Çeber, AA muhabirine yaptığı açıklamada, en çok önem verdikleri yatırımlardan birisinin Rize-Artvin Havalimanı olduğunu söyledi.

İnşaat çalışmalarının hızla devam ettiğini ifade eden Çeber, “Toplamda 88 milyon 600 bin ton dolgu yapılacak. Şu an itibarıyla 17 milyon 600 bin ton dolgu yapıldı. Yaklaşık yüzde 22’si tamamlanmış durumda. Günde 400 işçi 99 makine parkı çalışmalar devam ediyor. Çok büyük bir mühendislik işi ve bir yatırım. Cumhurbaşkanımız da bu yatırıma çok büyük önem veriyor ve yakından takip ediyor. 2020’de havalimanımız bitmiş olacak.” diye konuştu.

Rize-Artvin Havalimanının sadece bir havalimanı olmadığını belirten Çeber, şunları kaydetti:

“Rize’de yapacağımız bütün yatırımları etkileyen bir yatırım olacak. Çünkü ulaşım her yatırımın can damarıdır. Önce ulaşımı kolay sağlamanız lazım. Bu havalimanı sadece Rize ve Artvin için değil hem bölgemiz için hem de ülke için büyük bir yatırım. havalimanına da bir alternatif olacak. Orada yaşanacak hava şartları ve teknik nedenlerden dolayı bu bölge ulaşımsız kalamayacak.”

Rize’de yapmayı planladıkları ve 12 ay boyunca devam eden bir doğa turizmi olduğunu kaydeden Çeber, şöyle devam etti:

“Geçen yıl Rize’yi bir milyon civarında yerli ve yabancı ziyaret etti. Yabancı turistler yaylalarımıza ağırlıklı olarak geliyor. Özellikle uzak doğudan ve Arap ülkelerinden gelen turistler için de bu havalimanını önemsiyoruz. Onlar ulaşım konusunu çok hassas değerlendiriyor. Bu havalimanını da etkin kullanacaklar. Bittiğinde yılda 3 milyon yolcuya hizmet edecek. Günümüzde en çok kullanılan büyük tip uçaklar ve hepsinin inebileceği bir havalimanı olacak.”

” bölgesinin gelişimine ve ekonomisine artı değer katacak”

Rize merkeze 34, ilçe merkezine 54, Artvin’e 125 kilometre uzaklıktaki ve Pazar sahili mevkisine inşa edilecek Rize-Artvin Havalimanı, ve ‘nın Ordu- Havalimanı’nın ardından ikinci deniz üzerine dolgu havalimanı olacak.

Uluslararası konvansiyonel boyutta yapılacak havalimanının, 3 bin metreye 45 metrelik pisti, 265 metreye 24 metrelik taksi yolu denilen bağlantı yolu ve 300 metreye 120 metrelik de apronu bulunacak.

İniş kalkışlar için 737-800 tipi uçaklar referans alınarak projelendirilen havalimanında, yaklaşmalarla birlikte 4 bin 500 metrelik alanda denize paralel olarak doğu batı aksında bir pist ve pist bağlantı yolları yapılacak.

Havalimanı için 25 milyon ton taş dolgu olmak üzere toplam 88,5 milyon ton dolgu yapılması planlanıyor. En derin yeri 22 metre olmak üzere ortalama 17 metrelik bir dolgu oluşturacak.

Rize-Artvin Havalimanı tamamlandığında, terminal binası ve diğer üst yapı tesisleriyle yılda yaklaşık 3 milyon yolcuya, Türkiye’nin 56. havalimanı olarak hizmet verebilecek.

Rize-Artvin Havalimanının yapımı ile Rize, Artvin ve Doğu Karadeniz’in eşsiz coğrafyasında yer alan yaylalarına ve başta olmak üzere havayolu ile hızlı, emniyetli ve konforlu ulaşım sağlanarak yurt içi ve yurt dışı turizm potansiyelinin artacağı ön görülmektedir. Bu doğrultuda Doğu Karadeniz bölgesinin gelişimine ve ekonomisine artı değer katacak.

