bir fırçayla uygula.

Uygulama sonrasında T bölgesi denilen alın ve burun kemiği üstü bir ton daha aydınlık kalmalı. Pürüzsüz bir tene ve belirgin yüz hatlarına sahip olmak işte bu kadar kolay!

 

The post Doğru fondöteni seçmek için 3 altın ipucu first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/dogru-fondoteni-secmek-icin-3-altin-ipucu/haber-9040.html/feed 0
Türk aileleri hakkında şaşırtan araştırma https://haberrizem.com/turk-aileleri-hakkinda-sasirtan-arastirma/haber-9031.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=turk-aileleri-hakkinda-sasirtan-arastirma https://haberrizem.com/turk-aileleri-hakkinda-sasirtan-arastirma/haber-9031.html#respond Wed, 24 May 2017 19:07:11 +0000 https://haberrizem.com/turk-aileleri-hakkinda-sasirtan-arastirma/haber-9031.html Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılı 'Aile İstatistikler'ini açıklayarak Türkiye'deki aile yapısındaki değişiklikleri ortaya koydu...

The post Türk aileleri hakkında şaşırtan araştırma first appeared on Haber Rizem.

]]>
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; Türkiye’de 2012 yılında 3,7 olan ortalama hanehalkı büyüklüğü azalma eğilimi göstererek 2016 yılında 3,5 kişi olduğu görüldü. İllere göre incelendiğinde; 2016 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 6,7 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,9 kişi ile Hakkari, 5,8 kişi ile Şanlıurfa illeri izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,7 kişi ile Çanakkale oldu. Çanakkale ilini 2,8 kişi ile Eskişehir, Balıkesir ve Tunceli illeri izledi.

Tek kişilik hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Tunceli oldu

Tek kişilik hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 24,9 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 22,8 ile Giresun ve yüzde 22,6 ile Eskişehir ve Gümüşhane izledi. Tek kişilik hanehalkı oranının en düşük olduğu il, yüzde 8,3 ile Diyarbakır oldu. Diyarbakır ilini yüzde 8,7 ile Batman ve yüzde 8,8 ile Van izledi.

Çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Kayseri oldu

Çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 72,6 ile Kayseri oldu. Kayseri ilini yüzde 71,9 ile Osmaniye ve yüzde 71,3 ile Ankara takip etti. Çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en düşük olduğu il, yüzde 55,3 ile Şırnak oldu. Şırnak ilini yüzde 56,6 ile Kastamonu ve yüzde 57,2 ile Tunceli izledi.
 
Hane halklarının yüzde 8,2’sini yalnız ebeveyn ve çocukları oluşturdu

Türkiye’de 2016 yılında toplam hanehalklarının yüzde 8,2’sini yalnız ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Daha detaylı incelendiğinde toplam hanehalklarının yüzde 1,7’sini baba ve çocuklardan oluşan hanehalkları, yüzde 6,5’ini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. 

Yalnız ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkı en fazla İzmir’de görüldü

Yalnız ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller 2016 yılında yüzde 10 ile İzmir, yüzde 9,8 ile Adana ve yüzde 9,7 ile Malatya, en düşük olduğu iller ise yüzde 5,8 ile Bayburt, yüzde 5,9 ile Tokat, yüzde 6,2 ile Bitlis, Nevşehir, Burdur ve Yozgat oldu.Yalnız anne ve en az bir çocuğundan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller yüzde 7,9 ile İzmir, yüzde 7,8 ile Adana ve yüzde 7,7 ile Bingöl ve Hatay, en düşük olduğu iller ise yüzde 4,5 ile Bayburt, yüzde 4,6 ile Ardahan ve yüzde 4,7 ile Tokat oldu. Yalnız baba ve en az bir çocuğundan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller yüzde 2,6 ile Malatya, yüzde 2,5 ile Gümüşhane ve yüzde 2,4 ile Iğdır ve Kilis, en düşük olduğu iller ise yüzde 1,2 ile Nevşehir, Kayseri ve Tokat oldu.
 
Geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Şırnak oldu
Geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2016 yılında yüzde 29,9 ile Şırnak oldu. Şırnak ilini yüzde 26,4 ile Hakkari ve yüzde 25,9 ile Batman izledi. Geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en düşük olduğu il, yüzde 10,3 ile Çanakkale oldu. Çanakkale ilini yüzde 10,5 ile Eskişehir ve yüzde 11,2 ile Balıkesir izledi.
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1’inci düzeye göre; akraba evliliklerinin en yaygın olduğu bölge yüzde 42,6 ile TRC Güneydoğu Anadolu (Gaziantep, adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) oldu. Akraba evliliklerinin en düşük oranda görüldüğü bölge ise yüzde 8,9 ile TR2 Batı Marmara (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir, Çanakkale) oldu.
 
Kadınlar ev düzeninde, erkekler ise tatil ve eğlence konusunda karar alıcı oldu

Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; bazı belirlenmiş konularda alınacak kararları genellikle kimin aldığı, hanede bulunan 15 ve üzeri yaştaki bireyler için cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların en yüksek oranda sırasıyla, yüzde 78,1 ile ev düzeninde, yüzde 58 ile alışveriş konularında ve yüzde 56,1 ile komşularla ilişkilerde karar alma önceliğinin olduğu görüldü. Erkekler ise yüzde 70,6 ile tatil ve eğlence konusunda, yüzde 65,9 ile ev seçiminde ve yüzde 59,7 ile akrabalarla ilişkiler konularında karar alıcı oldu.
 
En fazla koruyucu aile İstanbul’da
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre; 8 Mayıs 2017 tarihi itibariyle Türkiye genelinde mevcut koruyucu aile sayısı 4 bin 242 oldu. Koruyucu aile sayısı illere göre incelendiğinde; en fazla koruyucu ailenin 386 aile ile İstanbul’da olduğu görüldü. İstanbul’u 310 aile ile İzmir, 254 aile ile Ankara, 160 aile ile Kayseri ve 140 aile ile Kocaeli illeri takip etti.
 
Akraba ve yakınlar en fazla dini bayramlarda ziyaret edildi
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; 15 ve üzeri yaştaki bireylerin akraba ve yakınlarını seçilmiş bazı durumlarda hangi sıklıkla ziyaret ettikleri incelendiğinde, bireylerin akraba ve yakınlarını en fazla yüzde 65,4 ile dini bayramlarda bayramlaşma için ziyaret ettiği görüldü. Bayramlaşmadan sonra akraba ve yakınlar en fazla sırasıyla; yüzde 61,6 ile başsağlığı için, yüzde 59,3 ile düğün, nikah vb. törenlerde, yüzde 56,7 ile hasta ziyareti için, yüzde 49,5 ile bebeği olan yakınlar için bebek görmede, yüzde 47,5 ile kabir/mezarlık ziyaretinde, yüzde 46,9 ile askere gidenleri uğurlamada veya karşılamada, yüzde 46,8 ile hac veya Umre ziyaretlerinde, yüzde 45,9 ile ev alan yakınları için ev görmede ziyaret ettikleri görüldü.
 
Bireyleri en fazla aileleri mutlu etti
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 18 ve üzeri yaştaki bireyler arasında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı 2016 yılında yüzde 70,2 oldu. Erkeklerin yüzde 76,3’ü kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade ederken, bu oranın kadınlar için yüzde 64,3 olduğu görüldü.

İBBS 1’inci düzeye göre incelendiğinde; ailesini mutlu bulduğunu belirtenlerin oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 81,1 ile TR7 Orta Anadolu (Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Sivas, Yozgat), en düşük olduğu bölge ise yüzde 64,9 ile TRC Güneydoğu Anadolu oldu.

The post Türk aileleri hakkında şaşırtan araştırma first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/turk-aileleri-hakkinda-sasirtan-arastirma/haber-9031.html/feed 0
Kapı kollarındaki ölümcül tehlike! https://haberrizem.com/kapi-kollarindaki-olumcul-tehlike/haber-8762.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kapi-kollarindaki-olumcul-tehlike https://haberrizem.com/kapi-kollarindaki-olumcul-tehlike/haber-8762.html#respond Mon, 08 May 2017 12:36:05 +0000 https://haberrizem.com/kapi-kollarindaki-olumcul-tehlike/haber-8762.html Yapılan bir araştırmaya göre tuvalet kapılarının ölümcül derecede mikrop taşıdığı ortaya çıktı...

The post Kapı kollarındaki ölümcül tehlike! first appeared on Haber Rizem.

