Kurtuluş’taki pastanesinde, 50 yıldır İstanbullulara tat şöleni yaşatan 70’lik delikanlı Bahattin Boğaz, 45. maratonunu Berlin’de koşacak.
1947’de doğan Boğaz, 13 yaşında İstanbul’a gelerek, ağabeyinin Kurtuluş’taki pastanesinde çalışmaya başladı. Ağabeyinin önerisiyle Kurtuluş Spor Kulubü’ne tescil olan Boğaz, 15 yaşında lisanslı atlet oldu. O gün bugündür koşan Boğaz, dünyanın böylece fazla yerindeki maratonlarda ter döktü.
Bugünlerde 18. kez katılacağı Berlin maratonu için gün sayan Boğaz, yıllardır süregelen maraton sevdasını anlattı.
Pastacılığın mesleği, ekmek parası olduğunu ama herkesin kendisini koşucu olarak tanıdığını dile getiren Boğaz, gerek pastacılığı gerekse koşuculuğu aşkla yaptığını söyledi.
Boğaz, ilk başlarda hobi olan maratonun zamanla arzu haline geldiğini vurgulayarak, “500 kere dünyaya gelsem yeniden maratoncu olurdum, koşmayı o kadar çok seviyorum. Koşmazsam o gün rahatsız ve tedirgin oluyorum. ilk kez İstanbul maratonu ile başladım, daha sonra dünyaya açıldım. İki defa New York, iki defa Rotterdam’da koştum. Las Vegas, Lüksemburg, Atina, Roma, Milano, Düsseldorf, Hamburg, Stuttgart, Leverkusen, Würzburg, Lizbon ve Prag maratonlarına katıldım. Berlin’de 17 maraton elde etmek üzere Almanya’da 29 maraton koştum ve jubile üyesi oldum.” diye konuştu.
18. KERE BERLİN MARATONU’NDA
Her gün ahenkli spor yaptığını aktaran Boğaz, “Dengeli besleniyorum, günde iki öğün yerim, bedenime zararlı bir şeyi asla kullanmam, sigara, içki içmem. 22.00’de yatar, 06.30’da kalkarım. Hayatım sporla geçiyor. Haftanın 6 günü ikişer saat spor yapıyorum. Spor yapmak için özellikle Belgrad, Fatih ormanlarını, Riva ve Sokak Bostan sahilini seçim ediyorum. Cumartesi günleri dinleniyorum. Sabahları koşuya çıkmadan önce su içiyorum. Koşacağım mesafeye tarafından kahvaltı yapıyorum, bir dilim ekmeğin üzerine yağ, pekmez ya da bal sürerim. Koşumu yaptıktan daha sonra duşumu alır, asıl kahvaltımı yapar, ekmek teknem olan pastaneye giderim. Haftanın 6 günü de pastanede çalışıyorum.” diye konuştu.
Boğaz, yılda bir kez check-up yaptırdığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Doktorum sonuçlara şaşma ediyor, her defasında, ‘Nasıl olur, sen 71 yaşındasın lakin 16 yaşındaki bir gencin kan değerlerine sahipsin’ diyor. Yürek doktoru ise “Bahattin Bey sizin kalp atışlarınıza hayran oluyorum” demekten kendini alamıyor. Bunu elbette spora, koşmaya borçluyum. 13 Eylül’de Almanya’ya gideceğim, 16 Eylül’de Berlin maratonunda 18. defa koşacağım. Katıldığım hiçbir maratonu yarıda bırakmadım. Hepsini tamamladım. Gençliğimde maraton yoktu. Berlin ve New York maratonları, 1970’den sonra başladı. böylece koşmaya ilk olarak 1993’te 46 yaşında İstanbul maratonu ile başladım. sonra 1994’te 47 yaşında New York maratonunda koştum. 1998’de ikinci kez koştuğum New York maratonunu 2 saat 46 dakikada bitirdim.”
GENÇLERE: “FAZLA YEMEYİN, MUTLAKA SPOR YAPIN”
Maratonun özveri ve disiplin istediğinin altını çizen Boğaz, yağmur çamur, kar kış demeden koşmak ve dengelenmiş beslemek gerektiğini dile getirdi.
Boğaz, dünyada ve Türkiye’de sağlıksız besin ve spor alışkanlığının olmaması sebebiyle obezitenin arttığına dikkati çekerek, “Gençlere tavsiyem şu; fazla yemek iyi bir şey değil, mutlaka spor yapın. Elim ayağım tuttuğu sürece koşacağım, sporu katiyen bırakmam.” dedi.
Kendi yaş grubunda maratonda dereceye girdiğinin altını çizen Boğaz, sözlerini, “Maratonda derece sorulmaz, önemli olan bitirmektir. Amerika’da New York maratonunda iki kere koştuktan sonradan bana gelen mektupta, ‘Bizim için sen de şampiyon değin değerlisin, çünkü sen koşmasaydın kazanan da olmazdı.’ yazıyordu.” diye tamamladı.