The post Rize-Artvin Havalimanı nın Yüzde 22 si Tamamlandı first appeared on Haber Rizem.

DOĞU Karadeniz’de, Rize ve Artvin’de yıllardır sürdürülen atmacacılık kültürü yaşatılıyor. Her yıl ağustos-kasım aylarında yapılan atmaca avı bu yıl da renkli görüntülere sahne oluyor. Rize’de özel ağ düzenekleri kuran, ağaç dalları ve yapraklarla kendilerini kamuflaj ederek gizlenen avcılar, atmaca avlıyor. Avcılar, yakaladıkları ve gözü gibi bakarak besledikleri atmacaları bir süre sonra doğaya salıyor.

Doğu Karadeniz’de, Rize ve Artvin’de kültürel yaşamın bir parçası haline gelen atmacacılık yaşatılıyor. Karadeniz’de türkülere de konu olan atmacalar, yöre insanın vazgeçilmez tutkusu olmayı sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği atmaca kurslarına katılan tutkunları sertifika alıyor, atmaca avına çıkıyor. Her yıl ağustos-kasım aylarında yapılan atmaca avı bu yıl da renkli görüntülere sahne oluyor. Kuzeyden güneye göç etmeye başlayan atmacaları takibe alan avcılar, özel ağ düzenekleri kuruyor, ağaç dalları ve yapraklarla kendilerini kamuflaj ederek atmaca avlıyor. Çekirge, danaburnu gibi böceklerle önce serçe kuşu yakalayan avcılar, bu kuşlar vasıtasıyla da atmacaları tuzağa çekip yakalıyor. Avcılar, yakaladıkları ve gözü gibi bakarak besledikleri atmacaları bir süre sonra doğaya salıyor. Kimi avcılarda yakaladıkları atmacayı eğitip, bıldırcın avında kullanıyor, kimi de kolunda gezdiriyor. Karadenizlilerin atmaca sevgisi asırlardır babadan oğula gelenek halinde sürüyor.

AĞAÇ DALLARI İLE KAMUFLAJ

Atmaca tutkunu alabalık çiftliği işletmecisi Mustafa Memoğlu da günün büyük bir bölümünü atmacasıyla geçiriyor. Her yıl ağustos-kasım ayları arasında atmaca avına çıkan Memoğlu, ağaç dalları ve yapraklarla kendini kamufle ediyor, araziye özel ağ kurarak pusuya yatıyor. Çam ağacının gövdesine merdivenle çıkılan platform kuran Memoğlu, arkadaşları ile kemençe eşliğinde atmaca türküleri söylüyor, saatlerce bıkmadan atmaca yolu gözlüyor. Yakaladığı atmacayı yanından hiç ayırmayan Memoğlu, onunla vakit geçiriyor.

‘ATMACA YAKALAMAK ZOR İŞTİR’

Atmacacılığın yörede kültür olduğunu ifade eden Mustafa Memoğlu, ağustos ayı geldiğinde işçi ve memurların izinlerini bu ayda aldığını, gurbettekilerin yurda tatillerini bu aya ayarladıklarını belirterek herkesin atmaca avına başladığını söyledi. Ağustos-kasım ayları arasında kuzeyden güneye atmaca göçünün başladığını söyleyen Memoğlu, ‘Bugünlerde herkes atmaca yakalamaya başladı. Ağustos-kasım arası atmaca göçü devam ediyor. Atmacaları yakalıyoruz ama 3 ay sonra tekrar göç yolunda doğaya salıyoruz. Bu yüzyıllardır devam eden bir gelenek. Atmaca yakalamak çok zor. Daha önce bir böcek yakalıyoruz. Sonra kuşu yakalarız. Ondan sonrada atmacayı yakalarız. Atmaca ile de bıldırcın avına çıkarız. Onları yanımızdan hiç ayırmayız. Onlar bizim evladımız gibidir’ dedi.