]]>
Müster Westfalya Üniversitesi ve  Robert Koch Enstitüsü tarafından 2013 ile 2015 tarihleri arasında 59 ülkede, 136 hava alanında 400 ayrı kapı kolundan yapılan incelemelerde, tuvalet kapı kollarının ölümcül virüsler taşıdığına rastlandı.

Hava alanlarındaki tuvaletlerdeki kapı kolları hastalık taşıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan ve taşıdığı mikrobun bile farkından olmayan yüz binlerce kişinin kullandığı tuvaletlerin kapı kolların mikrop taşıdığı belirlendi.

Almanya’nın  Müster Westfalya Üniversitesi ve Berlin Robert Koch Enstitüsü ile ortaklaşa yaptıkları araştırmada, hava alalarında bulunan tuvalet kapı kollarından çok farklı ve tehlikeli virüs türlerine rastladıklarını açıkladılar.

Müster Westfalya Üniversitesi ve  Robert Koch Enstitüsü tarafından 2013 ile 2015 tarihleri arasında 59 ülkede, 136 hava alanında 400 ayrı kapı kolundan yapılan incelemelerde elde edilen değerleri yayınlayan Clinical Microbiology and Infection“ isimli ihtisas dergisi raporunda, hava alanlarındaki tuvaletlerin kapı kollarının tehlikeli mikrop saçtığı belirtildi. 

Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen yolcuların kullandığı tuvaletlerde herkesin kapıyı açmak için kullandığı kapı kollarının kullanıldıktan sonra ellerin mutlaka yıkanması ikazında bulunuldu.

Özellikle kış aylarından farklı virüs türlerinin ortaya çıkmasının nedenlerinin başında uluslararası insan hareketliliğinin yaşandığı havalimanlarında kapı kolları yoluyla  insanların birbirlerine virüs bulaştırıldığı belirtildi.

Elde edilen virüs türlerine göre verilen örneklerde, Hindistan’da yaygın olan ve bölge halkı üzerinde etkisi olmayan bir virüsün Avrupalı’daki etkisinin ölümcül olabileceği ikazı yapıldı.  

Önlem olarak geleneksel antibiyotiklerin yeterli olmayacağını belirten uzmanlar, hijyen kurallarına dikkat edilmesinin önemine vurgu yaptılar. Araştırmanın ardından bir çok uluslararası hava limanındaki giriş kapılarının kaldırıldığı gözlendi.

 

The post Kapı kollarındaki ölümcül tehlike! first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/kapi-kollarindaki-olumcul-tehlike/haber-8762.html/feed 0
Kanser uzmanı uyardı: Yemeyin, yedirmeyin https://haberrizem.com/kanser-uzmani-uyardi-yemeyin-yedirmeyin/haber-8714.html?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kanser-uzmani-uyardi-yemeyin-yedirmeyin https://haberrizem.com/kanser-uzmani-uyardi-yemeyin-yedirmeyin/haber-8714.html#respond Mon, 08 May 2017 12:19:11 +0000 https://haberrizem.com/kanser-uzmani-uyardi-yemeyin-yedirmeyin/haber-8714.html Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, tavuk yememe konusunda uyarılarda bulundu.

The post Kanser uzmanı uyardı: Yemeyin, yedirmeyin first appeared on Haber Rizem.

]]>
Hızla büyüyen dünyanın yine hızlı yaşam getirilerinden olan yeni nesil  beslenme koşullarını eleştiren Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, “Tavuk yemeyin, çocuklarınıza da yedirmeyin. Raf ömrü uzatılan yeni nesil beslenmeler içinde 40 günlük piliçleri tavuk edası ile piyasaya sunanlar piliç diyerek civcivleri yediriyorlar! Bir tavuk normal şartlarda 1 saat 40 dakika gibi bir zaman diliminde pişmesi gerekiyorken 20 dakika içinde sofraya servis edilir hale getirildi. Yemeyin ve yedirmeyin” dedi.

Hazır yoğurt ve süt gibi ürünlerin de tüketilmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Yrd.Doç.Dr.Dizdar, “Paket ile hayatımıza sokulan çorba, yoğurt ve süt gibi ürünlerin kesinlikle tüketmeyin” diye konuştu. 

The post Kanser uzmanı uyardı: Yemeyin, yedirmeyin first appeared on Haber Rizem.

]]>
https://haberrizem.com/kanser-uzmani-uyardi-yemeyin-yedirmeyin/haber-8714.html/feed 0