ATMACACILIK KÜLTÜRÜ

Doğu Karadeniz’de, gururlu, asil bir atmacayı kolunda taşımak bir ayrıcalıktır. Atmacalar bu yüzden pek çok kişiyi uzun yıllardır peşinden sürüklüyor. Ağustos ayının sonunda, atmaca göçü başlar. Bu göçün başladığı ağustos sonları ile bittiği kasım ortalarına kadar devam eden atmacacılık bir gelenek olarak uzun yıllardır uygulanıyor. Atmaca avı için, ormanlık alandaki küçük açıklıkta ağaç dallarını kullanarak gizlenebilecek bir ortam hazırlanır. Hazırlanan ortam, atmacaların göç esnasında sık geçtikleri bir nokta olmalıdır. Atmaca yakalarken kullanacak ağ gerilir. Sopanın ucundaki tuzak kuş ağın önünde oynatılır. Oynayan kuşu kapmak için gelen atmaca bu ağa takılır. Ağdaki atmaca hiç incitmeden çıkarılır. Yakalanan atmacanın genç bir dişi olması tercih edilir. Çünkü genç kuşlar daha kolay eğitilebilir ve erkeklere oranla daha iri bıldırcın avlarlar. Atmacaların çok azı iyi eğitilebiliyor ve atmacacılar yakalanan bir atmacanın eğitilip eğitilemeyeceğini davranışlarından hemen anlaşılabiliyor. Eğer huyları beğenilmez ise, tekrar doğaya geri bırakılır. Ekim ayı bittiğinde bıldırcın geçişi biter. Bu atmaca ile atmacacı arasındaki beraberliğin de sona ermesi demektir. Atmacacı birkaç aydır yanından ayırmadığı atmacasını ve kızıl sırtlı örümcek kuşunu tekrar doğaya salar. Onlar göçlerine devam ederler.

The post Rize Doğu Karadeniz de Atmaca Tutkunları Pusuya Yattı, Ava Başladı first appeared on Haber Rizem.

“ARTVİN’İ YÜKSEK STANDARTLI YOLLARLA BAĞLAYACAĞIZ”

Turhan, “Biz de bu zenginlikleri ekonomiye kazandırmak için çalışıyoruz. Bunun için de ulaşım altyapısı fazla kayda değer. Bölgenin şartları gereği kara yolu ulaşım sistemlerine tartı veriyoruz. Karadeniz Sahil Yolu yapıldı, Sarp Hudut Kapısı çalışıyor, Artvin- Borçka yolu üstünde Artvinlilerin rüyası olan Cankurtaran Tüneli de tamamlandı. Onun bağlantı yollarında da çalışmalarımız devam ediyor. En kısa zamanda onları da tamamlayıp ana ulaşım sistemlerimize Artvin’i daha yüksek standartlı yollarla bağlayacağız.” dedi.

“HAVALİMANI 2020’DE AÇILACAK”

Keza Rize- Artvin Havaalanı projesine de değinen Turhan, “Artvin’e yalnızca yollar yok, Artvin ve Rize ilimizle iki taraflı kullanılacak bir havaalanımız da deniz üzerinde yapılıyor. Artvin’e en yakın havaalanı Trabzon’da. Bu havaalanımız açıldığında inşallah Artvinli uçağa daha gizli ulaşabilecek. Hükümetimizin ortaya koyduğu bir kriter var, 100 kilometrede her vatandaşımız havaalanına ulaşabilecek. İnşallah Artvinli de bu imkana yakın bir zamanda kavuşacak. Önemli bir gecikme olmazsa 2020 yılında hizmete açmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

The post Rize- Artvin Havalimanı’nda çalışmalar sürüyor first appeared on Haber Rizem.

Havaların mevsim normallerinin altına inmesinin ardından Rize-Artvin ve Erzurum il sınırları içerisinde bulunan Kaçkar Dağları’ndaki 2 bin 700 rakımda bulunan yaylalara bu sabah kar yağdı. Karın yağdığı anlar orada bulunan vatandaşlar tarafından görüntülendi – RİZE

The post Kaçkarlar a Eylül Karı Düştü first appeared on Haber Rizem.

DOĞU Karadeniz Bölgesi’nde, 5 yıl önce üretimine başlanan beyaz çayda, bahçeye giren üreticiler bu yılda olgunlaşan tomurcuk filizlerinin hasadını yaptı. Çaykur üreticilerden bu yıl 830 kilo beyaz çay satın aldı. Dünyada, ‘İmparatorların çayı’ olarak bilinen, Türkiye’de ise ‘Beyaz iksir’ adıyla kilosu 4 bin liraya kadar alıcı bulan beyaz çay satışa çıkarıldı.

Beyaz çayın üretimi, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun’da, 5 yıl önce başladı. Çaykur tarafından başlatılan uygulamayla, ‘Tomurcuk’ olarak bilinen çayın üst filizleri üreticiler tarafından elle toplanmaya başlandı. Üreticiden kilosu 500 liraya alınan beyaz çay üretiminin artırılması için çalışma yapıldı. Bahçeye giren üreticiler de olgunlaşan tomurcuk filizlerinin hasadını yaptı. 2018 yılının süren yaş çay kampanyası döneminde Çaykur şuana kadar üreticilerden 830 kilo beyaz çay satın aldı. Bu rakamın düşük olduğu ve istenen miktarda beyaz çayın bu yılda alımının gerçekleştirilemediği belirtildi.

20’ŞER GRAMLIK KAVANOZLARDA SATILIYOR

Ürün miktarının düşük olmasının, insan sağlığına faydaları nedeniyle üreticilerin beyaz çayı kendileri için saklamasından kaynaklandığı belirtildi. Dünyada, ‘İmparatorların çayı’ olarak bilinen, Türkiye’de ise ‘Beyaz iksir’ adıyla kilosu 4 bin liraya kadar alıcı bulan beyaz çay satışa çıkarıldı. Beyaz çay 20’şer gramlık kavanozlarda 80 liradan satışa sunuluyor. Çaykur, kendi üretici ve çalışanlarına ise beyaz çayı indirimle kilosu 2250 liradan satışa sundu.

Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, beyaz çay üretiminde bir miktar gerilemenin söz konusu olduğunu belirterek, Beyaz çayın kansere yönelik koruyucu etkisinin ortaya çıkmasının ardından vatandaşlar tarladan topladıkları tomurcukları kendi tüketimleri için ayırdı. Ancak beyaz çay üretimini artırmak istiyoruz. Bu yönde yoğun talep varö dedi.

BEYAZ ÇAY

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde çay tarımında 5 yıl önce beyaz çay üretimine geçildi. Çaykur tarafından başlatılan uygulama ile ‘Tomurcuk’ olarak bilinen çayın üst filizleri üreticiler tarafından elle toplandı ve geçen sürede 3 tona yaklaşan üretim gerçekleştirildi. Dünyada kilosu 1000 dolardan 15 bin dolara kadar değişen fiyatlarla satılan beyaz çayın vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanı sıra, insan sağlığına önemli faydalarının bulunduğu biliniyor. Japonya’da yürütülen bir çalışmada, Türk beyaz çayında kanserli hücreleri yok eden etken bir maddeye rastlanmıştı.

The post Rize 830 Kilo Üretilen Beyaz Çay, Kilosu 4 Bin Liradan Satışa Çıktı Hd first appeared on Haber Rizem.

GÖZALTINA ALINDILAR

Şüpheliyi gezgin salonuna alan polis, valizi açınca kadınla karşılaştı. Polis, kısa süren şaşkınlığın arkasından G.P. ile isminin F.T. olduğu belirlenen kadını gözaltına aldı.

5 YIL ANTRE YASAĞI OLDUĞU SAPTANDI

Yapılan kontrollerde F.T.’nin 5 sene süreyle Türkiye’ye antre yasağı olduğu saptandi.

The post Valizin içinde Türkiye’ye girmeye çalışan bayan yakalandı first appeared on Haber Rizem.

KOLEKSİYON OLUŞTURDU

Zamanla bu ilgisi tutkuya dönüşen Muammer Yavuz, yurt içi ve yurt dıştan meslek için gittiği yerleri fotoğraflarken bununla birlikte topladığı 300’e yakın eski resim makinesiyle koleksiyon oluşturdu. Muammer Yavuz, makinelerinin bir kısmını evinde saklarken bazılarını da meslek uygun sergiliyor.

HAYATININ MERKEZİNDE TUTMAYA ÇALIŞIYOR

Muammer Yavuz, babasının Almanya’dan getirdiği resim makinesini kutusunda birincil günkü gibi sakladığını söyledi.

Fotoğraf makinelerine ilgi duyduğunu ve resim çekmeyi fazla sevdiğini anlatan Muammer Yavuz, mesleğinin yanına fotoğrafçılığı da hayatının merkezinde tutmaya çalıştığını belirtti.

300 RESIM MAKİNASI BİRİKTİRDİ

Muammer Yavuz, işi gereği Türkiye’nin çoğu ilini ve Avrupa ülkesini de gezdiğini söyleyerek, “Gittiğim yerlerin tarihi, turistik ve doğal güzelliklerinin fotoğraflarını çekerek ölümsüzleştirdim ayrıca buralarda bulduğum antika fotoğraf makinelerini satın aldım. Böylece bugüne değin yaklaşık 300 eski resim makinesi koleksiyonuna sahip oldum” dedi.

RESIM TUTKUNLARI ZİYARET EDİYOR

Koleksiyonunun 1850 ile 1978 yılları aralarında üretilen resim makinelerinden oluştuğunu vurgulayan Muammer  Yavuz, “Bunları meslek yerimin özel bir yerinde topladım ve sergiliyorum. Beni ziyarete gelenlere fotoğraf makinesi koleksiyonumu gösteriyorum. Ziyaretçilerimin fazla ilgisini çekiyor. Bilhassa fotoğraf tutkusu olanlar, aralıksız burayı ziyaret ediyor. Ara Sıra okullardan öğrenciler ziyaretime geliyor.” diye konuştu.

ANALOG MAKİNALAR DA VAR

Muammer Yavuz, koleksiyonunda farklı büyüklüklerde fotoğraf makineleri olduğunu anlatarak, bu makinelerin birkaç tanesi dışarıda tamamının analog olduğunu söyledi.

Makinelerin bakım ve tamirini kendisinin yaptığından bahseden Yavuz, birçoğunun hala çalıştığını ve farklı özelliklere sahip olduğunu belirtti.

ZAMANIN TANIĞI MAKİNALAR

Muammer Yavuz, hedefinin 3 bin fotoğraf makinesi biriktirip müze açılmak olduğunu söyleyerek, “Hür meslekle uğraşıyorum fakat işin stresini resim çekerek ve eski makineleri biriktirerek atıyorum. Fotoğraf makinemi kesintisiz yanımda taşıyorum. Makinem olmadığı vakit kendimde büyük bir eksiklik hissediyorum. Bu makinelerin tümü zamanın neredeyse bir tanığı” dedi.

The post Fotoğraf tutkununun koleksiyonculuğa uzanan yolculuğu first appeared on Haber Rizem.

Görüntülerde, kamyon sürücüsünün kayalıklara yaklaşarak, çimento atıklarını kayalıklara döküp, uzaklaştığı görüldü. Kamyonun arkasında bağırarak, uyarmaya çalışan Çakır ise olay sonrası İlçe Jandarma Komutanlığı’na gidip, davacı olarak, şirket hakkında kabahat duyurusunda bulundu. Çakır, şikayetinde, kamyon sürücüsünün tedbir almadan hafriyat boşaltma işlemi yaptığı sırada oğluyla birlikte kayalık alandan kaçıp, ezilmekten son anda kurtulduklarını da belirtti.

“BAĞIRDIM AMA KAMYON DÖKEREK GİTTİ”

Döküm sahası olmayan noktaya boşaltma işlemi yaparak, çevrenin kirletildiğini savunan Yücel Çakır, “Oğlumla birlikte denize girmek için ‘Martı Kayalıkları’ denilen mevkideydik. Denize girecekken, kamyon geri geri yanaşıp, aniden damperini kaldırarak, harç artıklarını, beton artıklarını boşaltmaya başladı. Ben ıslık çaldım, ‘Dur’ diyene değin oğlumu sol tarafa çekerek, kurtardım. Bağırdım, çağırdım. ‘Burada halk var, dökmeyin’ diye fakat kamyon dökerek, gitti” dedi.

“DOĞAYA HASAR VERDİKLERİNİ GÖRDÜM”

Durum sonrası kıyıya hafriyat döken kamyon sürücüsünü tespit ettiğini kaydeden Çakır, şoför ve şirketi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:  “sonradan video görüntülerini de çektim. Kişiyi de saptama ettim, çalıştığı özel firmaya artan bir şekilde, orada da konuştuk. Suç duyurusunda bulundum. Burası çok güzel, doğa harikası bir yer. Burada ayrıca döküm sahası olmayan yere döküm yaparak hem de çevreyi kirleterek ve kıyı kenar çizgisini değil sayarak, bununla birlikte martıların yaşam alanını, bu bölgedeki tek hayat olanı olan ‘Martı Kayalıkları’ndaki ekosistemi bozarak, doğaya zarar verdiklerini gördüm. Bu doğa harikası yerlerin bu şekilde köreltildiğinin ve harap edildiğini görmek beni fazla üzdü.”

“ÇÖPTEN FAZLA SIKINTIMIZ VAR”

Sarp köyü sakinlerinden Mehmet Tuzcu ise kıyı şeridinin her noktasına bu yöntemle atıklar döküldüğünü öne sürerek, Gürcistan tarafının daha pak olduğunu söyledi. Tuzcu, “Maalesef hayat alanı çok kısıtlı. Fazla fena bir şekilde burası yöneticilik ediliyor. Çöp açısından fazla sıkıntımız var. Sahil her tarafında her taraftan çöp atılıyor buraya. Karşı tarafa gittiğiniz zaman Gürcistan’a sahilinde çöpü bırakın bir izmarit bile bulamazsınız. Hafriyat ayrı bir can sıkıntısı, İstanbul’dan gelen hekim ağabeyimiz çocuğuyla ‘Martı Kayalıkları’nda denize girdiği sırada adeta ezilme tehlikesi yaşadı, son anda kurtuldular. Buraya döküyorlar, daha ileri noktalara döküyorlar. Yetkililer, bu sahil yolundan geçerken, bunları görmüyor mu?” diye konuştu.

The post Artvin’de hafriyat denizi first appeared on Haber Rizem.

HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ

Kavga kısa sürede kavgaya dönüştü. Ağız Dalaşı sırasında gruptan kimliği belirsiz kişi, silah ile İshak Köse’ye alev etti. Ağır yaralanan Köse, ambulansla kaldırıldığı Hopa Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Polis, olaydan sonra kaçan grubu arıyor.

The post Ağzı Bozuk konuştukları için kendilerini uyaran taksiciyi öldürdüler first appeared on Haber Rizem.

Bu kurban bayramında acemi kasapların en fazla ortaya çıktığı il 1226 kişi ile İstanbul oldu. İstanbul’u 603 kişi ile Ankara izledi. Tunceli, Bingöl ve Siirt kent merkezlerinde hastanelere başvuru olmazken, diğer tüm illerde hastanelerin acil servisleri acemi kasaplara hizmet verdi. El, kol ve bacaklarda kesik, kırık ve ezilme nedeniyle hastaneye başvuran yaralıların büyük bölümü ayakta tedavinin ardından taburcu edildi. Bazı yaralılar ise başta ortopedi servisleri olmak üzere çeşitli servislere yatırıldı.

ŞEHİR ŞEHİR ACEMİ KASAP BİLANÇOSU

Demirören Haber Ajansı muhabirlerinin illerinden verdiği haberlere göre, kurban keserken yaralanıp, hastanelere başvuran acemi kasapların sayısı şöyle:

Adana 236, Adıyaman 77, Afyon 65, Ağrı 62, Amasya 85,

Ankara 603, Antalya 61, Artvin 20, Aydın 69, Balıkesir 63, Bilecik 66, Bitlis 4, Bolu 37, Burdur 48, Bursa 162, Çanakkale 98, Çankırı 40, Çorum 72, Denizli 182, Diyarbakır 3, Edirne 12, Elazığ 18, Erzincan 74, Erzurum 227, Eskişehir 119, Gaziantep 106, Giresun 15, Gümüşhane 6, Hakkari 10, Hatay 55, Isparta 33, Mersin 154, İstanbul 1226, İzmir 195, Kars 204, Kastamonu 11, Kayseri 135, Kırklareli 7, Kırşehir 37, Kocaeli 92, Konya 96, Kütahya 108, Malatya 98, Manisa 98, Kahramanmaraş 113, Mardin 17, Muğla 22, Muş 65, Nevşehir 43, Niğde 120, Ordu 6, Rize 33, Sakarya 83, Samsun 93,  Sinop 6, Sivas 130, Tekirdağ 11, Tokat 178, Trabzon 12, Şanlıurfa 121, Uşak 94, Van 23, Yozgat 145, Zonguldak 21, Aksaray 27, Bayburt 40, Karaman 43, Kırıkkale 111, Batman 13, Şırnak 3, Bartın 26 Ardahan 24, Iğdır 35, Yalova 33, Karabük 25, Kilis 19, Osmaniye 82, Düzce 82,

KENDİNİ KESENLERE GÜLÜYORLARMIŞ

Kurban kesimi sırasında kendilerini yaralayan acemi kasaplardan bazıları daha önce haberlerini duyduğu acemi kasaplara şaşırdıklarını söyledi. Onlardan biri olan ve kesim sırasında ayağından yaralanan Sivaslı Cemil Şahin, “Önceden ‘millet nasıl kendini kesiyor’ diyordum. Öyle kolay kesiliyormuş ki; kendini kesenlere gülüyordum. Bıçak bir anda ayağımın üzerine düştü” dedi.

Rize’de kesmeye çalıştığı kurbanın kendisini yaraladığını anlatan Eşref Büyük, “Kurbanımız biraz yaramazlık yaptı. Hayvanın ayağı ipe takıldı. Kurtarayım derken boynuzu ile bana vurdu. Çeneme aldığım darbe ile yere düştüm. Kaçmasaydım üzerimden geçecekti. Sonunda yakaladık ve kurban ettik” dedi.  

Sakarya’da kurban keserken elinden yaralanan Sedat Maden, bu tür vakaları televizyonda izlerken komik gördüklerini ancak yaşayınca kötü bir durum olduğunu anladıklarını belirterek, “Hayvan ipini boşaltınca başındaki naylon ipi tutup çektim, ip bıçak gibi elimi kesti” dedi. Yalovalı Ömer Faruk Kurt ise, “Eti doğrayan arkadaş bıçağı kaçırdı. Olur böyle şeyler. Hamama giren terler” diye konuştu. – Ajansı

The post Bayramın İlk Günü 7 Bin 88 Acemi Kasap Hastanelik Oldu first appeared on Haber Rizem.